İran’lı gazeteci Nazilla’ya işkence

  • 19:38 10 Ekim 2023
  • Güncel
WAN - Jina Emini eylemlerinde aktif olarak yaptığı haberlerden kaynaklı defalarca tutuklanan gazeteci Nazilla Maroubian, 13 gündür bulunduğu gözaltında işkenceye maruz kaldığını dijital medya hesabında paylaştığı videolarla yayınladı.
 
Nazila Maroubian, İran'da 19 Ekim 2022'de saçını örtmediği gerekçesiyle “ahlak polisleri” tarafından katledilen Jîna Emini’nin babası AmAjad Aminî ile yaptığı "Yalan söylüyorlar" başlıklı bir röportaj sonrasında İran rejimi tarafından defalarca tutuklanarak işkenceye maruz kaldı.  Nazila Maroubian,  dijital medya hesabında paylaştığı bir videoyla en son Irak’ın Süleymaniye kentinde “13 gün gözaltında tutulduğunu” ve işkenceye maruz kaldığını yayınladığı iki video ile duyurdu. Videolarda Nazilla, maruz kaldığı işkenceden kaynaklı titrediği ve söylediklerini unuttuğu da görülüyor. Nazilla’nın paylaştığı video ve fotoğraflarında da gözlerindeki morluklarla işkenceye maruz kaldığı da yansıyor.
 
Nazilla, videolarında şunları dile getirdi: “Geçtiğimiz bir yıldan bir süre öncesine kadar İran'dan ayrılmayı hiç düşünmedim. Ama ne yazık ki beni kendi topraklarımdan kovdular. Böyle ki kimse bana iş vermiyor. Geçen yıldan bu yana hiçbir medya bana iş vermedi. Hiçbir şey yapamam. Artık İran'da satıcı bile olamam. Her zaman beni kovalayan ajanlar ve birileri var” dedi.
 
Ölümle tehdit edildi
 
Dördüncü tutuklanmasının  ardından serbest bırakıldıktan sonra İran İstihbarat Bakanlığı tarafından arandığını söyleyen Nazilla,şöyle devam etti:  “Bizi arayıp benden ve ailemden Xace Abdullah istihbarat Merkezine gitmemizi istedi. Aynı kişi (arayan kışı) annemin gözlerinin içine baktı ve kızınızın öldürüleceğini söyledi. Su içer zehirli olabilir. veya Kaza geçirip ölebilir. Kızınızın birçok düşmanı var. ‘Neden öldürüleceğimi sordum’. Birkaç yıldır Tahran'da yalnız ve müstakil yaşıyorum ve şu ana kadar beni tutuklamanız dışında hiçbir sorun yaşamadım dedim.
 
‘Şimdi geri dönmek isterim…’
 
Ben her zaman İran'da kalıp direnmemiz ve topraklarımızı geri almamız gerektiğine inandım. Hala buna inanıyorum. Beni İran'dan ayrılmaya zorlayan şey hayatım değildi. İran'ı bir yıl önce terk edebilirdim. İran'dan ayrılmaya kesinlikle karşıyım. Şimdi de geri dönmek isterdim... 
 
‘İran’da kalamazdım’
 
İnsan haklarına saygı duyduğunu iddia eden bir yere gitmek istiyorum. Benim, aynı yaşlarda olan vatandaşlarım ve hem mesleklerim ve hemcinslerimin başına gelen olaylar hakkında konuşmak istiyorum. Son bir yıldır acı çektiğimizi, yas ta olduğumuzu, herkese söylemek istiyorum. Bu felaketler başımıza geldi. Bir gazeteci olarak ben (Nazila Maaroufian) ve meslektaşlarım Elaha Mohammadi ve Nilufar Hamedi bir yıldır kararsız bir şekilde gozaltında yız. Meslektaşlarım gözaltında. Bu yüzden artık İran'da kalamazdım.
 
İstihbarat tarafından ajanlık dayatması
 
İstihbarat Bakanlığı beni tehdit etti. Bana sana istediğin yerde bir ev ve çalışman için bir kafe vereceğini söylediler. Sen yeter ki ne istersek onu yap. Ancak onlara hayır dedim. Çünkü her insan zalime hayır demelidir. Beni 4 kez tutukladılar. Beni dördüncü kez tutukladıktan sonra evim artık güvenli bir yer değildi. Artık hem sokakta hem de evlerimizde tehlike altındayız. İran'da hukuk yok. Sabah saat 8'de evimin kapısını kırıp beni polisin ahlak emniyet merkezine götürdüler, beni çok dövdüler ve cinsel saldırıda bulundular. İran’da bu felaketleri yaşayan ve bunu kimseye söylemeyen çok sayıda insan var.
 
‘Tarih her şeyi ortaya koyacaktır’
 
Ben 24 yıl İran'da yaşadım, gerçekten birisi bir şey söylemek (hükümeti eleştirmek) isterse, bir şey yapmak isterse İran'da her şeyini kaybeder. Amerika'da bulunan ve bize sokağa çıkıp protesto yapmamızı söyleyen İranlılar, İbrahim Raisi Amerika'ya gidip Birleşmiş Milletler'de konuşma  yaptığında Amerika'da tek bir pankart bile taşımadılar ve sokağa çıkmadılar. Tarih her şeyi açıkça ortaya koyacaktır. 
 
‘Gazetecilik faaliyetlerimi sürdüreceğim’
 
Bağımsız olmak istiyorum ve herhangi bir grup veya kuruluşla çalışmak istemiyorum. Bağımsız çalışmak istiyorum ki, eğer bir hata olursa bu başkasından değil, benden olsun. İnsan hakları savunucularına şunu söylemek isterim ki; geçtiğimiz yıl çok sayıda İranlı öldürüldü, hapsedildi ve yaralandı. Yabancı hükümetler neden İran İslam Cumhuriyeti'ni bu kadar yatıştırıyor?
 
‘Sesimi dünyaya duyurmak istiyorum’
 
İran dışında faydalı olamayacağımı bilirsem İran'a döneceğim. Artık İran hükümetinden korkmuyorum. Hiçbir şeyden korkmuyorum. Ben görebileceğim her şeyi gördüm gözaltında iken. Sonunda başarılı olacağımızı ve İran'ımızı özgürleştireceğimizi biliyorum. Eğer öleceksem ondan önce sesimi dünyaya duyurmak ve açıklamalarda bulunmak istiyorum."
 
‘İran’ı sırt çantamla terk etmek zorunda kaldım’
 
Gazeteci olarak işine devam edebilmek için memleketi Sakız'dan Tahran'a gitmek zorunda kaldığını söyleyen Nazilla, “Sabit bir iş bulmayı başarmıştım ve evime eşya almayı başlamıştım ki bu olaylar oldu. Ve ben her şeyi bırakıp İran'ı sırt çantamla terk etmek zorunda kaldım. Ne yapılacağını, nasıl protesto edileceğini İran halkı daha iyi biliyor. Hiç kimse İran halkına dışarıdan nasıl protesto yapacaklarını emredemez. İnsanları suçlayamaz. Bir şey yapması gereken kişiler hiçbir şey yapmıyor” ifadelerine yer verdi.
 
‘Başıma gelenler nedeniyle hafıza kaybı yaşıyorum’
 
Nazilla, son olarak, “Benim gibi (Nazila) pek çok kız İran rejiminin gözaltı merkezlerinde bulunuyor. Umarım sizin sesiniz olabilirim. Gazeteciliğime buradan devam ediyorum. Ailemle vedalaşıp İran'dan ayrıldığım gecenin hayatımın en kötü gecesi olduğunu sanıyordum. Ama sonra durumun bundan daha da kötü günlerde olabileceğini fark ettim. Başıma gelenler yüzünden hafızam zarar gördü ve bazen sevdiklerimin isimlerini bile unutuyorum” dedi.