‘Rojin'in şüpheli ölümü üzerindeki soru işaretleri giderilmeli’

  • 09:08 18 Ekim 2024
  • Güncel
Neslihan Kardaş
 
WAN - Şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiş halde bulunan Rojin Kabaiş’e ilişkin değerlendirmelerde bulunan İHD Kadın Komisyonu üyesi Berivan Tibelik, “Bu kadın ölümünün de şüpheli olduğuna tanıklık ettik. Olayın yaşandığı sahil ve Rojin’in cansız bedeninin bulunduğu yer arasında kilometrelerce mesafe farkı var. Wan Gölü’nün doğası itibari ile herhangi bir yere akıntısının olmadığı için Rojin Kabaiş’in cansız bedeninin akıntıyla oraya kadar gitmesi bize şüpheli geliyor” dedi.
 
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi olan 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül tarihinde yurttan markete gitmek üzere ayrıldıktan sonra kayboldu. 18 gün boyunca kendisinden haber alınamayan Rojin’in cenazesi, kaybolduğu kampüs sahiline yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Molla Kasım kırsal mahallesinin sahilinde, köylüler tarafından bulundu. Rojin’in ölümü, akıllarda pek çok soru işareti bırakırken, arama kurtarma çalışmalarının yetersizliği ve kaldığı yurdun ihmali dikkat çekti.
 
Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüyle ilgili olarak, İnsan Hakları Derneği (İHD)  Kadın Komisyonu üyesi Berivan Tibelik değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Cenazesinin kilometrelerce sürüklenmesi şüpheli geliyor’
 
İHD olarak başından beri durumun takipçisi olduklarını söyleyen Berivan, arama çalışmalarının yetersiz olduğunu defalarca dile getirdiklerini belirtti. Olayın yaşandıktan bir hafta sonra termal kameraların devreye girdiği ve arama çalışmalarının sadece olayın yaşandığı sahille sınırlandırıldığını ifade eden Berivan, “Arama çalışmalarının genişletilmediğini gördük. Sonuç olarak bu kadın ölümünün de şüpheli olduğuna tanıklık ettik. Olayın yaşandığı sahil ve Rojin’in cenazesinin bulunduğu yer arasında kilometrelerce mesafe farkı var. Wan Gölü’nün doğası itibari ile herhangi bir yere akıntısının olmadığı için Rojin Kabaiş’in cenazesinin akıntıyla oraya kadar gitmesi bize şüpheli geliyor. Arama çalışmalarının ne kadar yetersiz olduğunu İçişleri Bakanı’nın yaptığı açıklama ile de gördük. Bakan, açıklamada Rojin Kabaiş’in cenazesinin güvenlik güçleri tarafından bulunduğunu söylemişti. Oysaki Rojin’in cenazesinin köylüler tarafından bulunduğu öğrenildi. Bu da arama çalışmalarının ne kadar yetersiz olduğunu gösteriyor” dedi.
 
‘Sonuçları şeffaf bir şekilde paylaşılmamıştır’
 
Üniversitede güvenlik zafiyetinin olduğunu düşündüklerini belirten Berivan, orada lojmanların olmasından kaynaklı giriş çıkışların kontrol edilmediğini düşündüklerini kaydetti. Berivan, “Rojin’in kaybolduğu saatlerdeki giriş çıkışlar kontrol edildi mi, buna dair kayıtlar alındı mı bilmiyoruz. Arama çalışmalarının sonuçları şeffaf bir şekilde paylaşılmamıştır. Üniversitede kameraların olmadığı alanların olması büyük bir eksikliktir. Öğrencilerin güvenliği fazlasıyla ihmal edilmektedir” ifadelerini kullandı.
 
‘En büyük ihmallerden biri aileye geç haber verilmesidir’
 
En büyük ihmallerden birinin de aileye geç haber verilmesi olduğunu dile getiren Berivan, yurdun temel görevlerinden birinin de yurttaki öğrencileri güvenli bir ortamda tutmak olduğunu vurguladı. Berivan, “27 Eylül gecesi Rojin yurda gitmediğinde ailesine haber verilmeliydi. Yurtta bulunan tüm personeller bundan sorumlu tutulmalıdır. Eğer genç bir kadın dışarı çıkıp bir daha dönmediyse yurt görevlileri bunu yetkililere, aileye bildirmelidir. Bir kadının yurda dönmemesi durumunda kimseye haber verilmemesi ciddi bir suçtur” şeklinde konuştu.
 
‘Rojin’in ölümü şüpheli bir ölümdür’
 
Berivan, Rojin’in ölümün şüpheli olduğuna dikkat çekerek, “Otopsi raporunun bir an önce açıklanmasını istiyoruz. Rapora getirilen gizlilik kararı şüpheleri daha çok büyütüyor. Her süreç şeffaf işlenmelidir. Bir an önce otopsi raporunun açıklanmasını istiyoruz” sözlerine yer verdi.
 
‘Cezasızlık politikaları hukuksuzluktur’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin geri gelmesi gerektiğini belirten Berivan son olarak şöyle konuştu: “Kadın ve çocukları koruyan, yaptırımı ağır olan yasaların acilen yürürlüğe konulması gerekmektedir. Cezasızlık politikaları hukuksuzluktur. Örneğin dokuz dosyası bulunan bir fail vardı, buna rağmen dışarıdaydı ve bir kadını İstanbul'un göbeğinde katletmişti. Gerçek anlamda hukuk iyi işlerse ve faillere ceza verilirse failler serbestçe dışarıda gezemez ve bu kadar kadın cinayetleri olmaz. Rojin Kabaiş şahsında tüm kadın cinayetlerinin takipçisi olacağız.”