Suriye Kadın Meclisi: Efrîn’de 119 kadın kaçırıldı

  • 14:07 27 Mayıs 2018
  • Güncel
QAMIŞLO-Türkiye ve ÖSO gruplarının Efrîn’de insanlık dışı uygulamalarda bulunduğunu belirten Suriye Kadın Meclisi, etnik baskı, katliam, kadın haklarına yönelim, esirlere işkence, cenazelere saldırı ve talan ve gaspın yanı sıra şu ana kadar 119 kadının kaçırılarak cinsel saldırı ya da tacize maruz bırakıldığını duyurdu. 
 
Suriye Kadın Meclisi, Türkiye ve ÖSO gruplarının Efrîn’de insanlık dışı uygulamalarında bulunduğunu belirterek, konuya ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi. Qamışlo’da bulunan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Diplomatik İlişkiler Salonu’nda gerçekleştirilen açıklamaya, çok sayıda meclis üyesi kadın katıldı. Meclisin açıklaması Suriye Kadın Meclisi Genel Koordinatörü Lîna Berekat tarafından okundu.
 
‘Türkiye Suriye savaşını derinleştirdi’
 
Lîna, Suriye halklarının taleplerinin bölgesel ve uluslararası devletlerin direk ya da çete gruplarına olan destekleri ile bölgesel bir savaşa dönüştürüldüğünü belirtti. Türkiye’nin  bölgede yürüttüğü “Osmanlı işgalciliği” politikaları ile Suriye savaşının derinleşmesine neden olduğunun belirten Lîna, “Türkiye Suriye’nin farklı merkezlerinde yıllar boyunca sürdürdüğü işgal saldırıları ve çete gruplarına desteği ile yüz binlerce sivilin katledilmesi ve göç etmesine sebep oldu” dedi. 
 
‘Kalıcılaşmak için her yol deneniyor’
 
Türkiye’nin Cenevre, Astana ve Soçi gibi Suriye savaşının çözüm görüşmelerinde sürekli yıkıcı taraf olduğunu vurgulayan Lîna, “Türkiye çatışmasızlık bölgeleri ya da gözlem noktaları adı altında Suriye topraklarını işgal etmektedir. Gerçekleştirilen çözüm görüşmelerinde de bu işgalini meşrulaştırmak ve kalıcı hale getirebilmek için her yolu denemektedir” diye konuştu. 
 
‘Türkleştirme politikası yürütülüyor’
 
Türkiye ve ÖSO gruplarının Suriye’deki politikalarının Efrîn’e yönelik insanlık dışı saldırılar ile sürdürdüğünün belirten Lîna, hak ihlallerine dikkat çekti. Lîna, Türkiye’nin denetimine geçirdiği bölgelerde demografik yapıyı değiştirerek, “Türkleştirme” politikaları yürüttüğüne vurgu yaparak, “Cerablus, Bab ve Ezaz ile gözü doymayan Türkiye, Efrîn’den sonra gözünü Idlib’ten Hama’ya kadar süren bölgeye dikti. Buraları da işgal ederek topraklarına katmak istemektedir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Sessizlik cesaret veriyor’
 
Türkiye’nin Efrîn’de kalıcı olabilmek için her türlü insanlık ve ahlak dışı saldırıların yanı sıra demografik yapıyı değiştirdiği ve Şam, Doğu Guta, Humus ve Hama’daki kendisine bağlı grupları kentte yerleştirdiğini belirten Lîna, uluslararası kamuoyunun sessizliğinden cesaret alınarak sürdürülen bu politikaların Suriye savaşının çözüm umudunu ortadan kaldırdığını vurguladı.
 
’İşkence, talan, gasp, cinsel saldırı, katliam…’
 
Kentte en büyük yönelimin kadınlara yönelik olduğunu belirten Lîna, şu ana kadar en az 119 kadının kaçırıldığını, cinsel saldırı ve tacize maruz bırakıldığını vurguladı.
 
Açıklamada Türkiye ve desteklediği ÖSO gruplarının Efrîn’deki uygulamaları şöyle sıralandı:
 
*Etnik baskı
 
*Katliamlar
 
*Kadın haklarına yönelim
 
*Esirlere işkence ve öldürülmeleri ile şehit cenazelerine saldırı
 
*Kanun dışı yargılamalar
 
*Talan ve gasp
 
*Kitap ve tarihi belgelerin yakılması
 
*Dini mabetlerin tahrip edilmesi ve bombalanması
 
*Sivillerin kaçırılması ve katledilmesi 
 
*Çocukların kaçırılması
 
*Mezarlıkların bombalanması
 
*Heyva Sor Merkezi ve Avrîn Hastanesi’nin bombalanması
 
*Meydankê barajının yanı sıra elektrik ve su üretim tesislerinin bombalanması
 
*Değirmen ve fırınların bombalanması
 
*Yasak silahların kullanması
 
*Sivil konvoylarının bombalanması ve sivillerin canlı kalkan olarak kullanılması
 
Efrîn’de savaş ve insanlık suçu işlendiğini vurgulayan Lîna, saldırıların başladığı 20 Ocak tarihinden itibaren 56’sı kadın ve 46’sı çocuk olmak üzere 259 sivilin katledildiğini;104’ü kadın ve 155’i çocuk olmak üzere 707 sivilin de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçaklarının bombardımanlarında yaraladığını belirtti. Lîna, yüz binlerce Efrînlinin ise zorla yaşam alanlarından çıkarıldığını hatırlattı. 
 
Türkiye ve bağlı grupların Efrîn’deki uygulamalarını kınayan Suriye Kadın Meclisi, şu çağrılarda bulundu:
 
“1)Uluslararası örgütlenmeler, kurum ve topluma Suriye’de yaşanılanlar karşısında sessiz durmaktan vazgeçmeleri ve sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısında bulunuyoruz. Yine Recep Tayyip Erdoğan Efrîn başta olmak üzere Suriye’deki hak ihlallerinin ortaya çıkarılarak savaş suçlusu olarak mahkeme karşısına çıkarılması ve Suriye’deki savaşta rol oynayan ve işgal hareketlerinde bulunan devlet ve tarafların cezalandırılması çağrısı yapıyoruz.  
 
2)Türkiye ve çetelerinin sivillere yönelik Efrîn’deki askeri eylemleri ve uygulamalarının kınanması
 
3)Suriye’deki hukuk ve sivil kurumları, Türkiye’nin Efrîn’deki hak ihlalleri ve savaş suçlarının belgelenmesi ortak bir çalışma yürütmelidir.
 
4)Efrîn’den zorla çıkarılan yüz binlerin geri dönüşü için koşullar yaratılmalı ve mal ve mülklerinin talan edilmesinin önüne geçilmelidir. Ayrıca Türk devletinin Efrîn ve köylerinde yerleştirdiği mayınlar bir an önce kaldırılmalıdır.
 
5)İlgili uluslararası kurum ve kuruluşlar Efrîn halkının temel yaşamsal, ekonomik ve insani ihtiyaçlarını bir an önce karşılamalıdır.
 
6)İşgalcilerin etnik soykırım gerçekleştirebilmek için gerçekleştirdiği milliyetçi saldırılar karşısında hukuki çalışmalar yürütülmeli ve halkların bir daha böyle saldırılar ile karşılaşmayacağı garanti edilmelidir. Yine bölgede sürdürülen demografik yapıyı değiştirme siyasetinin önü kapatılmalıdır.”