Emillie’nin Atina’dan Semsûr’a uzanan dayanışması

  • 09:02 5 Mart 2023
  • Güncel
Marta Sömek
 
SEMSÛR - Atina’dan karavanı ile yoldaşlarıyla birlikte topladıkları yardım malzemelerini Semsûr’a getiren burada gönüllü olarak çalışan Emilie, 8 Mart’ta Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılarak örgütlü mücadelesini sürdüreceğini söylüyor. 
 
Mereş (Maraş) merkezli 6 Şubat’ta, yaşanan depremlerde on binlerce insan yaşamını yitirdi, yüzbinlerce insan yaralandı. Büyük bir yıkımın yaşandığı kentlerden biri olan Semsûr’da (Adıyaman) da arama kurtarma ekipleri, AFAD ve iktidarın hiçbir şekilde çalışma yürütmemesi nedeniyle enkazlarda on binlerce insan yaşamını yitirdi. Çok sayıda yeni mezarlığın yapıldığı kentte cenazeler toplu ve kefensiz bir şekilde gömüldü.
 
Karavanıyla dayanışmaya geldi
 
İlk günden bu yana deprem illerinde büyük bir dayanışma ve gönüllü yurttaşların çalışmaları ise her geçen gün daha da büyüyor. Dünyanın dört bir yanından Kurdistan ve Türkiye’ye gelen gönüllü yurttaşlar, deprem illeri ve çadır kentlerde depremzedeler için yeni bir yaşam örmeye çalışıyor. Bu kişilerden biri de Yunanistan’ın başkenti Atina’dan deprem illerine gelen Emilie. Yaşanan depremi duyar duymaz yoldaşları ile birlikte Yunanistan’da dayanışma çalışması yürütmeye başlayan Emilie, daha sonra tüm yardım malzemeleri ile karavanıyla deprem bölgesine gelerek dayanışmasını burada sürdürüyor. Merkez ilçesine bağlı Narlıkuyu’da Halkların Demokratik Partisi (HDP), Tevgera Jinên Azad (TJA) ve çok sayıda sivil toplum örgütünün dayanışma ile kurduğu çadır kentteki Kadın Çadırı’nda kalan Emilie’den Semsûr’a geliş hikayesini dinliyoruz.
 
 
Atina’dan İstanbul’a kadın dayanışması
 
Atina’da yoldaşlarıyla birlikte depremzedelere yardım etmek için bir dayanışma etkinliği yaptıklarını paylaşan Emilie, toplanan yardımlarla birlikte karavanına atlayarak Türkiye’ye geldiğini söylüyor. Burada ise örgütlü kadınlarla tanışarak depremzede kadınlar için çalışmalara başlayan Emilie, Afet İçin Feminist Dayanışma Grubu ile İstanbul’dan Semsûr’a geliyor. Kadınlara şoförlük yaparak feminist dayanışmaya katıldığını belirten Emilie, “Kadınları gidecekleri yerlere götürdüm. Uzaktan yaşananlara zaten üzülüyordum, ciddi etkilendim. Ama buraya gelince daha büyük bir şoka uğradım. Dil bariyerim var, ne Türkçe ne de Kürtçe konuşuyorum. Anlatılanlara tamamen erişimim olmadı ama çevrildiği zaman çok etkilendim, ağır geldi” sözleriyle hislerini anlatıyor.
 
Deprem şiddeti daha da görünür kıldı
 
Semsûr’da da birçok kadın örgütüyle birlikte mahalle mahalle, sokak sokak gezip depremzede kadınların ihtiyaçlarını listeleyen Emilie, yine erzakların yüklenmesi, taşınması, depo çalışması, köylere dağıtılması gibi birçok çalışma yürütüyor. Öte yandan depremzede kadınlar için yeni bir şiddet ortamının doğduğunu gözlemlediğini ifade eden Emilie, “Bu bir kriz ortamı. Çok net bir şekilde görülüyor ki bu kriz ve felaket birçok kadına karşı uygulanan şiddeti daha da görünür kıldı. Geldiğimden beri gördüğüm kadınların bir evi olmadığı için çadıra kapanması bu duruma bir örnek. Çocukların bir evi olmadığı için sadece kadınların çocuklara bakıyor olması ve ev içi emeğin çadırlara taşınmasını gözlemledim. Bütün bu krizin sonucunda daha net görüyoruz ki ciddi bir patriarka hükmediyor burada” sözlerini kullanıyor.
 
Bir sonraki adresi Feminist Gece Yürüyüşü
 
Kurdistan ve Türkiye Atina’dan uzak olsa da buradaki kadın örgütleriyle bağlantıda olmaya devam edeceğini aktaran Emilie, çadır kentten İstanbul’a giderek 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılacağını dile getiriyor. Emilie, “Orada zaten burada tanıştığım ve örgütlendiğim kadınlarla orada da örgütlenip varlığımı göstermek istiyorum. Buraya tekrar gelmek istiyorum ve gelmeyi de planlıyorum” sözleriyle mücadelesini bulunduğu her yerde sürdüreceğinin mesajını veriyor.
 
‘Haklarımıza sahip çıkmalıyız’
 
“Haklar düzeyindeki kazanımlarımızın o kadar da temeli sağlam olmadığını fark etmek lazım bu tarz durumlarda” diyen Emilie, böyle bir felaket yaşandığında yine kadınların evlere kapatıldığına dikkat çekiyor. Kadın kazanımları için mücadelenin sürmesi gerektiğinin depremler ile bir kez daha hayati bir ihtiyaç olarak belirdiğinin altını çizen Emilie, “Bir otonomiye sahip olduysa bile onun hemen elinden alınabildiğini daha net görüyoruz. Kazanımlarımızı savunmalı ve korumalıyız. Örneğin ABD’de şu an kürtaj hakkının kadınların elinden alınabiliyor olması ve bunun bir hak olduğunu düşündüğümüzde bile bunun hemen elimizden alınabildiğini görüyoruz. Bu haklar kolay kazanılmadı ama kolay kaybedilebiliyor. Bu yüzden de haklarımıza sahip çıkmalıyız” şeklinde konuşuyor.
 
 
‘Jin jiyan azadî’ mücadelesi sürecek
 
8 Mart’a giderken mücadelenin önemine vurgu yapan Emilie, “Mücadelemize devam etmemiz gerekiyor. Çünkü böyle anlarda görüyoruz ki kazanımlarımız çok kolay elimizden alınabiliyor. Jin jiyan azadî” mesajını veriyor.