Francisca Pérez: CPT tecrit işkencesine ortak oluyor!

  • 09:01 2 Şubat 2023
  • Güncel
Marta Sömek 
 
İSTANBUL - CPT’nin “tecrit işkencesine ortak olduğunu” söyleyen Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon heyeti üyesi avukat Francisca Pérez, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin sonlandırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için, “Türkiye'yi ne pahasına olursa olsun fiili durumu değiştirmeye zorlamak ve bu konuyu CPT'nin her üyesinin siyasi gündemine sokmak gerek” sözleriyle seslendi.
 
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit her geçen gün ağırlaşmaya devam ediyor. Abdullah Öcalan’dan haber alınamama hali ise 22’nci ayına girdi. Bu süre zarfında ne avukatları, ne ailesi, ne de kamuoyu PKK Lideri’nden hiçbir haber alamıyor. Ağırlaştırılmış tecridin sonlandırılması ve PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünün sağlanması için dünyanın dört bir yanından çağrılar sürdürülüyor, eylemler yapılıyor ve birçok girişimde bulunuluyor.
 
Delegasyon heyetinin temasları
 
Bu girişimlerden sonuncusu ise aralarında hukukçu, gazeteci ve akademisyenlerden oluşan, 7 farklı ülkeden gelen 36 kişilik Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon üyelerinin 25-27 Ocak tarihleri arasında İstanbul, Amed ve Ankara’da yaptığı ziyaretler ile temaslardı. Ziyaretler süresince temel gündem ise Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit, 22 aydır haber alınamama hali, yaşanan hukuksuzluklar ile İmralı Cezaevi’nden tüm cezaevlerine ve sonrasında da topluma yansıyan tecrit oldu.
 
Forum mesajı: Birlikte mücadele yürüteceğiz
 
Heyet üyelerinin üç gün boyunca yaptığı ziyaretler sonrasında ise 28 Ocak günü, Taksim Hill Otel’de sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile “Uluslararası Tecrit” konulu forum gerçekleştirildi. Forumda, üç kentte temaslarda bulunan heyet üyelerinin her biri, temaslar ve paylaşımlara dair aktarımlarda bulundu. Heyet üyeleri forumda, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için ortak mücadele yürüteceklerinin mesajını verdi.
 
İstanbul heyeti üyelerinden avukat Francisca Pérez’e ziyaretleri, CPT’nin “rolü”, Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin son bulması ile fiziki özgürlüğünün sağlanması için ne yapılması gerektiğine dair mikrofon uzattık.
‘Koşullar ancak işkence olarak tanımlanabilir’
 
Abdullah Öcalan'a İmralı Cezaevi’nde uygulanan ağır tecrit koşullarının insan haklarına aykırı olduğunu söyleyen Francisca, “Ayrıca kendini demokratik sayan herhangi bir ülkenin sahip olması gereken en temel hak ve koşullara tam bir saygısızlık gösterdiğini düşünüyoruz. Gerçek koşullar ancak işkence olarak tanımlanabilir” yorumunu yaptı.
 
‘BM ve bağlı ülkeler sorumluluktan kaçıyor’
 
Birleşmiş Milletler (BM) üyesi tüm ülkelerin insan haklarına saygı duymak ve uygulamak zorunda olduğunu vurgulayan Francisca, “Türkiye'nin BM'ye ait olmanın altını çizen koşullara uymaması, Türkiye'nin imzaladığı diğer anlaşmalara kadar uzanıyor ve bu, medeni ve yasal haklara ilişkin sorumluluk ve yükümlülüklerinden kaçındığı anlamına geliyor” sözlerini kullandı.
‘CPT işkenceye ortak oluyor’
 
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT), Eylül 2022 tarihinde İmralı Cezaevi’ne yaptığını duyurduğu ziyaret ardından hiçbir açıklama yapmamasını da ele alan Francisca, “CPT bir yandan kendi işlevlerine tam bir saygısızlık gösteriyor ve yaratılma amacını yerine getirmiyor. Diğer yandan ise bilgi eksikliği nedeniyle siyasi taraf tutmanın Türkiye'nin Abdullah Öcalan'a yaptığı hukuksuz ve insanlık dışı muameleyi koruduğunu ve böyle yaparak işkencelere ortak olduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
 
‘Abdullah Öcalan ve tutsakların durumundan endişeliyiz’
 
Ziyaretleri kapsamında tutsaklar üzerindeki birçok hukuksuzluğu dinlediklerini söyleyen Francisca, “Cezaevlerinde insan haklarının gerçek durumu hakkında ve aynı zamanda tutsakların tutukluluk süreci ve yargılamalar sırasında maruz kaldıkları tüm süreçlerle ilgili olarak mümkün olduğunca fazla bilgi toplamayı amaçlıyoruz. Özellikle kadınların cezaevindeki durumu ve koşullarından, maruz kaldıkları cinsel istismar, saldırılar, günlük yaşam koşulları ve başta Abdullah Öcalan'ın durumu olmak üzere tutsakların tecrit sürecini çevreleyen tüm unsurlardan endişe duyuyoruz. Ayrıca Kürt nüfusu ve göçmen nüfusun durumunun vahim olduğunu ve her türlü hukuksuzluğa maruz kaldıklarını da görüyoruz” dedi. 
 
Türkiye ve uluslararası mekanizmalar işlevsiz
 
Francisca, PKK Lideri’ne uygulanan ağırlaştırılmış tecridin sonlandırılmasına ilişkin ne Türkiye’deki adalet sistemi ne de uluslararası kurumların, insan hakları ve siyasi hakların savunulması noktasında görevlerini yerine getirmediğinin altını çizdi. Francisca, “Demokratik ilkeler ve en temel insan haklarına saygı çerçevesinde hiç kimse bu koşullara tabi olmamalıdır. Bir devletin demokratik ya da demokratik olmayan karakterini gösteren özellikler olan cezaevlerinin durumu da bunun iyi bir göstergesidir. Ayrıca Türk devletinin imzaladığı tüm farklı anlaşmaların üyesi olmak, insani, medeni ve siyasi hakları gözetmeniz ve savunmanız gerektiği anlamına gelir” sözleriyle tüm mekanizmaları görevlerini yerine getirmeye çağırdı.
 
‘Ne pahasına olursa olsun zorlanmalı’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridin sonlandırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurgulayan Francisca, “Türkiye'yi ne pahasına olursa olsun fiili durumu değiştirmeye zorlamak ve bu konuyu CPT'nin her üyesinin siyasi gündemine sokmak gerek” diye konuştu.