Meclis'e KHK'yle ihraç edilen bir aday: Yüzyıllık bir karanlığa mahkûm olmamak için

  • 09:06 26 Mayıs 2018
  • Siyaset
Melike Aydın 
 
İZMİR - Her kesime hitap eden HDP milletvekilli aday listesinde yer alan İdil Uğurlu, KHK ile ihraç edilmiş bir eğitim emekçisi. Sendika ve kadın mücadelesinden gelen İdil, “Yüzyılın tasfiyesi yaşanıyor. Kadınlara sesleniyorum; eğer yüzyıllık bir karanlığa mahkûm olmak istemiyorsak, çalışma yaşamından, sosyal hayattan soyutlanıp, özel alanlara hapsedilmek istemiyorsak HDP’ye oy vermeye davet ediyorum” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) milletvekili aday listesinde yer alan birbirinden renkli simalardan biri de İzmir 2. Bölge 2. Sıra adayı İdil Uğurlu. İdil, ilan edilen Olağanüstü Hâl (OHAL) kapsamında Şubat 2017’de yayınlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen emekçilerden biri. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim Sen İş Yeri Temsilciliği, Eğitim Sen Kadın Komisyonu, Kadın Meclisi ve Eğitim Sen 6 Nolu Şube Başkanı görevini yapan İdil, hala Eğitim Sen İzmir 6 Nolu Şube’nin Kadın Sekreteri. 
 
İzmir Kadın Platformu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Narlıdere Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma Derneği üyesi olan İdil, yüzyılın tasfiyesi olarak adlandırılan bir süreçte HDP’nin bir parçası olduğunu ifade etti.
 
‘Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalıştılar’
 
AKP Hükümeti’nin eğitim politikalarına dikkat çeken İdil, 4+4+4’lerle başlayan süreçle birlikte eğitimde kız çocuklarının aleyhine bir sistem değişikliğine gidildiğini söyledi. Tek dil, tek din, tek mezhep ve tek millet söylemiyle eğitimde tektipleştirmenin sağlanarak itaatkâr bir toplumun hedeflendiğini söyleyen İdil, dindar ve kindar bir neslin önünün açıldığını kaydetti. İdil, “AKP iktidarı muhalif olan eğitim emekçilerini teker teker eğitimden uzaklaştırdı. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışan bir sistemle karşı karşıyayız” dedi.
 
‘Karanlığa teslim olmamak için’
 
OHAL sonrası sokakların fiilen kadınlara yasaklanmasına rağmen yine alanlarda direnen kadınların olduğunu dile getiren İdil, “İzmirli kadınlara karşı da yönelim var. HDP bir kadın partisi. Ben ihraç edilmiş bir eğitim emekçisi kadın olarak kendimi en iyi HDP’de ifade ediyorum. Şiddete, tacize tecavüze karşı çocuk istismarına karşı LGBTİ bireylerinin dışlanmasına karşı kamusal, ulaşılabilir ana dilde eğitim için talepleri olan kadınlar olarak kendimizi en iyi HDP’de ifade edebiliriz. Yüzyılın tasfiyesi yaşanıyor. Kadınlara sesleniyorum; eğer yüzyıllık bir karanlığa mahkûm olmak istemiyorsak çalışma yaşamından, sosyal hayattan soyutlanıp, özel alanlara hapsedilmek istemiyorsak HDP’ye oy vermeye ve kadın örgütlerinde mücadele etmeye davet ediyorum” diye konuştu. 
 
‘Öğretmenler ucuz iş gücü, öğrenciler müşteri’
 
“Sağlıkta Dönüşüm”den sonra eğitim alanının da güvencesizleştirildiğini belirten İdil, öğretmenlerin yandaş sendikaya üye ettirilerek kimliksizleştirme politikası uygulandığını aktardı. İdil, eğitimin özelleştirilmesiyle öğrencilerin kamusal eğitimden faydalanmasının zorlaştığını söyledi. Eğitim emekçilerinin ve velilerin bu sisteme boyun eğmeyeceğini vurgulayan İdil, şöyle dedi: “Veliler eğer çocuklarının parasız eşit, cins ayrımcılığı olmayan, bilimsel ve anadilde laik eğitimi istiyorlarsa oylarını HDP’ye versinler diyorum. Uluslararası kurumlar toplumların gelişmişlik düzeylerini insanların eğitime ulaşılabilirlik durumlarını ölçü olarak alıyorlar. Ülkemizde eğitime ayırılan bütçeye bakınca eğitime ne kadar önem verildiği ortaya çıkıyor. Ayrıca iktidarın yoksul çocukların eğitim alması gibi bir derdi yok. Kendilerine elit diye tanımladıkları 300-500 kişiyle bu devleti yönetebileceklerini düşünüyorlar. Diğerlerinin eğitime ne kadar ulaştığı çok önemli değil. Bizler yoksul insanlarının çocuklarının eğitime daha kolay ulaşmasını yani eğitimde fırsat eşitliğinin verilmesini istiyoruz. Bunun için mücadele edeceğiz ve bunun yolu da HDP’ye oy vermekten geçiyor.” 
 
‘Çocuklara itaat kodları aşılanıyor’
 
Çocukların farklı kodlarla bilinçaltına hitap ederek itaat altına zorlandığını belirten İdil, “Örneğin 5-6 yaşındaki kız çocuklara gelinlik, erkek çocuklara damatlık giydirmek, camileri ziyaret ettirmek gibi ana sınıfından başlayan giderek tektipleştirilen dindar ve kindar bir iktidarla, kız çocuklarının eğitime ulaşabilmesini daha da azaltmaya çalışan bir sistemle karşı karşıyayız. Bu şekilde devam ederse eğitimde ayrımcılık giderek artacak. Belki kız çocukları okullara bile gidemeyecek” dedi.
 
Çocukların her yıl bambaşka bir sistemle karşı karşıya olduğunu belirten İdil, “Biz çocukların sınav çocuğu değil süreç çocuğu olmasını istiyoruz. Çünkü bir toplumu geliştirmek için başarılı mutlu ve özgür bireyler yetiştirilmesi gerekiyor. Oysa tamamen ezberci sorgulamayan ve itaat eden bireyleri yetiştirmeyi hedefleyen bir eğitim politikasıyla karşı karşıyayız” diye konuştu.