PYD Kadın Bürosu Efrîn'deki DAİŞ uygulamaları karşısındaki sessizliği eleştirdi

  • 17:23 14 Mayıs 2018
  • Güncel
HALEP - PYD Kadın Bürosu, Türkiye'nin Efrîn topraklarına girmesini kınayarak, kamuoyuna yansıyan talan uygulamalarının önüne geçilmesi çağrısında bulundu. Kadınlar, buna sesiz kalan insan hakları örgütlerini de eleştirdi.  
 
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Kadın Bürosu, Trükiye'nin Efrîn topraklarına girmesi ve çete gruplarının talanına dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Halep'in Şêxmeqsûd Mahallesi'ndeki parti ofisi önünde toplanan kadınlar ellerinde PYD bayrakları ve PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın posterlerini taşıdı. 
 
Kadınlar adına açıklamayı Narîn Mûsa okudu.
 
Açıklamada, uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 8 yıldır devam eden Suriye krizine çözüm bulma arayışına girmediği, bu çözümsüzlük içinde Suriye halkının yaralarının daha da derinleşerek kanamaya devam ettiği vurgulandı. 
 
Narîn şunları belirtti: "AKP hükümeti, kendisine bağlı radikal İslamcı terörist gruplarla birlikte Rusya'nın da onayı ve desteğiyle uluslararası hukuku ve toplumsal ahlaki ölçüleri ayaklar altına alarak 20 Ocak 2018'de Suriye topraklarının bir bölümünü işgal etmeye başladı. Daha önce de Cerablûs, Ezaz ve El-Bab'ı işgal etmiş olan Türk devleti, o günden bu yana bölgeye doğrudan müdahalesini ve Efrîn işgalini sürdürmektedir.
 
Türk devleti, tarihi yerleri ve uygarlık kalıntılarını ortadan kaldırarak bölge halklarının tarihini yok etmek istemekte, katliamlar gerçekleştirmekte, bunula da tarihe ve insanlığa karşı büyük bir insanlık suçu işlemektedir.
 
Bölgede demografik yapıyı değiştirmek amacıyla Efrîn halkını yerinden yurdundan eden Türk devleti, boşalttığı yerlere çeteleri ve ailelerini yerleştirmekte, şu ana kadar binlerce çeteyi ve ailelerini Efrîn halkının evlerine yerleştirmektedir."
 
'Gerici zihniyetlerini dayatıyorlar'
 
Efrîn'de yaşayan Êzîdî ve Alevî inancına mensup Kürtlere yönelik baskılara dikkat çeken Narîn, "Bu kesimler evlerini, yurtlarını terk etmeye zorlandılar. Efrîn halkına karşı en kirli uygulamaları yürüttüler. Halkın mal-mülküne de el konuldu. Kimilerini ev ve topraklarını satmaya zorlandı, kendi gerici zihniyetlerini dayatarak halkın özgürlüğüne el uzattılar. Kadınlara taciz ve tecavüzün başını alıp gitti, yüzlerce yurttaş ise kaçırılıp bilinmeyen yerlere götürülüyor" diye belirtti. 
 
'Uluslararası toplum halen sessiz'
 
Saldırılarda kentteki hastane ve okulların istihbarat merkezleri ve işkencehaneye çevirdiğini söyleyen Narîn, Kürt dili yerine Türkçenin zorunlu kılındığını, Şam bölgesindeki Doğu Guta, Duma, Kalamun'dan çete ve ailelerinin Efrîn'e yerleştirilmesinin Türkiye'nin yürüttüğü demografiyi değiştirme planının somut pratiği olduğunu kaydetti. Narîn, Türkiye'nin bu uygulamalarında Rusya'nın da belirleyici rolü olduğunu, ancak tüm bunlara karşı uluslararası toplumun halen sessiz kaldığına işaret etti. 
 
Narîn son olarak da şunları söyledi: "Direngen, mücadeleci ve barışçı halkımıza, özellikle de kadınlara yönelik bu saldırıları, tecavüzleri lanetliyoruz. PYD'li kadınlar olarak tüm Efrîn halkına ve kadınlara, şehitlerimizin izinde çalışmalarımızı daha aktif kılacağımıza, tüm kadınları terörden kurtaracağımıza söz veriyoruz."
 
Açıklama Efrîn direnişine ve kadın özgürlük mücadelesine bağlılık lehine atılan sloganlarla son buldu.