
Yeşil Sol Parti'den Farqîn'deki işkenceye dair açıklama
- 12:14 29 Ağustos 2023
- Güncel
ANKARA - Yeşil Sol Parti, Amed’in Farqîn ilçesinde gerçekleşen işkenceye yönelik açıklama yaparak, “Terörle mücadele adı altında işkence suçunu işleyen ve halkımıza bu zulmü uygulayan kamu görevlilerinin yargılanması ve hesap vermesi için hukuki ve siyasi mücadelemiz sürecektir” dedi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Hukuk Komisyonu Amed’in Farqîn ilçesine bağlı kırsal Bameydan (Yuva) Mahallesi'nde 26 Ağustos 2023 günü Koçerlerin çadır kurduğu bölgeye operasyon düzenleyen askerlerin Koçer bir aileden 5 kişiyi kötü muamele ve işkence ile gözaltına almasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada işkenceden sorumlu kamu görevlisi ve kişilerin yargılanması ve hesap vermesi gerektiği belirtildi.
Fotoğraflarla işkence
Yapılan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Basında yer alan fotoğraflarda Koçer ailenin çadırının ve arazinin yandığı görülmektedir. Ayrıca milliyetçi ve militarist hesaplardan da “yardım ve yataklık eden 4 şüpheli gözaltına alındı” şeklinde paylaşım yapılmıştır. Bu paylaşımlarda üzerinde sadece iç çamaşırları olan iki erkeğin işkence görmüş halde elleri ters kelepçelenmiş bir şekilde zırhlı aracın tekerleklerinin önüne yatırıldığı görülmektedir. Bu fotoğrafı çeken jandarma personeli hakkında ‘soruşturmanın gizliliğini ihlal’ suçundan soruşturma açıldığı da aynı hesap tarafından paylaşılmıştır. Biliyoruz ki; açılan bu soruşturmanın sebebi olayın nasıl gerçekleştiğine dair etkili bir inceleme yapılması değil, işlenen ağır insanlık suçunu gizlemektir.
İşkence sistematik hale getirildi
28 Ağustos günü partimiz, milletvekillerinin de bulunduğu bir heyet oluşturup olay yerine incelemeye gitmiş ve sivillere ait bir yaşam alanının yakıldığını, adeta kömüre dönüştüğünü tespit etmiştir. Partimizin olaya dair incelemeleri devam etmektedir. İçişleri Bakanı ise kendi personelinin sunduğu işkence fotoğrafına dair suskunluğu tercih etmiş, yaşanan çatışmayla, ölümlerle, gözaltılarla övünmüştür. İşkence ve kötü muamele vakalarının hızla arttığı, devletin kurumları eli ile sistematik hale getirildiği ortadadır.
Sorumlular yargı önünde hesap versin
Kürt halkına ve çocuklarına yönelik, intikam, yok etme ve imha amaçlı uygulanan işkence ve haksız gözaltılar bilinçli bir politikanın ürünü olarak artmakta ve yaygınlaşmaktadır. İşkenceciler, bu politikanın devamı olarak kasıtlı bir biçimde işkence görüntülerini yaygınlaştırarak tüm toplumu tehdit etmektedir. 1990’ların faili meçhul hale getirme politikasının devamı olan bu zihniyet, Türkiye’yi her gün adım adım demokrasiden uzaklaştıran, karanlık bir rejime mahkûm etmek isteyen zihniyettir. İşkence tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve yapan, yaptıran, sırtı sıvazlanan işkenceciler dünyanın neresinde olursa olsun yargı önünde hesap verecektir. Türkiye’nin de taraf olduğu İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’ye göre her ne olursa olsun, hiçbir istisnai durum işkenceyi haklı göstermek için ileri sürülemez. Terörle mücadele adı altında işkence suçunu işleyen ve halkımıza bu zulmü uygulayan kamu görevlilerinin yargılanması ve hesap vermesi için hukuki ve siyasi mücadelemiz sürecektir.”