KA.DER: Kadın vekil konusunda kritik eşik HDP ile aşıldı

  • 09:09 30 Mayıs 2018
  • Güncel
ANKARA- 24 Haziran'da yapılacak seçime ilişkin partilerin kadın aday sıralamalarını ve kadın aday sayısını değerlendiren KA.DER Yönetim Kurulu Üyesi Simten Coşar, Meclis'te ilk defa 7  Haziran 2015 seçimlerinde HDP ile birlikte kritik olan yüzdelik dilimin aşıldığına dikkat çekti. 
 
24 Haziran seçimlerine ilişkin partilerin kesin aday listesi   geçen hafta Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) sunuldu.  AKP 126 kadın CHP 137 HDP ise eşit temsiliyetten ödün vermeyerek  230 kadın aday gösterdi. Partilerin toplamda 4200 aday sayısından 3269'unu  erkek 931'ini ise kadınlar oluşturdu. Kadınlar yalnızca 49 ilde  birinci sıradan aday gösterirken, HDP 18 ilde CHP altı ilde AKP ise yalnız dört ilde kadın aday gösterdi. Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER)  yönetim kurulu üyesi Simten Coşar ve  Nilgün Karacaoğlu  değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Türkiye’de kadın aday gösterilmesi neredeyse normdur’
 
Türkiye'de genel seçimlerde kadınların aday gösterilmesinin hep sorunlu bir halde gerçekleştiğini belirten Simten, “Değil birinci sıradan herhangi bir sıradan kadın aday göstermeyen siyasal partiler istisna değil neredeyse normdur. Son beş genel seçimde ilk sıradan aday gösterilen kadınların ilk sıradan adayların geneline oranına baktığımızda bu durum sayısal olarak desteklenir. Dolayısıyla, kaynak dağılımı/bölüşümündeki toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikten başlayan adaletsizlik farklı düzlemlerde ve siyasal karar alma mekanizmasına dahil olmanın farklı veçhelerinde daimi kılınır, kesintisizleştirilme riskiyle sürekli olarak yeniden üretilir” dedi. 
 
‘7 Haziran’da HDP ile kritik  yüzdelik  dağılım aşıldı’
 
7 Haziran  2015 seçimlerinde seçime giren 21 partinin kadın aday gösterme oranının yüzde 26’larda olduğunu hatırlatan Simten  barajı aşarak meclise giren 4 partiden sadece Halkların Demokratik Partisi’nin  kadın aday oranı bakımından kritik eşik olan yüzde 33 ‘lük oranı aştığını kaydetti. Simten, “Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi kadın aday oranında kritik eşiğin altında kaldılar.  Bununla beraber, BM Cinsiyet eşitliği ve Kadınların Güçlenmesi Birimi tarafından yapılan, ‘Politikada Kadınlar’ araştırmasının 2017 verilerine göre, 193 ülke arasında Türkiye 132. sırada yer alıyor” şeklinde konuştu. 
 
7 Haziran’da HDP ile parlamentoda kadın  temsil oranı arttı’
 
 7 Haziran seçimleri sonrasında parlamentoda kadın temsil oranının 98 vekil ile yüzde 14,3’ten yüzde 17,8’e, yükseldiğini kadın bakan oranının  ise %3,7’ olduğunu hatırlatan Simten, “ AK Parti 24.Dönemde 45 kadın vekile sahipken, 25.Dönemde bu sayı 41’e düştü, CHP 24. Dönemde 19 kadın vekile sahipken, 25. Dönemde 21 kadın vekille temsil şansı buldu. MHP ise 24.Dönemde 3 olan kadın vekil sayısını 25.Dönemde 4’e çıkardı. Oy oranı en az olan HDP ise 32 kadın vekil ile parlamentoda yer aldı. Bu oranların illere yansıması sonucunda 38 ilden hiç kadın vekil temsil şansı bulamazken sadece 43 ilden kadın vekil seçilebildi. 24 Dönemde ise 44 ilden kadın vekil çıkmamıştı” şeklinde konuştu. 
 
‘Bugünün siyasi atmosferine bakıldığında sürpriz olmadı’
 
24 Haziran seçimlerinde kadın adayların erkek  adaylara oranla sayısal azlığının yeni  ve sürpriz olmadığını ifade eden Nilgün ise  şöyle konuştu: “Şaşırtıcı hiç değil. Bugünün genel seçim atmosferinde maalesef böyle ve biraz daha beklendik.  Bu tür bir beyanı beklemek için daha erken bir evrede olabiliriz. Her halükarda, özellikle Ka-Der gibi seçim süreçlerine özellikle odaklanan kadın hakları  ya da feminist örgütlerden daha hızlı tepki beklenir. Henüz erken evrede olmaya eklenebilecek bu  yavaşlık nedeni, belki genel seçimlere ev sahipliği yapan tuhaf siyasal dinamiklerle ve berbat ekonomik göstergelerle tanımlanan sosyo-politik bağlam olabilir. Kısaca, genel seçimlerin 'erken'liğinin Türkiye siyasi tarihinde neredeyse biricik olduğu, iktisadi göstergelerin iflasa meylettiği, otoriter uygulamaların maalesef yerleşikleşmesine ramak kalındığı bir seçim öncesi ortamdan bahsediyoruz.”
 
‘Son üç seçimde gözlemlediklerimiz ciddi bir yüzleşmeyi gerektiriyor’
 
“Böylesi bir ortamda gerçeklik olarak tanımlanan toplumun normuyla yakından bağlantılıysa, ellikle hak temelli siyasette gerçekliği elimizden kaçırdığımıza işaret edebiliriz.” şeklinde konuşan Nilgün,  bu yüzden ilk sırada aday gösterilen kadın sayısının az olduğuna dikkat çekti. Tablonun bütünün Türkiye'de genel seçimlerden alışılmış bir durumu resmettiğini söyleyen Nilgün,  konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
“Siyaseten seçmelerin cinsiyetçiliğini... Bu, bize Ka-Der ve benzer kadın hakları örgütlerinin ve özellikle feminist örgütlerin Türkiye siyasetinin seyrinde demokratikleşmenin halihazırda sorunlu konumunun son yıllardaki ve özellikle son üç genel seçim sürecinde yüzleşmek durumunda kaldığımız olumsuz evrilişinin önüne geçebilmek açısından, ülke genelinde demokrasinin tesisi açısından önemini bir kez daha gösteriyor. Kısaca, demokrasi, insanların bir arada yaşayabilmesi için kendilerini, gündeliklerini ve birbirleriyle ilişkilerini ilgilendiren konulardaki kararlara olabildiğince etkin katılımlarıyla bağlantılı bir yönetme pratiğine işaret ediyorsa, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin her düzeydeki karar alma mekanizmalarında ısrarla devam ettirildiği bir bağlam demokrasi açısından olumlu koşulların geçerli olduğu bir bağlam değildir. Diğer bir ifadeyle, salt erkeklerin bakma, yaşama, düşünme formlarıyla işletilen karar alma süreçleri, doldurulan karar alma mevkileri erkek addedilene uymayanları doğrudan siyasetin ve toplumsal olanın dışında konumlandırır. Bu toplumun kayda değer bir bölümünün siyaseten dışarılanması, marjinalleştirilmesi, tahakküm altında tutulması anlamına gelir” 
 
‘Kadınların karar alma sürecinden dışlandığı bir seçtir(me) pratiği yaşıyoruz’
 
Aday listesindeki kadın aday sayısının salt olarak rakamlarla bahsedilip geçilemeyecek bir konu olduğunu vurgulayan Nilgün, “ Toplumun salt belirli bir kısmının, bir cinsiyetin norma addedilen kıstaslarına göre ayarlanmış karar alma süreçlerinden dışlandığı bir seç(tir)me pratiğine ve buna koşut yönet(eme)me pratiğine işaret ediyoruz” diye konuştu. 
 
‘Bu gereklilik bizi HDP’nin örnek teşkil etmesine yöneltiyor’
 
Özellikle muhalif olan partilere  toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama noktasında önerilerde bulunan Nilgün, “ Muhalif duruşunu demokrasi eksenli kuran siyasal partiler içerisinde halihazırda etkin olan, halihazırda yük taşıyan, halihazırda siyaseten faal olan kadınları olabildiğince görünür kılmaları - tabii bunun için, önce, parti içi siyasetin işleyişinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmış olması, ya da, hiç değilse, sağlanması önünde anlamlı adımların atılmış olması gerekiyor.  Bu gereklilik ise bizi doğrudan, parti içi toplumsal cinsiyet eşitliği açısından  diğer siyasal partilerin epey ilerisinde yer alan HDP'nin örnek temsil etmesine yöneltiyor” dedi.