
‘Yerel yönetimin sığınak şartları Bakanlık’tan çok daha iyidir’
- 09:03 11 Şubat 2021
- Güncel
Şehriban Aslan
DİYARBAKIR - Kadın sığınma evlerinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Berivan Turan, Bakanlığa bağlı sığınaklarda gizlilik hususunda ihlaller yaşandığına işaret ederek, yerel yönetimlerin sığınak şartlarının çok daha iyi olduğunu vurguladı.
Yaşadığı şiddetten kaynaklı kadın sığınma evlerine başvuran kadınlar ikinci bir şiddetle özellikle de psikolojik şiddetle karşı karşıya kalabiliyor. Yaşamını korumaya dönük sığınma evine giden kadınların adresleri kolay ifşa olurken, can güvenliklerinin olmadığı da görülüyor.
Kadınların sığınma evlerinde yaşadığı sorunları dile getiren Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi avukat Berivan Turan, “Çocuğun ve Kadının İnsan Hakları ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” konusunda herkesin bilinçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
‘Toplum kaygısı kadının yaşamından daha değerli görülüyor’
Yasal olarak kadın sığınma evlerinin adreslerinin gizli olduğunu söyleyen Berivan, deşifre edilmesinin suç olduğunu belirtti. Berivan, uygulamada ve gizlilik hususunda ihlaller yaşandığına tanık olduklarını, kadınların telefonla görüşme haklarını kullanırken, görüştükleri kişilerle bulundukları yere dair bilgi paylaşımında bulunduğunu ve bunu istemeden de olsa adresin ifşa edilmesine neden olduğunu kaydetti. Berivan, “Kadının kaldığı yere ilişkin bilgi edinen aile bireyleri de; bu konuları aile arasında çözülmesi gereken mahrem konular olarak görür. Mesela kadın evliyse evine dönmemesi halinde boşanmanın gerçekleşeceğinden ve çocukların ortada kalacağından bahisle arabuluculuk sıfatına bürünüyorlar. Böylelikle şiddet tehdidi altındaki kadını, şiddet uygulayanla karşı karşıya getirerek kadının hayatını tehlikeye atabiliyorlar. Bu deşifre oluşta bazen yetkililerin yeterli hassasiyeti göstermemesi de etkili olabiliyor. Çünkü çoğu zaman ‘toplum ne der’ kaygısı, bir kadının canından daha fazla düşünülebiliyor ve toplum nezdinde kadının yaşam hakkı bu şekilde yok sayılabiliyor” dedi.
‘Kolluk aracılık yapmaya çalışıyor’
Polise başvuruda bulunan kadınların meramlarını tam olarak dile getiremediğini kaydeden Berivan, “Ataerkil zihniyetin dışavurumu olarak kolluk da aracılık yapmaya çalışabiliyor ve kadını, şiddet uygulayanla karşı karşıya getirebiliyor. Bu sebeple kolluk başta olmak üzere, ŞÖNİM görevlilerinin, kadın sığınma evlerinde çalışan personelin ve şiddet mağduru kadının ihtiyaçlarını karşılamak üzere açılmış her türlü diğer sosyal hizmet kuruluşu çalışanlarının ‘Çocuğun ve Kadının İnsan Hakları ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Kadınların mağduriyetlerinin önüne geçilmelidir’
“Kuruluşların tamamına ve burada yaşayan kadınlara ilişkin olarak daha sıkı tedbirler alınması ve failler lehine cezasızlık politikasının uygulanmaması gerekiyor” diyen Berivan, “Bu bağlamda özellikle yargının daha adil işleyebilmesi ve kadının adalete olan güven duygusunun tesisi açısından mahkemeler titizlikle davranmalıdır. Hatta yargı mensuplarının da bu konuda bilinçlendirilmesi gerekir. Böylelikle kadının insan haklarının, vatandaşı olduğu devlet tarafından korunması, kadının adalete olan güveninin sarsılmasının ve daha fazla mağduriyet yaşamasının önüne geçilebilecektir” dedi.
‘Kayyım atamalarından sonra büyük sorunlar yaşandı’
Berivan, kadın sığınma evlerinde kadınların oldukça zor koşullara maruz kaldığına dikkat çekerek, özellikle kayyım atamalarından sonra büyük sorunlar yaşandığını kaydetti. Berivan, “Kadın alanında faaliyet gösteren kuruluşların Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çatısı altında toplanmasıyla yerel yönetimlere bağlı sığınaklar kapatıldı. Bu da tabloyu daha da vahim hale getirmiş durumda. Kadınlarla birebir alınan görüşmelere binaen düzenlenen raporlar gözlendiğinde, yerel yönetimlere bağlı sığınakların şartlarının Bakanlığa bağlı sığınakların şartlarından daha iyi olduğunu dile getirebiliriz” sözlerine yer verdi.
‘ Bakanlığa bağlı yerler baskı aygıtına dönüşebiliyor’
Berivan, Bakanlığın barınma, ısınma, kişisel bakım, temizlik, sağlık konularında merkezi yönetime bağlı kadın sığınma evlerinin, kadınların ihtiyaçlarını karşılamak konusunda çok eksik kaldığını söyledi. Bakanlığa bağlı yerlerin bir nevi denetim yeri olarak işlediğine vurgu yapan Berivan, “Kadına kaliteli yaşam hakkı sunmaktan uzak baskı aygıtlarına dönüşebiliyor. Oysa buralar kadının belirli periyotlarla psikolog ile görüşmesini sağlamalıdır. İhtiyaçları doğrultusunda sağlık birimlerine yönlendirilmesi, hukuki destek almasının kolaylaştırılması ve hakları açısından bilinçlendirilmesi gerekir. Kurum içi sosyal etkinlikler düzenlenerek kadının bu etkinliklere katılımı sağlanmalıdır. Kadına eğitim ve iş olanaklarının sağlanması gibi pek çok hayati ihtiyacın karşılandığı ve sosyal devlet ilkesi gereği en azından asgari yaşam koşullarının kendisine devletçe sunulduğu ‘nefes alma’ yeri olabilmelidir” şeklinde konuştu.
‘Kadınlar ciddi bir tehlikede olduklarından sığınaktalar’
Kadının düzeninin bozulması ve sığınma evinde kalmak durumunda olmasının tasvip edilebilir bir yöntem olmadığına değinen Berivan, mevcut koşullarda kadının huzuru ve can güvenliği için böylesi bir müesseseye pek tabi ihtiyaç duyduklarının altını çizdi. Berivan, “Çünkü kadın sığınma evleri evi barkı olmayan, geliri olmayan kadınlara hizmet sunulan bir yer olmaktan ziyade yalnızca şiddet mağduru kadının başvurup başvurusunun kabul edilebileceği bir kuruluştur. Bu sebeple sığınakta kalan kadın aslında ciddi bir hayati tehlike altında olduğundan buralar, olması zorunlu ve mevcut düzende neredeyse tek çare diyebileceğimiz kuruluşlar olma özelliğini taşıyor” dedi.
‘Muhakkak hukuki destek almalılar’
Berivan son olarak şu ifadelere yer verdi: “Elbette bu yöntemle tehlike tamamen bertaraf olmuyor ve kadın, kaliteli bir yaşamın koşullarına sahip olamıyor ancak, sığınakta kalıp kalmamak hususunda kadının iradesi de büyük önem taşıyor. Şiddet mağduru kadınların izleyebilecekleri alternatif yolları kanun çerçevesinde şöyle örnekleyebiliriz; Aile konutunun kadına tahsisi veya kira desteği sağlanarak kadına başka bir ev tahsisi ve beraberinde şiddet uygulayan hakkında uzaklaştırma tedbiri talep olunabilir. Yahut 6284 Sayılı Yasa yargı makamlarınca ciddi anlamda hayata geçirebilirse, diğer koruyucu ve önleyici tedbirler kapsamında başvurular yapılabilir. Örneğin kadının kimlik bilgileri, adresi ve korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgileri tüm resmi kayıtlarda gizli tutulabilir. Teferruatı çok fazla olduğundan sığınma evinde kalmak istemeyen şiddet mağduru kadınların izleyebilecekleri diğer yöntemler açısından, muhakkak hukuki destek almalarını öneriyorum. Bu konuda baroların adli yardım merkezlerinin, mali durumu elverişsiz kadınlara ücretsiz olarak hukuki destek sunduklarını da bu vesileyle hatırlatmak istiyorum.”