Devlet kadına karşı yükümlülüklerini yerine getirmeli!

  • 09:01 24 Mart 2025
  • Güncel
   
 
Melike Aydın
 
İZMİR - Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin değerlendirme yapan ÖHD İzmir Şube Eşbaşkanı Leyla Çelik, kadınların sürece dahil edilmesi gerektiğinin altını çizerek devletin cinsiyet eşitliğini sağlama ve kadın kırımını önleme konularında yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğine işaret etti. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 27 Şubat’ta İmralı Heyeti aracılığı ile “Asrın çağrısı” olarak tanımlanan ‘Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı yaptı. Çağrının ardından uzun süredir konuşulan Anayasa değişiklikleri yeninden gündeme geldi. Aynı zamanda yapılacak yeni bir anayasa çalışmasında kadın örgütlerinin dahil edilmesi gerektiğine ilişkin de tartışmalar yürütülüyor. 
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şube Eşbaşkanı Leyla Çelik, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Anayasanın değişikliğinde kadın örgütlerinin görüşü alınmalı’
 
Mevcut anayasanın 1982 darbe anayasası olduğunu, Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap vermediğini ve yeni bir anayasanın tartışılmasının da kaçınılmaz olduğunu ifade eden Leyla Çelik, kadınların bu sürecin dışında tutulmak istemediğini kaydetti. Kadınların demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir anayasa istediğini belirten Leyla Çelik, “Kadınlara bu süreçte söz hakkı verilmesi kadın örgütlerinin görüşlerinin alınması gerektiği kanaatindeyiz. Bu anlamda da mevcut anayasanın toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan kadın haklarını ilke benimseyen bir anayasa olması gerektiği kanaatindeyiz” dedi.
 
‘Kadın katliamı insanlık suçu olmalı, devlete yükümlülükler verilmeli’
 
Toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir anayasanın kadın erkek eşitliğini fiilen sağlamak üzere devlete yükümlülükler, sorumluluklar verilmesi gerektiğini dile getiren Leyla Çelik, “Kadınlar olarak kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet konusunda kadın haklarının güvence altına alması gerektiği kanaatindeyiz. Devletin bu sorumluluklarını aktif olarak yerine getirecek, denetleyecek, zaman zaman yeni düzenlemeler yapacak bir Anayasal güvence istiyoruz. Devlete kadına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında bir tedbir yükümlülüğü verilmesi gerekir. Kadına yönelik her türlü şiddet, namus cinayetleri, aile içi şiddet ve cinayetler, insanlık suçu olarak kabul görmeli ve Anayasal düzenlemeler bu bağlamda yapılmalıdır” şeklinde konuştu. 
 
‘Çalışma hayatı cinsiyet temelli eşitsizlikleri giderecek düzenlemeler yapılmalı’
 
Kadınların çalışma hayatına katılımının sağlanması için anayasal güvencelerin sağlanması gerektiğini belirten Leyla Çelik, kadınların çalışma hayatı ile ilgili düzenlemelerin yapılması ve eşit işe, eşit ücret ilkesinin benimsenmesi gerektiğini dile getirdi. Leyla Çelik, şöyle dedi: “Bunun içerisine kadınların çalışma hayatında cinsiyet temelli eşitsizliklerin giderilmesini koyabiliriz. Kadınların annelik ve doğum haklarının güvence altına alınması gerekir. Hem kamusal alanda hem de özel sektörde kreş ve bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması gerekir. Bunlar da bu düzenlemelerin yapılmasıyla kadınlar da çalışma hayatında daha aktif bir yol alabilecektir. Kadınların örgütlenme hakkı anayasal güvence altına alınmalı ve sadece güvence altına alınması değil teşvik de edilmelidir.” 
 
‘Eşit temsiliyet güvence altına alınmalı’
 
Kadınların siyasi yaşama katılımının da önemli olduğunu kaydeden Leyla Çelik, “Bu anlamda kadınların siyasi yaşama aktif olarak katılmaları için düzenlemeler yapılmalı, teşvikler sağlanmalı. Kadınların karar alma mekanizmalarında ve yönetimler de eşit temsili sağlanmalıdır. Bunlar da yine Anayasal güvencelerle mümkün olabilecek düzenlemeler” ifadelerini kullandı.
 
‘Kadınların örgütlenme hakkı korunmalı’
 
Kadınların örgütlenme haklarının da anayasal güvence altına alınmasının şart olduğunu belirten Leyla Çelik, “Kadınların örgütlenmesi, sivil toplum kuruluşlarında, derneklerde yer alması, aktif olarak faaliyet göstermesi desteklenmelidir. Kadınların kendilerini ilgilendiren konular hakkında söz sahibi olması ve bizzat karar alma merciinde bulunması yönünden önemlidir” dedi.
 
‘Eğitime erişim ve üreme sağlığı’
 
Kadın ve kız çocuklarının hangi yaşta ve nerede olursa olsun eğitime erişiminin sağlanması gerektiğini belirten Leyla Çelik “Kız çocuklarının erken yaşta evlenmesinin önlenmesi için devlet gerekli tedbirleri almalıdır. Üreme sağlığı hakları da Anayasada güvence altına alınmalıdır. Kadınların eğitim ve sağlık hakkı da Anayasal güvence altına alınmalıdır” ifadelerini kullandı. 
 
‘İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girmeli, 6284 etkin uygulanmalı’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve maruz kalanların korunması konusunda önemli olduğunu ancak 2021 yılında tek kişinin imzası ile feshedildiğini ifade eden Leyla Çelik, şunları söyledi: “Sadece fiziksel şiddeti değil psikolojik, cinsel ekonomik şiddeti önleme gayesindeydi ancak bu sözleşmeden çekilme kararı ile Türkiye kadına yönelik şiddetle mücadelede geri adım attı. Kadın örgütleri ve kadınlar olarak sözleşmenin uygulanması kanaatindeyiz. 6284 Sayılı yasa da kadına yönelik şiddeti önlemek ve mağdurlarını korumak amaçlı bir düzenleme ancak burada da uygulamada sorunlar görüyoruz. Devlet kadınları koruma, tedbir alma noktasında devletin sorumluluklarını ciddiyetle ele almadığını görüyoruz. 6284 sayılı yasanın da etkin şekilde uygulanması gerekir.”