‘Depremle Kurdistan’ın demografyası değişiyor’
- 10:09 14 Şubat 2023
- Güncel
Sema Çağlak
AMED - HDP Amed Kadın Meclisi Sözcüsü Yasemin Üçer, Kurdistan’ın demografik yapısının depremle birlikte değiştiğine dikkat çekerek, "Büyükşehirlerde liberalizm ve bireysellik var. Ancak burada komünal ve toplumsal bir yaşam var. Göçe zorlayarak bu hayatı bitirmek istiyorlar” dedi.
Mereş’te 6 Şubat’ta meydana gelen depremler sonucu 10 kentte ağır yıkım yaşandı. On binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan evsiz kaldı. Geride kalan yurttaşlar başka şehirlere taşınmak zorunda kalıyor. İktidarın da bu yönlü çağrıları ile göç ettirme politikaları yeniden gündeme geldi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed Kadın Meclisi Sözcüsü Yasemin Üçer konuyu değerlendirdi.
‘Kurdistan’ın demografyası değiştiriliyor’
Yasemin, 90’lı yıllardan beri göç politikalarının farkında olduklarını belirterek, “Maalesef bu coğrafyanın bir gerçeği var. İktidar bu konuyu düşünmez ve üzerine eğilmezse halk bundan zarar görür ve çeker. Coğrafi olarak birçok vatandaşın büyükşehirlere taşındığını görüyoruz. İnsansız bırakma siyaseti Kurdistan coğrafyasının bir gerçeğidir. İnsanlar kendi dili, kültürü ve kimliği ile yaşamalıdır ama Türkiye'de tam tersi politikalar uygulanıyor. Göç, insanların hayatında çok olumsuz bir durum yaratıyor. İnsanın toprakla ilişkisi her zaman güçlü olmuştur. Göç etmekle halkın yaşam tarzı bozulmakta ve Kürdistan'ın demografisi değiştirilmektedir. Çünkü depremin olduğu şehirler çoğunlukla Kürt şehirleridir” şeklinde konuştu.
‘Toprağımıza sahip çıkalım’
Yasemin, yardımlaşma ve dayanışma ile göç tehdidinin önüne geçilebileceğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Kürtler başka büyük şehirlere göç ettirilirken kimliklerini unutmaları amaçlandı. Göç politikaları çağlar boyunca çeşitli şekillerde denenmiştir. Ancak Kürtler göç politikalarına her zaman direnmiş ve kimliklerini hep yaşatmaya çalışmışlardır. Toprağımıza sahip çıkmalıyız. Bir trajedi olduğu doğru ama destek ve sıkı çalışmayla insanlarımızı bu tehlikeden kurtarabiliriz.”
‘Komünal yaşamı yok etmek istiyorlar’
Kürt halkının yaşamının eşit ve komünal bir yaşam olduğunu söyleyen Yasemin, “Büyükşehirlerde liberalizm ve bireycilik var. Ancak burada sosyal ve toplumsal bir yaşam var. Göçe zorlayarak bu hayata son vermek istiyorlar” dedi. “Bizi var eden dilimiz, kültürümüz, tarihimiz ve kimliğimizdir” sözlerine yer veren Yasemin, bunların yok edilmesi amacıyla özel savaş politikalarının devreye konulduğuna dikkat çekti. Yasemin, insanların topraklarıyla ilişkisinin kesilerek beraberinde asimilasyon politikalarının geliştirildiğini ifade etti.
‘Halkın yaşadıkları hiçbir zaman unutulmayacak’
Konuşmasının sonunda halkların yaralarını birlikte saracağının altını çizen Yasemin, “Halktan bir kurşunun fiyatını soran bir iktidar düşünün, böyle bir depremin hesabını halka nasıl verecek. Halkın içinde bulunduğu bu şartlar hiçbir zaman unutulmayacaktır. Amed kendi yaralarını birlikte sardı ve sadece kendisinin değil, diğer şehirlerin yaralarını da sardı. Artık zorlu süreç bu saatten sonra başlıyor. Hem zihinsel ve psikolojik açıdan hem de gelecekte ne olacağına dair çalışmalara başlanacak” dedi.