Cumartesi Anneleri: Adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz

  • 12:42 1 Şubat 2025
  • Güncel
 
 
İSTANBUL – Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1036’ncı haftasında, 46 yıl önce kaybedilen Bedirhan Tüysüz’ün akıbetini sorarak, “Tüysüz’ün akıbetini açığa çıkaracak etkin bir soruşturma yürütün. Tüysüz Ailesi’nin ‘en azından bir mezarımız olsun’ talebini karşılamak için harekete geçin” dedi.
 
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1036’ncısını gerçekleştirdi. Bu haftaki eyleme kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Urfa Milletvekili Ferit Şenyaşar ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe katıldı.
 
Ellerinde taşıdıkları karanfiller ve kayıplarının fotoğraflarıyla kayıplarının mekânı olan Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemde, 1979 yılında Urfa’nın Hilvan ilçesine bağlı Kılıcın köyünde kontrgerillayla yakın ilişkileri bulunan Bucak Aşireti’ne bağlı silahlı kişiler tarafından kaçırılan Bedirhan Tüysüz’ün akıbetini sordu. Açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Basın metnini Ümit Efe okudu.
 
‘Urfa’daki aşiretler, Bucak’ın hedefindeydi’
 
1970’lerin sonlarında Hilvan’da saldırıların ve ölümlerin yaşandığı ağır bir şiddet ortamı olduğunu ifade eden Ümit Efe, “6 Mayıs 1979’da yenilenen Hilvan seçiminde bağımsız belediye başkan adayı olarak giren Nadir Temel seçimi kazandı. Böylece Hilvan, Kürt siyasetinin kazandığı ilk belediye oldu. Seçimlerin ardından Hilvan’daki şiddet ortamı daha da ağırlaştı. Dönemin Adalet Partisi milletvekili Mehmet Celal Bucak, aynı zamanda yüzlerce silahlı adamı olan Bucak Aşireti’nin devlet ile işbirliği yapan kanadının ağasıydı. Kontrgerilla ve özel harekât ile yakın ilişki içinde olduğuna dair ciddi iddialar bulunmaktaydı.
 
Kendisiyle işbirliği yapmayan Urfa’daki aşiretler, Bucak’ın hedefindeydi. Siverek ve Hilvan’da yerleşmiş bulunan Tüysüzler de bu aşiretlerden biriydi. Bedirhan Tüysüz, köyde tarımla uğraşan, çevresinde sevilen ve sayılan birisiydi. 1979 yılının Kasım ayında, Bucak Aşireti’ne mensup Hakkı Bucak’ın yüzlerce silahlı adamı köye baskın yaptı. Bedirhan Tüysüz’ün 13 yaşındaki oğlu ve eşini rehin aldılar. Bedirhan Tüysüz’e, ‘Ailen elimizde, gel konuşalım’ diye haber gönderdiler. Bunun üzerine Bedirhan Tüysüz olay yerine geldi, ancak onu zorla araca bindirip kaçırdılar.
Hemen jandarma ve kaymakamlığa başvuran aile, kaçırılan oğullarının bulunmasını talep etti. Tüysüz’ün Bucaklara ait Söğütlü Köyü’nde zorla alıkonulduğu başta olmak üzere, ailenin hiçbir iddiası araştırılmadı; savcılıklara yaptıkları suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı” ifadelerini kullandı.
 
‘Etkin soruşturma yürütün’
 
Soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcılarına seslenen Ümit Efe, “Tüysüz’ün akıbetini açığa çıkaracak etkin bir soruşturma yürütün. Tüysüz Ailesi’nin ‘en azından bir mezarımız olsun’ talebini karşılamak için harekete geçin. Kaç yıl geçerse geçsin, Bedirhan Tüysüz için ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten; devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
 
Eylem, abluka altındaki meydana karanfillerin bırakılmasıyla sona erdi.