Tutsak aileleri: Cezaevlerine bir an önce ses verin

  • 09:07 11 Şubat 2021
  • Güncel
Dilan Babat 
 
MUŞ - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük ağırlaştırılmış tecrit ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı başlatılan açlık grevi eyleminde yer alan tutsaklardan Bilal Babahanlı ve Ferhat Özer’in aileleri cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine karşı ses olunması gerektiğine dikkat çekti. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük ağırlaştırılmış tecrit ve cezaevlerinde yaşanılan hak ihlallerine karşı tutsaklar, 27 Kasım tarihinde süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemine başladı. Eylem, 77’nci gününde devam ederken, yetkililerin sessiz kalması ve hak ihlallerinin artması kamuoyunda ciddi tepkilere neden oluyor. Muş’un Bulanık ilçesinde yaşayan Gule Babahanlı ve Ayşe Özer’de eyleme ses verilmesi gerektiğine dikkat çeken annelerden.
 
‘Muş’tan Patnos’a sürgün edildi’
 
Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde olan oğlu Bilal Babhanlı’nın İstanbul’da gözaltına alındığını ve Muş’a getirildiğini söyleyen Gule, oğlunun tutuklandığını kaydetti.  Tutuklanma gerekçesinin “telefon görüşmeleri” olduğunu belirten Gule, oğlu Bilal’in 7 yıldır cezaevinde olduğunu söyledi.  Gule, “Oğlum ilk tutuklandığı zaman Muş cezaevinde kalıyordu. Burada 25 gün kaldıktan sonra Patnos Cezaevi’ne sürgün edildi. Oğlumun ne suç işlediğini dahi bilmiyoruz sadece bir telefon görüşmesi üzerinden alındı onun dışında uzun yıllardır neden cezaevinde olduğunu bilmiyoruz. Oğlumun üç çocuğu var hepsi küçük, eşi hasta olduğu için İstanbul’a tedaviye gitti. 47 yıl ceza verdiler. Cezaevlerinde günden güne tutuklanmalar çoğalıyor. Cezaevlerinin önü annelerden geçilmiyor.  En son oğlumla görüştüğümde sürekli soruyorum 'bir sorununuz var mı' diye. Ama ben üzülmeyeyim diye bana bir şey anlatmaz. Ama cezaevi idaresi tarafından baskıların olduğunu biliyoruz. Bunu sorduğumuz zaman ise arkadaşları ile birlikte baskılara karşı birlik olduğunu söylüyor” dedi.  
 
‘Cezaevindeki arama zoruma gidiyor’
 
Gule, cezaevi girişinde yüz yüze kaldıkları baskıların yanı sıra oğlunun sürgün edilmesinden kaynaklı maddi anlamda da sıkıntı yaşadıklarını belirterek ,“Muş Cezaevi’nde olduğunda bizim için daha rahattı. En azından yakındı. Gidip oğlumu görebiliyordum, ama Patnos Cezaevi'ne sürgün edildikten sonra gidip görmek için biraz daha ekonomi boyutuyla sıkıntı yaşadık. Evimde çalışan doğru düzgün kimse yok. Patnos’a giden araç olmadığı için giden araçta geç kalktığı için mecburi araç tutmak zorunda kalıyoruz. Bunun mazot parasını biz ödüyoruz. Her gidip geldiğimizde bizi bu durum zorluyor.  Zaten cezaevine gittiğimiz gibi işkence başlıyor. Sürekli aramalardan geçip duruyoruz onca uzun yol gücüme gitmiyor ama çocuğumu görmek için geçtiğim onca arama çok zoruma gidiyor. Cebimizde olan bir peçetenin dahi girilmesine izin verilmiyor” sözlerini kullandı. 
 
‘Camdan oğlumun kokusunu nasıl içime çekeyim’
 
Koronavirüs (Covid-19) salgınından kaynaklı açık görüşün olmadığını, kapalı görüşe de fazla gidemediğini ifade eden Gule şöyle devam etti: “Bu hastalık olmadığı zaman ayda iki defa açık görüşe gidiyorduk ama pandemi olduğundan beri bir iki defa gittim hem yaşımdan kaynaklı hemde kapalı görüş olduğu için camdan oğlumun kokusunu içime çekemiyorum. Ben camdan o hasreti nasıl bastırayım ki bir şey olmadığı için ve gücümüz olmadığı içinde uzun bir süredir gitmedim.  Telefon üzerinden görüşüyorum durumunu soruyorum.  Benim oğlum da açlık grevine başladı. Yaşadıkları ihlallerden kaynaklı başlattı. Telefon üzerinde yaşadıkları baskıları anlatamıyorlar anlatsalar hemen disiplin cezası yiyecekler. Ondan kaynaklı bize de bir şey anlatmıyor.” 
 
‘Bir an önce gerekli adımlar atılsın’
 
Gule, oğlunun PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi grubunda yer aldığını belirterek, “Bir anne olarak bir an önce cezaevlerinde başlayan açlık grevleri sonlandırılsın. Cezaevinde sadece çocuğum değil hepsi benim çocuğum bir an önce gerekli adımları atsınlar” çağrısında bulundu.  
 
‘Bizler de aynı uygulamalarla karşılaşıyoruz’
 
“Örgüt yöneticiliği” iddiasıyla tutuklanarak, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde bulunan Ferhat Özer’in annesi Ayşe Özer, oğlunun 5 yıldır cezaevinde tutulduğunu kaydetti. Oğlunun açlık grevi grubunda yer aldığını ifade eden Ayşe, “5 yıldır oğlum tutuklu ve tutuklandığı zaman oğluma işkence de uygulandı dövdüklerini de biliyoruz. Şimdi de oğlum açlık grevine giren grubun içerisinde yer alıyor.  Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı ve baskılara karşı açlık grevine başladı. Cezaevlerinde tutsaklara karşı işkence ediyorlar. Sadece çocuklarımıza değil bizler çocuklarımızın görüşüne gittiğimizde bize de aynı uygulamaları yapıyorlar. Bazen görüş esnasında bizleri itip duruyorlar, baştan sona kadar aranıyoruz biz ne taşıyacağız üstümüzde. Zaten çocuklarımızı görmek için onca yolu gelirken çocuklarımızı tehlikeye sokacak ne yapabiliriz ki” şeklinde konuştu.  
 
‘Sürekli koğuşlarına baskın yapıldığını söylüyordu’
 
Ferhat Özer’in “örgüt yöneticiliği” iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet aldığını buna karşı avukatların dosyayı Bölge Mahkemesi’ne taşıdığını ifade eden kardeşi Zerda Özer, dosyanın bozulduğunu ve halen yargılamanın devam ettiğini kaydetti. Dosyada somut bir delilin olmamasına rağmen abisinin 5 yıldır hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulmaya devam edildiğini dile getiren Zerda, “Cezaevine gidip geliyoruz maddi yönden de çok fazla zorlanıyoruz. Cezaevine girdiğimiz zaman da sürekli aramalar sadece bizleri değil bütün aileleri resmen bıktırma derecesine kadar getiriyor. Cezaevi idaresi tarafından keyfi muameleler yapılıyor. Bir hastaneye gidildiğinde bile getirilip 14 gün boyunca hücrede kalıyorlar. Cezaevlerinde baskıların arttığının farkındayız ve uzun yıllardır bu böyle devam ediyor. Abimin açlık grevine başladığını bize söylediğinde bunun sebeplerinden bir tanesinin de Abdullah Öcalan’ın avukatlarının ve ailesinin görüştürülmemesi olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra koğuşlarına sürekli baskın yapıldığı ve ihlal yaşadıklarını söylüyordu” dedi. 
 
‘Açlık grevlerine karşı cezaevlerine ses olunması gerekir’
 
Ferhat'ın da açlık grevinde olduğunu da ifade eden Zerda, açlık grevlerine karşı herkesin cezaevlerine ses olması gerektiğini vurguladı. Zerda, “Daha önce de cezaevlerinde yaşanan acıların olmaması için bir an önce adım atılması gerekiyor” çağrısında bulundu.