
TJA: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı
- 12:05 14 Şubat 2023
- Güncel
AMED - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo ile Türkiye'ye getirilmesinin 24’üncü yıldönümü dolayısıyla açıklama yapan TJA, “Toplumsal sorunun çözümü için Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998'de Suriye'den çıkarılması ile başlayan ve 15 Şubat 1999'da Türkiye'ye getirilmesiyle devam eden uluslararası komplo, 24'üncü yılını geride bıraktı. F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit devam ederken Tevgera Jinên Azad (TJA), 15 Şubat uluslararası komploya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
‘Deprem doğal afet olsa da bu yıkım doğal değil’
Komplonun yıldönümü dolayısıyla onlarca kentte planladıkları Gemlik Yürüyüşü’nü Mereş merkezli yaşanan iki deprem nedeniyle iptal edildiği kaydedilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Biz kadınlar da halkımızın yaralarını sarmak için seferber olarak, bulunduğumuz bütün alanlarda harekete geçtik. Kürt kadınların özgürleşme mücadelesine büyük katkısı olan Kürt Halk Önderi Öcalan’ın da çok sık söz ettiği gibi toplumsal krizlerin merkezinde devletin ve erkek iktidar sisteminin olduğunu bu depremde de bir kez daha gördük. Devletin bütün mekanizmasının toplumun ihtiyaçlarına cevap olmak yerine, faşist AKP-MHP iktidarını korumak için harekete geçtiğine şahit olduk. Deprem bir doğal afet olsa da bu düzeyde yıkım doğal değil. İktidarın rant uğruna ekolojik dengeyi bozmasının, çarpık kentleşmenin, denetimsiz binaların, insanların sağlıklı barınma ihtiyacının karşılanmamasının bir sonucu” denildi.
‘Tecrit ile toplum nefessiz bırakılmak isteniyor’
Deprem sonrasında devletin bütün kurumlarıyla enkazın altında kalmasının sebebinin on yıllardır sürdürülen savaş gerçekliği olduğu vurgulanan açıklamada, devletin ve toplumun bütün kaynaklarının savaşta kullanılan uçaklara, bombardımanlara, silahlara, mermilere, dışarda beslenen çeteci militarist güçlere harcandığının altı çizildi. Savaş nedeniyle idare edilmesi engellenen büyük miktarlarda paraların sermaye ve iktidar sahiplerine pay edildiği kaydedilen açıklamada, “Örtülü ödenek ve saray bütçesi de eklendiğinde halkın bütün vergilerinin nereye harcandığı ortaya çıkıyor. Hem ekonomik hem de insan canı olarak savaşa harcanan bedel ortadayken, ‘İzin verin savaşı bir haftada sonlandırayım’ diyen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ağır tecrit altında tutulması devleti enkaz altında bıraktı. İmralı özelinde tüm topluma yayılan tecrit ile toplum nefessiz bırakılmak isteniyor” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 24 yıldır ağır tecrit işkencesi altında tutuluyor. Avukatları ile 7 Ağustos 2019 yılından itibaren görüştürülmeyen Abdullah Öcalan’dan, kardeşi Mehmet Öcalan'la 25 Mart 2021 tarihindeki 4 buçuk dakikalık kesintili telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. İmralı’da hukuk değil, özel bir tecrit rejimi yürürlüktedir. Komploda rolü olan uluslararası güçler tecridin derinleştirilmesinde de rol sahibidir. Türkiye’ye her konuda destek veren NATO’nun da onayı ile tecridin derinleştirildiği, CPT örneğinde de ortaya çıkmıştır. İmralı’da uluslararası hukuk uygulanmadığı gibi, insanlık suçunun ortağı olmuştur. Uluslararası destekten aldığı güçle AKP-MHP iktidarında tecrit bir rejime dönüşmüş, toplum her yönüyle baskı altına alınmaya çalışılmaktadır.
Abdullah Öcalan toplumda karşılığını buluyor
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın işkence sistemi karşısındaki en büyük direnişi demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasıyla insanlık için başka bir dünyanın mümkün olabileceği umudu ve inancını yeşertmesi olmuştur. Toplumla güçlü bağ kuran Abdullah Öcalan’ın toplumdan soyutlanmasındaki amaç, varlığı ve düşünceleriyle toplumu etkilemesinin önüne geçmektir. Ancak buna rağmen, Abdullah Öcalan’ın toplumsal felsefesi, özellikle temas ettiği Kürt toplumu başta olmak üzere karşılığını buluyor. Depremdeki dayanışmada, devleti beklemeden toplumun kendini organize ederek deprem yaralarını sarmasında, Rojava’daki kadın devriminde, Rojhılat’tan dünyaya yayılan ‘Jin jiyan azadi’ sloganında kendini gösteriyor.
Sağlığından ve güvenliğinden endişe ediyoruz
Tecrit politikalarının derinleşmesiyle Türkiye’de yaşanan siyasal, ekonomik, sosyal ve ekolojik tüm sorunlar çözümsüzlüğe mahkum kılınmaktadır. Özgür Kadın Hareketi olarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlığı ve güvenliğinden endişe ediyoruz. İnsanlık dışı ağırlaştırılmış tecridin bir an önce son bulması, Sayın Öcalan’ın en kısa sürede avukatları ile görüştürülmesi talebini yineliyoruz. 25’inci yılına giren uluslararası komployu bir kez daha kınıyoruz.
Mücadele büyütülmeli
Halkların, kadınların ve gençlerin bu yüzyılını kazanmak için Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü şart. Toplumsal sorunların çözümü için Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı, bunun için her alanda mücadele büyütülmelidir. Halkımızın yaşadığı deprem felaketinden dolayı komplonun yıldönümündeki eylem ve etkinliklerimizi ertelemiş olsak da, mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz.”