Leyla Güven: AKP-MHP’nin politikasızlıklarına mahkum değiliz

  • 13:24 15 Şubat 2021
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, tutulduğu cezaevinden CHP Milletvekili Enis Berberoğlu için verilen AYM kararına ilişkin, “Dışarıda itaat ederek birilerinin partisinin Kürt’ü olacağımıza onurumuzla hapishanelerde kalmayı tercih ederiz” dedi.
 
Haklarında kesinleşmiş yargı kararları olduğu gerekçesiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ve CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu 4 Haziran 2020 tarihinde TBMM’de okunan kararın ardından milletvekillikleri düşürülmüş ardından tutuklanmıştı. Enis Berberoğlu ertesi gün ise tahliye edilmişti.
 
Geçtiğimiz 11 Şubat günü ise Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararı doğrultusunda karar veren 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin, “yeniden yargılamanın kabulü, infazın durdurulması, hükümlülüğün sona erdirilmesi” yönündeki kararı ardından Enis Berberoğlu yeniden milletvekili olarak Meclis’e döndü.
 
Leyla, tutulduğu Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nden gönderdiği mektup aracılığıyla AYM kararına ve Enis Berberoğlu’na ilişkin açıklamada bulundu.
 
‘Meclis kurulduğundan bugüne darbe pratiği uygulandı’
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Meclis’i kurduğundan bugüne kadar Kürt kimliği ile siyaset yürütenlere karşı sürekli bir darbe pratiği uygulandığını belirten Leyla, açıklamasında, şu ifadeleri kullandı: “İlk Meclis pratiğinden 12 Mart 1994 DEP davasına, 2016 4 Kasım darbesinden 2020 4 Haziran’ına kadar yaşanan sürece baktığımızda iktidarlar değişse de Kürt halkının iradesine uygulama ve yaklaşımları hep aynı olmuştur. Dayatmalar ve suçlamalarda söylem tarzları farklılaşmış olsa da uygulamak istedikleri siyaset tarzı hiç değişmeden bugüne kadar gelmiştir. İstenilen ve arzu edilen Devlet Bahçeli’nin dile getirdiği gibi ‘Kuzey Irak’a gitsinler’ sözleri yürütülen siyasetin özetidir diyebilirim. Aslında bizlerden istenen isyan etmemiz, demokratik siyaseti reddetmemizdir. Anlaşılan o ki, bizlerle bu şekilde daha iyi mücadele edecekler, fakat bunun mümkün olmadığını çok iyi biliyorlar.” 
 
“Dışarıda itaat ederek birilerinin partisinin Kürt’ü olacağımıza onurumuzla hapishanelerde kalmayı tercih ederiz” diyen Leyla, Enis Berberoğlu’nu ise parlamentoya yeniden döndüğü ve yasama faaliyetlerine tekrar devam edeceği için kutladı ve çalışmalarında başarılar diledi.
 
‘Çifte standarda maruz bırakılıyoruz’
 
AYM’ye “Niye çifte standart uyguluyor” diye sormayacağını kaydeden Leyla, yasaların Kürt siyasetçilere, HDP’lilere hiçbir zaman eşit şekilde uygulanmadığını dile getirdi. Leyla, “Bu konuda bizlere yıllardır hissettirilen duygulara dair biraz da olsa empati kurabilmeleri için vekillikleri düşürüldüğü 4 Haziran günü basına verdiğim bütün röportajlarda Enis Berberoğlu’nun bizim ateşimizde yandığını fakat bu durumun en kısa sürede telafi edileceğini söylemiş ve Enis Berberoğlu’nun tekrar vekilliğe geri döneceğini açıkça belirtmiştim. Bunu nasıl öngörebildiğime gelirsek sadece birkaç örnekle somutlayabilirim. Ergenekon, Balyoz vb. yargılamalar sırasında biz de Diyarbakır KCK davasından yargılanıyorduk. Binlerce Kürt belediye başkanı, avukat, gazeteci, akademisyen, kadın aktivistler çeşitli gerekçelerle tutulduk. Yapılan yasal düzenlemeler sonucunda onlar da, bizler de tahliye edildik. Onlara ‘kusura bakmayın biz yapmadık, içimizdeki FETÖ’cüler yaptı’ denilirken, bizlere de yaklaşık 11 yıl sonra cezalar yağdırıldı. Dolayısıyla biz suçlu olduğumuz için değil, Kürt ve muhalif olduğumuz için bu tarzda çifte standarda maruz bırakılıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Kürt halkına her türlü hukuksuzluk ve zulüm uygulanmıştır’
 
Leyla devamında ise şunları belirtti: “AKP 19 yıllık iktidarı boyunca Kürt halkının ölüsüne, dirisine, yaşlısına, gencine, kurumlarına, seçilmişlerine her türlü hukuksuzluğu reva görmüş ve Türkiye halklarının gözleri önünde her türlü zulmü uygulamıştır. CHP ise bütün bu yaşanan adaletsizlikler karşısında batılıların yaptığı gibi ‘endişeliyiz, kaygılıyız, üzgünüz’ demekle yetindi, yetiniyor. CHP, adaleti sadece kendi partileri için talep ediyor, bu pratikleriyle isteyerek ya da istemeyerek AKP’nin işlerini kolaylaştırıyor ve sessiz kalarak adeta onaylıyor. Tarih bir gün AKP’ye, başta Roboski olmak üzere Kürt halkına yaşattığı acıların hesabını soracak olursa bunlar yaşanırken ana muhalefette hangi parti vardı diye de soracaktır. AYM’nin her ne kadar vekilimiz Sayın Musa Farisoğulları ve benim vekilliğimizin düşürülmesine neden olan davada ‘ihlal yoktur’ kararı verilmiş olsa da bu davanın AİHM tarafından Türkiye’yi mahkûm etmekle sonuçlanacağına eminim. Ancak biz bu konuda AYM’nin çifte standart uygulamadan 3’te 3 karar vermesini beklerdik, aksi şu anda halkımız tarafından da bu durumun özel bir politika olduğu duygusu gelişecektir.
 
Yolumuza devam edeceğiz
 
Halkımızın yüreği rahat olsun. Bizler Kürt halkı olarak ne AKP-MHP’nin faşizan politikalarına ne de CHP ve diğerlerinin bu konudaki politikasızlıklarına mahkûm değiliz. Geçmişten bugüne ağır bedeller ödeyerek gelmişsek, bundan sonra da kendi öz dinamiklerimiz ile yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.