
Dayanışmayla yeni bir başlangıç: Fatma olarak var olmak istiyorum
- 09:01 15 Mayıs 2018
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR - Soma faciasında eşini kaybeden Fatma Kurban, eşlerini kaybeden kadınların “zengin dullar” olarak görüldüğünü ve büyük bir baskı altında olduğunu belirterek, “Çalışmaya başladıktan sonra erkeğin desteği olmadan da kadının yaşayabileceğini keşfettim. Ölen eşi ile anılan tanınan biri olarak değil Fatma olarak var olmak istiyorum” dedi.
Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasında yaşamını yitiren 301 madencinden biri de Niyazi Kurban idi. Eşi yaşamını yitirdikten sonra aile, çevre ve devlet kıskacında kalan Fatma Kurban, kadınların dayanışmasıyla ayakta kalmayı başardı.
Soma Davası’nın peşini bırakmayacağını vurgulayan Fatma, hukuk mücadelesinin yanı sıra ailesi ve toplumsal algılarla da mücadele ediyor. Eşi yaşamını yitirdikten sonra ailesinin yanına yerleşen Fatma, ailesinin baskısı nedeniyle 7 ay sonra tekrar evlenmek zorunda kalıyor. Fatma, “Ailemle sorunlar yaşadık ‘Sen bir dulsun. Dul kadınlar çarşıya çıkamaz. El alem ne der, biri seni para için öldürür atar, erkekler aklını çeler paran için’ dediler. 6-7 ay bu sıkıntıları çektim. Annemler benim evlenmeme karar verdiler. Ben de psikolojim bozuktu zaten, evlenirsem bana karışan olmaz dedim. Sevmediğim halde mecburen evlendim ve eşimi kaybettiğimde 14 aylık olan çocuğumla Balıkesir’e taşındım” dedi.
Dayanışmayla yeni bir hayatın başlangıcı
Ancak evliliğinin beşinci ayından itibaren sıkıntıların başladığını anlatan Fatma, şimdi 5 yaşında olan oğlunu eşinin istememesi nedeniyle iki kez ailesinin evine yeniden geldiğini kaydetti. Soma’ya üçüncü gelişinde Sosyal Haklar Derneği’nden Gülsüm Hacıoğlu ile tanışan Fatma, “En son eski eşim Ergun çocuğu dövmüş. ‘Neden dövüyorsun?’ deyince beni de dövdü. Ben de SOHADER’i aradım ve onlar beni korudu. Ailemle görüşmüyordum ama babam ben başka erkek buldum kaçtım diye düşünüyordu. Bir erkekten kaçarken başka bir erkeği ne yapayım? Benim mücadelem çocuğum için. Çocuğum orada dursaydı psikolojisi bozulacaktı” diye konuştu.
‘Fatma olarak var olmak istiyorum’
Boşanma sürecinde arkadaşlarının evinde kalan sonrasında da dayanışmayla kurulan evine yerleşen Fatma, çalışmaya da başladıktan sonra kadının erkek desteği olmadan yaşayabileceğini keşfettiğini söyledi. Boşandıktan sonra ehliyetini ve arabasını alan Fatma, “Eşim ölünce devlet bana dulluk maaşı bağladı çocuğuma da ölen eşimin maaşını. Nüfus cüzdanımda da dul yazıyor. Benim hoşlanmadığım kelime dul. Ben ölen eşi ile anılan tanınan biri olarak değil Fatma olarak var olmak istiyorum” diye konuştu.
‘Zengin dullar diye kandırmaya çalışanlar oldu’
Feodal kültürün hâkim olduğu Soma’da faciada yaşamını yitirenlerin eşlerine “zengin dullar” olarak bakıldığını belirten Fatma, “Hakkımızı aradığımız zaman veya katliamın hesabını sorduğumuz zaman bize ‘Gözünüz doysun devlet size bütün hakları verdi. Daha ne istiyorsunuz diyorlar.’ ‘Zengin dullar’ olarak kandırılmaya çalışanlar oldu. Bir arkadaşım eşiyle anlaşmalı olarak ayrılan bir adamla evleniyor ve paraları adam alıp eski eşiyle kaçıyor. Bu erkek bakışı. Benim ekonomik özgürlüğüm vardı ama erkekler bunu kabul etmiyor. Ben herkesi kendinden gören birisiyim, herkese inanıyorum diye babam dükkân açtık kendi üzerine aldı. Seni biri kandırır parayı harcar diye kendi üzerine yaptı. Şimdi ise dükkân kiralık. Tapu benim üzerime ve parası oğlum için birikiyor. Kadın dayanışması şart. Kadınlar dayanışmalı” ifadelerini kullandı.