HATAY - Reyhanlı ilçesinde öğrencisine cinsel istismarda bulunan okul müdür yardımcısının göreve dönmesine tepki gösteren Eğitim Sen Hatay Şubesi Kadın Komisyonu, “Devlet memurluğu pozisyonunda yer alan bir kişinin öğrencisine cinsel istismarda bulunmasının cezası bir yıllık kademe durdurma cezası mı olmalıdır” diye sordu.

 

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 2018 yılında, bir okulda beden eğitimi öğretmeni ve aynı zamanda okul müdür yardımcılığı yapan A.Ö., 8’inci sınıf öğrencisi çocuğa cinsel istismarda bulunmuştu. Olayı öğrenen aile, öğretmen hakkında şikayette bulunurken, olaya dair soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırılan öğretmen, soruşturma tamamlanmadan göreve iade edildi. 

 

Cinsel istismar faili müdür yardımcısının, öğrencisine cinsel istismarda bulunmasına rağmen yargılandığı Reyhanlı Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanmamasına tepkiler sürüyor. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Hatay Şubesi Kadın Komisyonu, şube binasında yaptığı basın toplantısında duruma tepki gösterdi.

 

‘İstismarın cezası kademe durdurma mı?’

 

Toplantıda konuşan, Eğitim Sen Hatay Şube Kadın Sekreteri Sevilay Elmas, öğrencinin avukatlığını üstlenen Yusuf Uyar, yapılan görüşmede A.Ö. hakkında davanın idari boyutunun sürdüğü bilgisini paylaşarak, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müfettişlerinin yapmış oldukları soruşturmada sanığın "devlet memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırılmasını uygun bulduklarını, ancak MEB'nin  "bir yıl kademe durdurma" cezası verilmesini yeterli gördüğünü hatırlattı. Sevilay, "Merak ettiğimiz şudur: Eğer sanık suçlu değilse neden 1 yıl ‘kademe durdurma cezası’ verildi. Eğer suçlu ise devlet memurluğu pozisyonunda yer alan bir kişinin öğrencisine cinsel istismarda bulunmasının cezası bir yıllık kademe durdurma cezası mı olmalıdır?" diye sordu.

 

‘Öğrenciye zarar verecek’

 

Sanığın bir süre görevden uzaklaştırıldıktan sonra aynı okulda yeniden görevlendirilmesini kabul etmeyeceklerini sözlerine ekleyen Sevilay, şunları söyledi: “Yargılama süreci devam eden bir dava söz konusuyken, sanığın görevine devam ediyor olmasını ve okulunun dahi değiştirilmemiş olmasını hiçbir şekilde doğru bulmuyoruz. Şiddete maruz bırakılan okuldan mezun olmuş olabilir; ancak şiddete maruz bırakılanın sanıkla Reyhanlı içinde karşılaşma ihtimali mevcuttur. Bu ihtimalin varlığı dahi psikolojik olarak zaten zarar görmüş öğrencide daha büyük şiddete sebep olacağı nettir. Bu kovuşturma sürecini de olumsuz etkileyecek, süreci şeffaflık ve objektiflikten uzaklaştıracak bir karardır."