
Amedli kadınlar: Adım atma sırası artık devlete
- 09:06 21 Temmuz 2025
- Güncel
Gülistan Gülmüş-Pelşin Çetinkaya
AMED- Silêmanî’de gerçekleşen silah bırakma törenini büyük bir merak ve heyecanla izleyen Amed halkı, tüm zorluklara rağmen barışa da savaşa da hazır olduklarını belirtti. “Barış ve Demokratik Toplum Grubu”nun 11 Temmuz’da gerçekleştirdiği silah imha törenini “tarihi ve büyük bir adım” olarak niteleyen kadınlar, artık bir sonraki adımı atması gerekenin devlet olduğunu vurguladı.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat’ın da aralarında bulunduğu 30 kişilik “Barış ve Demokratik Toplum Grubu”, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’da yaptığı tarihi görüntülü çağrı kapsamında, 11 Temmuz’da Güney Kürdistan’ın Silêmanî kentine bağlı Dukan ilçesinin Surdaş köyündeki Şikefta Casenê bölgesinde bir tören düzenleyerek silahlarını imha etti.
Bu tarihi ana tanıklık etmek isteyen halk, Amed’de de sabahın erken saatlerinden itibaren kentte belirlenen noktalarda bir araya geldi. Halkın yüzünde heyecan, coşku ve merak hâkimdi.
Bu heyecanı en çok yaşayan anneler oldu. Özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirmiş evlatların anneleri, hâlâ mücadelede yer alanların anneleri ve halk, tören alanından ekrana yansıyan görüntülere gözyaşlarıyla tanıklık etti. “Barış ve Demokratik Toplum Grubu”nun yaptığı açıklama dikkatle dinlenirken, törenin ardından yayınlanan gerilla fotoğrafları ve görüntüleri sessizlik içinde izlendi.
Yeni bir başlangıç olarak da adlandırılan bu adıma ilişkin kadınlar, düşüncelerini paylaştı.
‘Çocuklarımızın hayalleri gerçekleşsin’
Hasta tutsak Şivekar Ataş’ın annesi Rabia Ataş, hem üzgün hem de sevinçli olduğunu kaydederek, “ Eğer devlet bu defa da bizi kandırırsa gerçekten çok üzülürüz. Bu ihtimalleri de düşünüyoruz. Biz ne kan dökülsün istiyoruz ne de Türk, Arap, Kürt veya herhangi kimseden birileri ölsün istemiyoruz. Bu anlamda mutluyuz ama bir adım atılmadığı için düşünceler içerisindeyiz” derken, Sîlemanî’deki törene dair duygularını, “Çok güzel adımlar attılar. Umarım, iyi şeyler olur. Eğer olmazsa daha kötü şeyler de yaşanabilir. Başkanın sesini duyduğumuzda çok mutlu olduk. 2-3 gündür mutluluktan televizyonun önünden kalkmıyoruz. Onlar üzerlerine düşen görevi yerine getirdiler. Kullandıkları dili de değiştirmeliler. Artık iyi şeyler olmalı, bizler dilimizi, kimliğimizi, kültürümüzü de kullanmak istiyoruz. Bizler çocuklarımızı şehit verdik bu uğurda, hayalleri gerçekleşsin istiyoruz” sözleri ile paylaştı.
‘Hazırız, barışa da savaşa da hazırız’
Makbule Açıkgöz ise Sîlemani’deki törene dair duygularını şu sözlerle paylaştı: “Bizlerin devlete hiç güveni yok, bizim tarafımızdan silahlar bırakıldı, sıra onlarda. Bizler her zaman hazırız, barışa da savaşa da hazırız. Ben iyi bir şeylerin olacağına inanıyorum. Umarım bu iyi şeyler, başkanımızın özgürlüğü, tutsakların özgürlüğü, kayıpların cenazelerinin bulunması ile sağlanır. Biz anneler artık kan dökülmesini istemiyoruz.”
‘Barış her iki tarafın birleşmesiyle olur’
Özgürlük mücadelesinde çocuğunu kaybeden Şahile Gülten, yaşamını yitirenlerin de bugünü görebilmelerini istediğini belirterek, “Bugün PKK silahlarını bıraktı ama biz devlete ne kadar güvenebiliriz, nasıl güveneceğiz, nasıl olacak, PKK silahsız ne yapacak, nasıl yaşayacaklar? Bugün devlet nasıl bir güven ve inanç verecek bilmiyorum ama bunu diyebilirim ki onurlu bir barış istiyoruz. Bu savaş dursun. Hiçbir annenin gözyaşı dökülmesin istiyorum. Kürtlere güvenim sonsuz ama devlete yok. Biz hep adım attık, daha önceki barış süreçlerin de bir grup PKK’li geldi, barış sağlayacaklarını söylediler. Devlet kalktı yine savaş çıkardı. Barış sürecini bozdular. Binlerce insan şehit düştü. Barışı tek taraf yapamaz, barış her iki tarafın birleşmesiyle olur. Biz bugün devlete ne kadar güveniyoruz? Bugünden sonra devletin de adım atması gerekiyor ki biz de devlete güvenebilelim” diye konuştu.
Biz her şeye rağmen barışı istiyoruz’
Son olarak konuşan MEBYA-DER Komite üyesi Sevim Yıldırım, atılan adımın önemine dikkat çekerek, devletin adım atmama haline tepki gösterdi. Sevim Yıldırım, devletin bir an önce adım atması gerektiğini ifade ederek, törenin yapılacağını duyduğumuzda bir yandan çok duygulandık bir yandan da çok mutlu olduk. Töreni izleyeceğim yere geldiğimde karışık duygular ve tarif edilemez duygular hakimdi. Hem çok mutlu hem de duygusaldık. Tarihi bir adım atılacaktı. Gönül orada olmayı isterdi. Arkadaşları görünce daha çok duygulandık. 50 yıldır süren bir davaydı. inşaAllah hayırlı olur. Ciddi bir adım atıldı. Şimdi de karşı taraftan da bu ciddiyette bir adım bekliyoruz. Hiçbir zaman art niyetli olmadık, her zaman barıştan yana olduk. Ne bu tarafta kanlar dökülsün ne de karşı tarafta. Biz her şeye rağmen barışı istiyoruz. İnşalllah da olacak. Böyle bir adım atıldığı için mutluyuz. Ama bir yandan da giden canlar için üzgünüz. Devlet tarafından atılması gereken geç kalınmış adımlar var. Keşke daha önce adımlar atılsaydı. Barışı istiyoruz. Temennimiz dışarıdakilerin geri gelmesi, akan kanın durması” şeklinde konuştu.