Tutsak yakını: 21 yıldır tecrit altındayız

  • 09:04 6 Şubat 2021
  • Güncel
 
Safiye Alağaş-Sema Çağlak
 
DİYARBAKIR - İktidarın ve uluslararası güçlerin tecride karşı sessiz kalarak suça ortak olduğunu söyleyen tutsak yakını Neriman Aydın, "21 yıldır tecrit altındayız. Sayın Öcalan özgür olmadığı sürece bizler de özgür olamayız. Tecrit sona ererse yaşadığımız zulüm de son bulur" dedi.
 
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecridin tamamen kaldırılması ve cezaevlerinde artan hak ihlallerinin son bulması talebiyle Türkiye ve bölge cezaevlerinde bulunan PKK'li ve PAJK'lı tutsakların 27 Kasım itibariyle başlattığı açlık grevi eylemleri süresiz-dönüşümlü olarak devam ediyor. Açlık grevi nedeniyle tutsak yakınları duyarlılık çağrısı yapıyor.
 
'Eylem iyi anlaşılmalı'
 
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve açlık grevi eylemine katılan Velat Aydın’ın annesi Neriman Aydın, tutsaklar için kaygılı olduğunu belirtti. Zaman geçtikçe tutsakların daha çok zarar gördüğünü dile getiren Neriman, "Açlık grevi eyleminin iyi anlaşılması gerekiyor. Oğlum bir önceki eylemde 3 ay açlık grevinde kaldı. Şimdi yine açlık grevi eylemindeler. Tutsaklar eylemlerinde ısrarlı, talepleri kabul edilmediği sürece eylemi sürdüreceklerini söylüyorlar. Zaten 21 yıldır tecrit altındayız. Etrafımız polisle sarılı, sürekli baskı altındayız. Sayın Öcalan özgür olmadığı sürece bizler de özgür olamayız. Bütün Kürtler bunu iyi anlamalı, ona göre tavrını ortaya koymalıdır. Açlık grevi eylemine de ona göre yaklaşmalıdır" dedi.
 
'Bireysel yaklaşılmasın'
 
Abdullah Öcalan’ın düşüncelerinden ve fikirlerinden korkulduğunu ifade eden Neriman, yıllardır ağırlaştırılmış tecrit uygulandığını dile getirdi. Neriman, tecridin gün geçtikçe yaşamlarını daha fazla etkilediğini kaydederek, “Kürtler kendilerini kandırmasın. Bireysel yaklaşıp ben tecrit altındayım demesin. Çünkü bizler yaşamın her alanında baskı görüyoruz, engellerle karşılaşıyoruz. Dışarıda panzer ve polis, cezaevlerinde hak ihlalleri, diğer parçalarda işgal ve saldırılar yaşanıyor. Bütün Kürtler bunları iyi okuyup, saldırılara karşı güçlerini birleştirip, Kürt birliğini sağlamalıdır” sözlerine yer verdi.
 
'Korku ve sessizlik içinde zulüm son bulmaz’
 
Tutsaklar üzerindeki tecridin giderek ağırlaştığının altını çizen Neriman, tutsakların büyük hak ihlallerine maruz kaldığını ekledi. Neriman, "Halkımız korkmasın. Zaten her gün öldürülüyoruz, tutuklanıyoruz. Bu şekilde nereye kadar devam edecek? Sessiz kalınarak zulüm bitmez. Bizi bitirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak iyi anlaşılmalı ki biz bitmeyiz. Bitirme politikasıyla bu sorun çözülmez. Çocuklarımızın başlattığı açlık grevi eylemi 2 aydan fazladır devam ediyor. Tutsakların infazları yakılıyor, hak ihlalleri artıyor. Pandemi nedeniyle çok kaygılıydık. Şimdi açlık grevi eylemi süresiz dönüşümsüze çevrilirse durumları daha da kötüye gidecektir" şeklinde konuştu.
 
'Tutsakların gözü dışarıdaki eylemlerde'
 
İktidarın açlık grevi eylemine yönelik sessizliğini eleştiren Neriman, iktidarın şu an sağır ve dilsizi oynadığına vurgu yaptı. Neriman, şunları söyledi: “Bu görmezlik, duymazlık utanç verici. Bütün Kürtleri terörist olarak ilan etmiş. Biz terörist değiliz, haklarımızın peşindeyiz. Ortada büyük bir hukuksuzluk var. 1990'lı yıllarda yaşadığımız zulmü bugün de yaşıyoruz. Tecrit sona ererse yaşadığımız zulüm de son bulur. Tutsakların gözü dışarıda. Bir şeyler yapmamızı istiyorlar. Oğlumla ne zaman konuşsam bana 'Biz içeride direniyoruz. Halkımız da dışarıda direnişimize cevap versin' diyor. Uluslararası devletler tecride karşı sessiz kalıyor. Türkiye bunu fırsat bilip tecridi her geçen gün ağırlaştırıyor. CPT kendisi gelip İmralı'daki koşulları gördü. Bütün bunlara rağmen sessiz kalıyor. Hem devletler hem de CPT zulmün ortağı konumundadır. Kürtleri bu zulümle baş başa bıraktılar. Kürtler mücadele ederse tecrit kırabilir. Ortak ses çıkarıp artık yeter deyip, zulmü bitirebiliriz.”