Barış Nöbeti sürüyor: Tecrit politikalarından vazgeçilsin

  • 14:38 1 Eylül 2023
  • Güncel
 
 
ANKARA - İHD Ankara Şube’nin gerçekleştirdiği Barış Nöbeti’nde, iktidara, insan haklarına dayalı barışçıl politikaları uygulamaya ve Türkiye’nin toplumsal barışına uyguladığı tecrit politikasından vazgeçme çağrısında bulunuldu.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube'nin, her ayın ilk Cuma gününe ilişkin başlattıkları Barış Nöbeti sürüyor. 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne atfedilen nöbette, “Amansız, Fakatsız barış hemen şimdi” pankartı asılırken, toplantıya Gazeteci-Yazar Hüseyin Aykol, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Eş Başkanı Pakize Sinemilioğlu ve çok sayıda kişi katıldı. Basın metinini İHD Ankara Şube Eş Başkanı Aslı Saraç okudu.
 
‘Kurdistan coğrafyasında çatışma ortamı devam ediyor’
 
Barış gününün dünyanın bir çok yerinde bölgesel ve yerel savaşlar ile çatışmalarla devam ettiğini söyleyen Aslı, Rusya’nın Ukrayna işgali ile devam eden savaşların büyük acılar üretmeye devam ettiğine, Türkiye’nin Kürt meselesini aşırı güvenlikçi politikalarla çözmeme ısrarının her yıl yüzlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olduğuna dikkat çekti. Aslı, “Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu tarihten bu yana geçen bir asırlık süre zarfında başta Kürtler olmak üzere toplumun tüm farklı etnik, dini ve cinsiyet gruplarını dışlayıcı politikalar izlemiş, toplumsal barışını tesis edememiştir. Özelikle Kürt meselesinin demokratik yol ve yöntemler ile çözülememesinin bir sonucu olarak yaklaşık 40 yıldır devam eden çatışmalı süreçte başta yaşam hakkı olmak üzere en temel insan hakları sürekli ve sistematik olarak ihlal edilmiştir. Devlet, toplumdan gelen temel hak ve özgürlüklerin tanınması talebine karşı aşırı güvenlikçi politikalarla cevap vererek meselenin çözümünden uzaklaşmış, bu durum Türkiye toplumunun kutuplaşmasına neden olmuştur. Bu kutuplaşmanın sonucu olarak bugün hala Kürdistan coğrafyasında bir çatışma ortamı devam ediyor” denildi. 
 
‘Örgütlenme özgürlüğü ihlal ediliyor’
 
İnsan hakları savunucularının son yıllarda herkesin yaşamını doğrudan etkileyen çatışma ortamına karşı barışçıl çözümler ürettiğini ve taleplerde bulunmasına rağmen siyasi iktidarın çözümsüzlükteki tavrında ısrar ettiğine vurgu yapan Aslı, “Maalesef ki devletin sürekli öne sürdüğü çatışma, çözümsüzlük ve savaş ortamı toplum üzerindeki baskıyı da beraberinde getiriyor. Örgütlenme özgürlüğü ve ifade özgürlüğü büyük baskı altında. İnsanlar sadece fikirlerini açıkladıkları için yargı eliyle büyük cezalar alıyor ve tutuklanıp hapishanelere konuluyor. Örgütlenme özgürlüğü hiçbir dönemde olmadığı kadar ihlal ediliyor.  Kürt sivil siyasetçiler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, sanatçılar birçok insan sadece devletten farklı düşündükleri için hapishanelerde tutuluyor veya ülkeyi terk etmek zorunda kalıyorlar” diye belirtti.
 
Ekonomi sorunu
 
Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikasının etkilendiği diğer alanın ekonomi olduğuna dikkat çeken Aslı şöyle ekledi: “Toplumun büyük bir kesimi açlık sınırının altında yaşamlarını devam ettirirken, savaş politikalarına milyarlarca dolarlar harcanmaktadır. Türkiye’de uzun bir süredir devam eden ekonomik krizin en önemli etkilerinden olan güvenlik ve savaş harcamalarının yurttaşların ihtiyaçları doğrultusunda harcanması, toplumun refah seviyesini yükselteceği şüphesizdir. Ayrıca 2015 yılından sonra tekrardan başlayan çatışmalı süreç ve arkasından gelen 2016 darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal rejimi ile ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlaller aynı zamanda KHK’larla işten atılmaları da beraberinde getirdi. Binlerce insan KHK’lar sonucunda mesleklerinden çıkarılarak çalışma hakları ellerinden alındı. Bugün hala haklarında herhangi bir mahkûmiyet hükmü olmayan binlerce kişi kamu görevine dönememekte ve aileleri ile beraber sağlıksız koşullar içinde hayatlarını idame etmeye çalışmaktadırlar.”
 
Tecrit politikasından vazgeçme çağrısı
 
Aslı son olarak, topluma dayatılan tekçilik, ırkçılık, milliyetçilik, ötekileştirmenin ve nefret dilinin son bulması çağrısında bulunarak, “ İktidarı insan haklarına dayalı barışçıl politikaları uygulamaya ve Türkiye’nin toplumsal barışına uyguladığı tecrit politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz” sözlerini kullandı.