![](/staticfiles/news/250834/2025/02/06/823x463cc-mrk-06-02-25-kurtler-mezarliklar-tahrip-manset.jpg)
Bir halkın belleğini silmek! (4)
- 09:02 6 Şubat 2025
- Dosya
Toplumsal barış için hakikat: Dünya örnekleri ve dersler
Dilan Babat
HABER MERKEZİ – Dünyanın farklı ülkelerinde kurulan hakikat komisyonları, geçmişin karanlık noktalarını aydınlatmak, mağdurların sesini duyurmak ve toplumsal uzlaşı sağlamak için hayata geçirildi.
Geçmişin acılarıyla yüzleşmek ve adaleti sağlamak mümkün mü? İnsan hakları ihlalleri, savaşlar ve askeri darbeler sonrasında toplumların yaşadığı travmalar nasıl onarılabilir? Dünya genelinde birçok ülke, bu sorulara yanıt ararken hakikat komisyonlarını bir çözüm yolu olarak gördü. Güney Afrika’dan Şili’ye, Almanya’dan Arjantin’e kadar pek çok ülkede kurulan bu komisyonlar, yaşanan insan hakları ihlallerini araştırarak adaletin tesisi ve toplumsal uzlaşma için önemli bir mekanizma haline geldi.
Birleşik Devletler Barış Enstitüsü’nün verilerine göre, bugüne kadar hakikat komisyonları kurulan ülkeler arasında Arjantin, Bolivya, Çad, Şili, Doğu Timor, Ekvator, El Salvador, Almanya, Gana, Guatemala, Haiti, Nepal, Nijerya, Panama, Peru, Filipinler, Sırbistan-Karadağ, Sierra Leone, Güney Afrika, Güney Kore, Sri Lanka, Uganda, Uruguay ve Zimbabve bulunuyor.
Dosyamızın son bölümünde, dünya çapında hakikat komisyonlarının işleyişini, başarılarını ve eksikliklerini mercek altına alıyoruz.
Güney Afrika
Güney Afrika, 1960-1993 yılları arasında kanlı iç çatışmalara sahne oldu, bu süre içinde ırkçı Apartheid rejimine karşı mücadele başlatan siyahlar ile Afrikaner’ler arasında şiddetli çatışmalar çıktı. İç çatışmalarda 12 bin insan yaşamını yitirdi, binlerce insan da engelli kaldı. 2 Şubat 1990’da Devlet Başkanı F. W. Klerk, Afrika Ulusal Kongresi (ANC) üzerindeki yasağın kaldırıldığını, ANC lideri Nelson Mandela da dahil siyasi tutsakların serbest bırakıldığını açıkladı. 1994 yılının Nisan ayında gerçekleştirilen ilk demokratik seçimlerde ANC iktidara gelmiştir. Bunun üzerine harekete geçen bazı sivil toplum kuruluşları, ANC’ye toplumsal uzlaşma ve hoşgörü için Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu kurulması çağrısı yapmış, Adalet Bakanı Otto Omar 27 Mayıs 1994’te Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu kurulması kararı alındığını açıkladı, tüm kesimlere de hazırlanacak karar tasarısına görüş ve öneri sunma çağrısı yaptı.
6 dilde 150 bin kitapçık oluşturuldu
Çeşitli kesimlerden gelen öneri ve eleştiriler doğrultusunda Ulusal Birlik ve Uzlaşmanın Teşviki ismiyle bir yasa tasarısı hazırlandı. Tasarıyla 1 Mart 1960 ile 5 Aralık 1993 yılları arasındaki cürümlere bakılması, yaşamını yitirenlerin kimliklerinin tespit edilmesi, akıbetleri ya da nerede olduklarının saptanması kararlaştırıldı. Tasarının en önemli özelliği “affın, hakikatin anlatılması karşılığı mümkün olmasıdır”. Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu, tasarıyı 6 dilde 150 bin kitapçık şeklinde bastı ve dağıttı, karar tasarısı için de ülke çapında 30’dan fazla seminer düzenledi. Tasarı ayrıca tüm radyolarda okundu. Diğer taraftan 1960-1993 yılları arasında neler yaşandığına ilişkin tarih atölyesi çalışması yürütüldü, işlenen tüm insan hakları ihlallerinin kaydı oluşturuldu.
Guatemala
Guatemala, Güney Amerika’nın en uzun süreli iç savaşı yaşamış ülkesi olarak tarihe geçti. 1962-1996 tarihleri arasında 35 yıl süren iç savaşta 200 bin insan hayatını kaybetti, 45 bin insan kayboldu, milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi. Hükümet ile Guatemala Devrimci Birliği (URNG) adlı gerilla örgütü arasındaki barış görüşmeleri BM’nin arabuluculuğu ve gözetiminde yürütüldü. 1994 yılında söz konusu müzakereler henüz devam etmekte iken taraflar bir hakikat komisyonu kurulması konusunda uzlaşmaya vardı. Barış sürecinin önemli bir unsurunu oluşturan hakikat komisyonu BM desteğiyle ve uluslararası katılımla yapılandırıldı. Komisyon başkanlığına da Alman hukukçu Christian Tomuschat getirildi.
Resmi adı Tarihi Aydınlatma Komisyonu olan Guatemala Hakikat Komisyonu, iç savaşı bitiren barış anlaşmasını Aralık 1996 tarihinde imzaladıktan sonra 1997 yılında çalışmalara başladı. Komisyon üyeleri dağınık halde yaşayan Guatemala köylülerine ulaşmak için zor yürüyüşler yaptı, bir köye varabilmek için 8 saat dağlarda yürümek zorunda kaldı. Komisyondakiler, bazı yerlere vardıklarında buralarda yaşayan toplulukların iç savaşın bittiğinden habersiz olduklarını gördü, hatta bazen köy halkı komisyon üyelerinin aslında gerilla olduğunu düşündü. Komisyon sadece ağır insan hakları ihlallerini aydınlatmakla görevli olup; bu görev, sorumlu tarafın belirlenmesi çalışması olarak tanımlandı. Ancak anlaşma faillerin ismen belirlenmesi ve belirtilmesine izin verilmedi. Komisyonun ordunun yeniden yapılandırılmasına yönelik öneri hakkı bulunmakla birlikte, hak ihlallerine maruz kalanlara tazminat ödenmesi konularında öneriler yapıldı. Komisyon çalışmalarını 1999 tarihinde bir rapor halinde yayınlandı. Raporda gerilla hareketinin de (URNG) ihlallerde payı olduğu belirtildi, ancak kaydedilmiş 626 katliamın yüzde 90’ınından fazlasının ordu tarafından gerçekleştirildiği belirtildi. Raporda ayrıca ordunun isyanı bastırma gerekçesiyle yürüttüğü operasyonların Maya halkına karşı bir soykırım boyutuna vardığı açıkça ifade edildi.
Almanya
Almanya’da 1950’lerin sonu, 1960’ların başıyla birlikte içeriden ve dışarıdan gelen yoğun baskıların etkisiyle geçmişin çok yönlü irdelenmesi süreci başladı. 1970’lerde ise simgesel değeri yüksek gelişmeler yaşandı, 8 Mayıs 1970’te Alman Parlamentosu’nda ilk defa bir anma töreni düzenlendi. Dönemin başbakanı Willy Brandt törende yaptığı konuşmada “Bir halk tarihine serinkanlı bakabilmelidir. Hiç kimse miras aldığı tarihten azade değildir” ifadelerine yer verdi. Willy Brandt 7 Aralık 1970’te ise 2. Dünya Savaşı’ndaki vahşetin en önemli sembollerinden biri olan. Varşova Yahudi Getto’su kurbanlarının anısına dikilen anıtı ziyaret edip, anıtın önünde diz çöküp soykırıma uğrayanlardan, Alman halkı adına özür diledi.
İspanya
Yaklaşık 35 yıl süren Franco döneminde İspanya iç savaşı yaşandı. Bu süre zarfında 50 bin insan hayatını kaybetti. İspanya 1975 yılından itibaren Franco dönemi ile hesaplaşmış, diktatörlükten demokrasiye evirilme sürecinin en başarılı örneğini verdi. İspanya’da diktatörlük döneminin sona ermesinden sonra geçiş süreci yaşanmış, bu süreçte hatırlama değil unutma esas alındı. Unutma demokrasiye geçişin bedeli olarak görüldü. Mutabakat ve uzlaşma parolası olarak, ‘geleceği kazanmak için geçmişi geride bırakmak’ sloganı yeni İspanya demokrasisinin mitosu haline geldi.
Kasım 2000 tarihinden itibaren geçmişle hesaplaşma artan bir yoğunlukla İspanya’nın gündemine yerleşti. 2000 yılında Tarihsel Hafızayı Yeniden Kazanma adında yurttaş girişimi kuruldu, iç savaşta, Franco döneminde akıbeti bilinmeyen binlerce kişi araştırıldı. Çalışmalar kapsamında pek çok toplu mezar tespit edilerek açıldı, yaşamını yitirenler yeniden gömüldü. Sosyalistlerin Mart 2004’te iktidara gelmelerinden sonra geçmişin üzerine örtülen kalın perde kaldırıldı, Haziran 2004 tarihinde Meclis’te tüm soykırıma maruz kalanlara yönelik maddi ve manevi tanıma ve telafi talebini içeren önerge kabul edildi. Aynı yıl parlamento, Franco heykellerini kaldırmayı kararlaştırdı. Hükümet katledilenlerin eş ve çocuklarına emeklilik maaşı bağladı. Hükümet 2006 yılında da Tarihsel Hafıza Yasası adı altında bir tasarı hazırlayarak kabul etti. Tasarı ile iç savaşta katledilenlerin kalıntılarının aranması çalışmalarının desteklenmesi, diktatörlüğü yücelten faaliyetlerin yasaklanması, Franco döneminde alınan politik tutsaklık kararlarının adil olmadığının resmen tanınması karar altına aldı.
Arjantin
Arjantin’de 1976-1983 yılları arasında askeri diktatörlük yaşandı, bu diktatörlüğün ülkeye maliyeti çok ağır oldu. İnsanlar gözaltına alındıktan sonra askeri kargo uçaklarına yüklenerek okyanusun ortasına atıldı, toplam yedi yıllık cunta rejiminde tam 30 bin insan kaybedildi. Alfonsin’in seçimleri kazanmasından sonra Arjantin’de geçmişle hesaplaşma başladı. 15 Aralık 1983’te devlet başkanı kararnamesi ile Arjantin Hakikatler Komisyonu olarak bilinen kayıp kişiler için bir komisyon kuruldu, bu komisyon Kayıp Kişiler Ulusal Komisyonu (CONDADEP) adıyla faaliyet yürüttü. Başkanlığını ünlü yazar Ernesto Sabato’nun yaptığı komisyon, pek çok zorlukla savaştı, ulusal ve uluslararası örgütlerin kararlı desteğiyle bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardı. Yaklaşık 50 bin sayfa tutan tanık beyanı ve şikayet dilekçelerini işleyen komisyon çalışmalarını dokuz ayda tamamladı ve “Bir Daha Asla” diye ünlenen raporunu Başkan Alfonsin’e teslim etti. 28 Kasım 1984’te kamuoyuna açıklanan raporda, 8 bin 960 kişinin zorla kaybedildiği belirtildi. Araştırmaların devamı halinde bu sayının daha da artacağı ifade edildi. Raporda ayrıca yüksek rütbeli güvenlik güçlerinin emri altında 340 tane gizli gözaltı merkezi bulunduğu, buralarda akla gelebilecek her türlü işkencenin uygulandığı, çok sayıda kişinin katledildiği vurgulandı.
Raporun hazırlanmasından sonra 1985 yılında cunta liderlerinin yargılanması başladı, cunta üyesi generallerin çoğuna hapis cezası verildi.
Şili
Şilide 1973’ten 1989’a kadar askeri yönetimin kanlı iktidarı hüküm sürdü. Bu dönemde 4 binden fazla sivil insan katledildi, on binlerce insan işkenceden geçirildi, yüz binlerce insan da tutuklandı. Ekonomik krizle zayıflayan rejim, 1989’da yerini parlamenter rejime bıraktı. 1990 yılında ise Hakikatleri Araştırma Komisyonu kuruldu. Başlangıçta sivil olarak faaliyete başlayan komisyon daha sonra Meclis kapsamına alındı. Komisyon devlet başkanı Aylwin’in seçtiği 8 kişiden oluştu. Pinochet rejimi üyelerinin de görev aldığı komisyon 3 bin 400 davada 35 bin kişiyi dinledi ve 641 davada kesin sonuca ulaşılabildi. Komisyon raporunda, devlet organlarının insan haklarını sistematik bir şekilde ihlal ettiği, yargının da askeri yönetim zamanında hareketsiz-tavırsız kaldığı belirtildi. Faillerin isimlerinin yer almadığı raporda, 5 bin kişi yıllık 5 bin dolarlık tazminat hakkı kazandı.
Mayıs 2003’ten Mayıs 2004 tarihine kadar faaliyet yürüten komisyon, 35 bin 865 kişinin ifadesine başvurdu. Bin 300 sayfalık raporu başkan Lagos kamuoyuna açıklandı. Raporda çoğu gizli tutulan 802 gözaltı ve tutukluluk merkezi tespit edildiği belirtildi, 28 bin 459 kişi işkencey uğradı. Bunlara maaş bağlanması gerektiği kaydedildi.
Endonezya
Özgür Açe Hareketi (GAM) ile Endonezya arasında 30 yıl süren çatışmalarda 15 bin kişi hayatını kaybetti. Diktatör Suharto’nun 1998 yılının mayıs ayında iktidardan düşürülmesinden hemen sonra, eski rejimde işlenmiş olan insan hakları ihlallerini araştırıp gün yüzüne çıkarmak için Açe Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu kuruldu. 2006 yılında Anayasa Mahkemesi, Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu Kanununu geçersiz sayıldı. Endonezya’da kurulan komisyon diğer ülke deneyimlerinden de yararlanmış olmasına rağmen ağırlıklı olarak Güney Afrika’daki Gerçekleri Araştırma ve Uzlaşma Komisyonu’nu kendisine örnek aldı.
Abdullah Öcalan’ın komisyon önerisi
Türkiye’de hakikat ve uzlaşma komisyonlarını ilk öneren isim PKK lideri Abdullah Öcalan oldu. Abdullah Öcalan 2 Temmuz 2003 tarihinde avukatlarıyla görüştükten sonra çözüm için 10 maddelik bir yol haritası açıklamış, önerdiği yol haritasının hayata geçmesi için de iki ayrı komite önerdi. Birinci komite, Güney Afrika’daki modelden de esinlenerek dile getirdiği hakikat komisyonu. Abdullah Öcalan, komitede Türkiye’nin en seçkin aydınları, hukukçular, eski siyasetçiler, edebiyatçılar, eski bürokratlar, DEHAP’tan temsilcilerin yer alabileceğini ifade etmiş, komitenin politik çözüm önerileri geliştirebileceğini, iki tarafın bilançosunu belirleyebileceğini, 30 yıllık şiddet olgusunun iç yüzünü açığa çıkarabileceğini vurguladı. Abdullah Öcalan’ın ikinci önerisi, çözüm için KADEK ile devlet arasında arabuluculuk yapacak Barış ve Demokratik Çözüm Komitesi oldu. Abdullah Öcalan, direkt taraflarla görüşecek bu komitenin, sivil toplum örgütleri, partiler ve aydınlardan oluşturulmasını istedi ve komitenin taraflarla görüşmesi halinde silahsızlanmanın hayata geçirilebileceğini önerdi.
Ancak, Abdullah Öcalan’ın bu önerisi hayata geçirilmedi!