
Uçan Süpürge: Annelik politiktir
- 12:25 13 Mayıs 2018
- Güncel
HABER MERKEZİ- Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, Anneler Günü'nün politik bir mesele olduğunun altını çizerek, kadınların emeğini sömüren, toplumun dışına atan iktidar ve erkek aklın dayattığı "anneliği" kabul etmediklerini belirtti.
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, Anneler Günü için "Annelik Politiktir" başlıklı bir açıklama yayınladı. Belma Baş'ın 2010 yapımı "Zefir" filminin bugüne özel online olarak gösterileceği bilgisinin de verildiği açıklamada, "İyi anne söylemi altında eşit hak taleplerimizin, 'minnet'in, kutsallığın gölgesinde gasp edilmesini reddediyoruz. Az doğuran, çok doğuran, çalışan, çalışmayan, işçi, işsiz, kentte ya da taşrada yaşayan bir annelikle anılmayı reddediyoruz" denildi.
Açıklamada, "Zorluklara göğüs geren, fedakar anne" söylemi eleştirilerek, bu söylem ile kadınların ücretsiz ev içi emeğini meşrulaştıran kapitalist sistemin, erkeğin, ailenin ve ulusların refahını yükseltmek pahasına kadınların emeklerinin değersizleştirildiğinin altı çizildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Kadınlar olarak kimliklerimizi anne olan-olmayan söylemleriyle belli sarkaçlar üzerinden yok sayan anlayışa karşı duruyoruz. Çocuk sahibi olduğunda mükâfatlandıran, olmadığında/reddettiğinde cezalandıran çemberin dışına çıkıyoruz. Kampanyaları bedenlerimiz üzerinden yapan anlayışa cevap veriyoruz: Üzerimizde kurduğunuz tahakkümü anne sütünün faydaları ile masumlaştıramazsınız!"
*Erkeklerin otorite ve iktidar bekçisi olarak görevlendirilerek toplumsal düzeni ve refahı sağladığı kanaatine karşın kadınların topluma yeni birer birey kazandırmakla meşgul edildiği bir toplumsal yaşamı kabul etmiyoruz,
*İdeal kadın olma halini annelikle ilişkilendiren erkeklerin, bedenlerimiz üzerinden kurduğu öykülerin biz kadınları erkekler için faydacı birer meta haline dönüştürmesini istemiyoruz,
*Anne olmanın biyolojik tarafına vurgu yapan söylemlerin, kadınları bedenleri üzerinden birer kazanım/yetersizlik gerçekliğine ittiğini biliyoruz. Kadınları biyolojik ya da fizyolojik yetersizlikle sınayan anneliğin efsaneleştirilmesine müsaade etmiyoruz,
*Bir kadının anneliği 'hak etmek' için ekonomik, sosyal ve cinsel özgürlüğünden vazgeçmeye zorlanmasını kabul edilemez buluyoruz,
*Kadınların sokağa çıkıp hakları için mücadele etmesi, bedenine ve emeğine sahip çıkması anne olmaya engel değildir. Bir kadının anne olma/olmama tahlilini kamusal alan ile ilişkisi üzerinden kuramazsınız. Unutulmamalıdır ki kadınların özgürlüğü çocukları da özgürleştirir,
*Anne olan kadınlar ile anne olmayan/istemeyen kadınları yarıştıran bir düzlem kuran medyanın, bizi hayattan soyutlayan tutuma/tutumlara sahip çıkmasını reddediyoruz,
*Aynı işe daha az ücretle çalıştırılan kadınların ekonomik baskıdan ötürü işten ayrılmasının, çocuğa bakmak üzere işten ayrıldı olarak gerekçelendirilmesini ve 'kadının yeri evidir' gibi eşitlikten uzak bir anlayışı asla benimsemeyeceğimizi beyan ediyoruz,
*Kız çocukları çok küçük yaştan itibaren annelik ve ev ile ilişkilendiren, onları erkekler için birer hediye haline getiren ve yine kız çocukları kendi faydacı hayatları için erken/zorla evlendiren ataerkil düzenin parçası olmuyoruz,
*Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi kısa adıyla CEDAW'a ve İstanbul Sözleşmesi'ne taraf olan Türkiye'nin bu sözleşmelerde beyan ettiği üzere toplumsal cinsiyet temelli bir şiddet biçimi olarak kadınlara annelikleri üzerinden yaptırım uygulayan yaklaşımlara müdahale etmesini bekliyoruz,
*Anneler Günü kadınlar için bir madalya/ödül seremonisi değil; kadınlara dayatılan, kadınları yarıştıran politik bir meseledir."