Meral Danış Beştaş: Panikle seçime gidenler panik yargılamalar yapıyor

  • 14:46 30 Nisan 2018
  • Siyaset
ANKARA - HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hakkında istenen 5’er yıl hapis cezasına tepki gösteren HDP’li Meral Danış Beştaş, siyasetle yapılamayanların yargı eliyle yapılmak istendiğini belirterek, “Panik içinde seçime gidenler panik yargılamalar yapıyor” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili ve Adana Milletvekilli Meral Danış Beştaş,  İstanbul'da 2013'teki Newroz kutlaması sırasında yaptıkları konuşmalar nedeniyle başka bir dosyadan tutuklu olan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile tutuksuz yargılanan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya'nın Silivri'de görülen mahkemesi sonrası açıklamada bulundu. "Baskılar bizi yıldıramaz" ve "HDP halktır, halk burada" sloganlarıyla dışarı çıkan partililer, Silivri Cezaevi önünde bulunan otoparkta toplandı. Partililer, burada da zılgıtlar çekip, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” ve “Hak hukuk adalet” sloganları atmaya devam etti.
 
Jandarmanı müdahaleye hazırlanmasına rağmen, kitle slogan atarak tepkilerine devam etti. TOMA’nın getirildiği alan abluka altına alınırken, protestoyu görüntülemek isteyen basın mensuplarının belli bir alan dışında görüntü alınmasına da yine OHAL gerekçe gösterilerek izin verilmedi.Duruşma salonundan çıkan Meral Danış Beştaş, partililerin yanına gelerek yargılamaya dair açıklamalarda bulundu. Bir hukuksuzluğa daha tanık olduklarını belirten Meral, "Ama bu burada bitmeyecek, bu yargılamalar kesinlikle keyfidir. Siyasetle yapılamayanlar yargı eliyle yapılmak istenmektedir.  Dava 8 Haziran’a ertelendi. Savcılık savunmaları almadan mütalaa verdi ve ceza istedi. Şunu unutmayın; biz Demirtaş etrafında kenetlenerek 24 Haziran’dan büyük bir güçle ve kararlılıkla çıkarak hepsinin özgürlüğünü sağlayacağız; halk sağlayacak" dedi. 
 
Panik içinde seçime gidenler panik yargılamalar yapıyor
 
Meral, Meclis’teki konuşmasına şöyle devam etti: "Hepiniz içeride ne kadar vahim bir tablo olduğunu gördünüz. Bizim biraz önce izlediğimiz bir mahkeme salonu değildi. Bir yargılama değildi, sadece aldıkları talimatları bir yöntemle alelacele yetiştirmeye çalışan 3 kişilik bir heyet vardı. Panik içinde seçime gidenler panik yargılamalar da yapıyor. Bu yargılamalara ben hukukçu olarak yargılama diyemem. Ceza hukuk kanununu, uluslararası sözleşmeleri kabul etmeyen, görevlerini emir ve talimatlarla yapanlara yargı mensubu denemez.
 
Türkiye hukuk tarihinde böyle bir durum yaşanmadı. Savunma yapmadığı halde ‘savunma yapılmıştır’ diye kayıtlara geçildi. Bu ‘Yani bir daha size savunma yaptırmayacağız’ anlamına geliyor. Ancak savunma yargılamanın temelidir. Arkadaşlarımız rehin statüsündeler. Söz hakkı verilmemesinin bir izahı yoktur. Kaldı ki Adalet Bakanlığı’nın, Meclis’te beyan ettiğimiz gibi mahkemelere talimat verdiği belgelenmiştir. Demirtaş’ı mahkemelere çıkarmayın diyen gizli belgeleri açıkladık, halen Adalet Bakanı bir açıklama yapmamıştır. 
 
Siyaset mahkeme salonlarında değil meydanlarda yapılır
 
Çözüm sürecinde yapılan konuşmalar ‘suç’ olarak gösteriliyor. Ama nafile AKP ve ortağı batacak. Kendilerine Silivri Cezaevi önünden çağrı yapıyoruz. Siyasete yargıyı dâhil etmeyin, siyaset mahkeme salonlarında değil meydanlarda yapılır. Demirtaş’ı alanlarda görmeye cesaretiniz varsa serbest bırakın. Karşımızdaki güç, korkaklıkla tarihe yazılacak. Bugün yargıyı bir enstrüman olarak kullanıyor. Bugün savcı ceza istedi ama bu savcı cezayı kendi özgür iradesi ile istemedi. Hitler döneminde bile savcılar bire bir talimatlandırılmazdı. Bugün Türkiye’deki tablo daha vahimdir. Bir yargılama yapılmamaktadır. 
 
Bu bayrak asla yere düşmez 
 
Bu panik seçiminize, korku seçiminize bir nebze olsun adalet katmak istiyorsanız Demirtaş’ı derhal serbest bırakın. Demirtaş özgür koşullarda alanlarda sizinle karşı karşıya gelsin, diğer vekil arkadaşlarımız için de aynı çağrımız geçerlidir. Rakipleri rehin alarak yapılan siyaset, siyaset değil faşizmdir. Demirtaş’ı hapiste rehin tutarak halkı teslim almaya çalışıyorsanız, yanılıyorsunuz. Hepimiz Demirtaş’ız, Yüksekdağ’ız, Gültan Kışanak’ız. Bu bayrağı asla yere düşürmeyeceğiz."