Ankara’da ‘Barışta ısrar komployu çürütüyor’ başlıklı panel

  • 22:43 15 Şubat 2021
  • Güncel
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirilişinin 22’inci yıl dönümü dolayısıyla gerçekleşen panelde, Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği fikriyatın halkların ortak yaşam perspektifini ortaya koyduğuna vurgu yapıldı.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komployla Türkiye’ye getirilişinin 22’inci yıl dönümü dolayısıyla, “Barışta ısrar komployu çürütüyor” başlıklı bir panel düzenledi. Partinin il binasında yapılan panelin moderatörlüğünü HDP Ankara İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu yaparken, HDP Van Milletvekili Tayip Temel ve Asrın Hukuk Bürosu avukatı Özgür Erol konuşmacı olarak katıldı.
 
Panelin yapıldığı salona, “15 Şubat uluslararası komplosunu lanetliyoruz” yazılı pankart asıldı. Panel özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler  anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
 
‘Bu bütün halklara yapılan bir tecrittir’
 
Panelin açılış konuşmasını yapan Pakize Sinemillioğlu, 15 Şubat 1999 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası hukuk ihlal edilerek, bir komployla Türkiye’ye getirildiğini ifade etti. Abdullah Öcalan’ın dünyada eşi ve benzeri olmayan bir tecrit ile 22 yıldır İmralı Cezaevi’nde tutulduğuna dikkat çeken Pakize, “Bu kadar ağır ve haksız uygulamalara maruz kalmasına rağmen her zaman bütün haklara barışı talep etmiş ve nefes olmuştur. Bu tecrit sadece İmralı adasında değil esasen başta Kürt halkına sonrasında bütün halklara yapılan bir tecrittir. Nitekim bunu her gün sıcak bir şekilde yaşıyoruz” şeklinde konuştu.  
 
‘Bir an önce talepler kabul edilmelidir’
 
3 gün içerisinde yaklaşık 400 arkadaşlarının gözaltına alındığını belirten Pakize, bu gözaltıların 15 Şubat komplosunun yıl dönümünden kaynaklı olduğunu vurguladı. Pakize, “Sadece barış talebiyle yola çıktık.  ‘Savaş dururken siz neden barış istiyorsunuz’ diyerek her gün bize bu uygulamalar dayatılmakta. Bugün biz İmralı tecridini konuşmak için burada toplandık. İmralı tecridinin kaldırılması için cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri 81’inci gününe girdi. Biz buradan 81 gündür devam eden açlık grevlerine ses olmak istiyoruz. Tecridin kaldırılması için yapılan açlık grevlerinin üzücü sonuçlara neden olmadan bir an önce talepler kabul edilmelidir” dedi.
 
‘Sayın Öcalan kanlı bir savaşı engelledi’
 
Pakize’nin konuşmasının ardından söz alan HDP Milletvekili Tayip Temel, “15 Şubat herkes için önemli bir gün. Ortadoğu’da Sayın Öcalan'ın hedef seçilmesinin nedenlerinden biri bugün Ortadoğu’da yaşanılanlardır. Sayın Öcalan o günlerde Ortadoğu’da müdahaleler yapılacağını, halkların mücadelesinin geleceklerini şekillendireceği tespitini yapmıştı. Bu komploda birçok ülkenin rolü var. ABD, Rusya, Mısır, Avrupa ülkeleri, Türkiye ve Federe Kürdistan’da yaşanan kaoslarda komplonun izleri var. Öcalan’ın geliştirdiği fikriyat halkların ortak yaşam perspektifini ortaya koyuyordu. Bu fikriyat maya tutmak için güçleniyordu ancak Ortadoğu’yu dizayn etmek isteyen egemen devletler buna izin vermedi. Komploya halklar bireysel eylemler ile karşılık verdiler. Komplo Türkiye'de uzun süreli kanlı bir savaşın nedeni olmadıysa bu Sayın Öcalan’ın perspektifleri ile engellendi. Gare’de yapılan operasyon komplonun güncellenmesidir” diye belirtti.
 
DAD’ın mektubu okundu
 
Tayyip’in konuşmasının ardından Demokratik Alevi Derneği (DAD) Mamak Şubesi'nin tecride ilişkin gönderdiği mektup okundu. Mektupta, “Mücadele ruhunu 22 yıldır İmralı tecridinde dile getiren Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelesini büyüten, geliştiren bu yolda önderlik eden Sayın Öcalan şahsında tüm halkları esir almaya yönelik tecrit uygulaması kabul edilemez. 15 Şubat uluslararası komplosuyla yürütülen tecridin inançların, kimliklerin ve bir arada özgür birlikte yaşamayı talep eden paradigmasının öncülüğünde bir araya gelerek yıkarız” ifadeleri yer aldı.
 
‘İmralı duruşu tecridin anti tezidir’
 
Ardından söz alan Asrın Hukuk Bürosu avukatı Özgür Erol, tecridin sonlanması talebiyle AİHM’e yaptıkları başvuruların yanıtsız bırakıldığına değinerek, “İmralı tecridi 21 yıl önce başladı. 2007’ye kadar tek başına bir odada kaldı, 2007 itibarıyla 12 metre karelik küçük bir odaya aldılar ve 2009 yılın kadar tek başına kaldı. 2009 yılında bazı tutuklular gitti. 2013’te çözüm süreci ile 3 odalı bir odaya geçti, 2019’da yeni bir bina yaptılar şartlarını detaylı bilmiyoruz. Tecrit sadece aile ve avukat görüşmelerinin yapılması değil, son yıllarda gerçekleşen hukuksuzlukların başlama yeri İmralı’dır. Devlet hukuksuzlukları İmralı'da geliştirdi ve topluma yaydı, onun için tecrit bulaşıcıdır diyoruz. Tecridin ana hedefi direnişi engellemektir. Direnişin olduğu yerde her zaman umut vardır. İmralı duruşu tecridin anti tezidir. Demokratik siyasetin yolu, çözümün yolu İmralı’dan geçiyor” dedi.  
 
Panel soru cevaplar ile sona erdi.