'Milyonları gözaltına alamazlar'

  • 09:28 4 Şubat 2021
  • Güncel
 
ANKARA - Ankara'da Boğaziçi eylemine destek verdiği sırada gözaltına alınan 83 isim arasında yer alan Sena Bademli ile Nazlı Buket Yazıcı Diyarbakır'a atanan kayyımla Boğaziçi'ne atanan kayyımın aynı olduğunu belirterek, "Dün 80 kişi gözaltına alındık yarın belki 200 kişi gözaltına alınacağız ama sonraki gün milyonları gözaltına alamazlar ve bu bir kazanımla sonuçlanacak bir direnişe dönüşecek" dedi. 
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesine AKP’li Melih Bulu’nun kayyım rektör olarak atanmasına ilişkin 4 Ocak’ta başlayan öğrenci direnişi bir ayı geride bıraktı. İstanbul’da başlayan ve Ankara başta olmak üzere çok sayıda kente de yayılan protesto eylemlerinde, yüzlerce öğrenci gözaltına alınırken, onlarcası polis saldırısı sonucu yaralandı.
 
1 Şubat’ta İstanbul’da tekrar sokağa taşan direniş sonucunda 159 öğrenci, 2 Şubat’ta ise 105 öğrenci darp edilerek gözaltına alındı. Boğaziçili öğrencilere destek veren Ankara’daki üniversite öğrencilerinden 83 kişi de darp edilerek gözaltına alındı. 2 gün içinde toplam 347 öğrenci polis tarafından darp edilerek gözaltına alınmış oldu.
 
Ankara’da gözaltına alınarak darp edilen Nazlı Buket Yazıcı ile parmağı yerinden çıkan Sena Bademli polis şiddetine karşı direnişlerini anlattı.
 
‘Diyarbakır’a atanan kayyımla Boğaziçi’ne atanan kayyım aynı’
 
Gençlerin AKP’nin dayattığı işsizlik ve geleceksizliğe karşı duyduğu öfkenin örgütlenmesinin bir protesto eylemine dönüştüğünü kaydeden Nazlı Buket Yazıcı, AKP’nin 5 yıldır bu politikaları devam ettirdiğine işaret etti. Nazlı, Diyarbakır’a atanan kayyımla Boğaziçi’ne atanan kayyım arasında hiçbir fark olmadığının altını çizerek, “AKP, kendisi gibi olmayan herkese, ‘Hayır siz kendi iradenizi koyamazsınız. Ben ne istersem o olur. Burada benim iradem geçerlidir’ diyor.  Kürt halkının iradesinin elinden alınmasının çabası da, kadınların iradesinin elinden alınmaya çalışılması da bu, gençliğe dayatılan da bu. Var olan öfkenin örgütlenmesi sonucu bir aydır çeşitli kentlerde eylemler düzenleniyor. Polis şiddetiyle çok yoğun karşılaştığımız eylemler oluyor.  Polis şiddetinin en yoğun olduğu 3 günü yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘İnsanlar polise büyük bir tepki koydu’
 
Boğaziçi’ne polisin girmesi ve arkadaşlarının hedef gösterilerek gözaltına alınmasının, iradeyi kırma çabasının devamı olduğunu vurgulayan Nazlı, Boğaziçi’ne atanan rektörün iradeyi kıramadığına işaret etti. Polis ve hükümetin,  yükselen şiddete karşı yükselen irade ve dirençle karşılaştığının altını çizen Nazlı, “Dün (2 Şubat) yaptığımız eylemde anayasal hakkımızı kullanmak istedik. Çankaya Belediyesi’nin önünde bir basın açıklaması yapmak istedik. Orada toplanmamıza izin verilmedi. Ankara’nın çeşitli yerlerinde bir saat içinde 83 arkadaşımız gözaltına alındı, bir o kadarı darp edildi, halkımız darp edildi. Görüntü alınmasın diye kalkanla etrafımız kapatıldı ve yerlerde sürüklendik. Haklı bir talebimiz olduğu için sahiplenme durumu gerçekleşti. Orada bekleyen insanlar polise büyük bir tepki koydu. Bu da aslında birikmiş bir öfkenin dışa vurumu diye düşünüyorum “ sözlerine yer verdi.
 
‘Polis insanlara karşı kinini ve öfkesini kusuyor’
 
Ülkede giderek artan polis şiddetine dikkat çeken Nazlı, kitlenin Ankara polisini korkuttuğunu dile getirdi. Nazlı, maruz kaldıkları şiddeti şu sözlerle aktardı: “Biz yaklaşık 30 kişi darp edilerek gözaltına alındık. Hepimize ters kelepçe takıldı. Hastane sürecimiz bilinçli bir şekilde uzatıldı. Görüntü alınamayacağı için özellikle hastanede bekletildiğimiz sırada daha fazla darp edildik. Araçlardan indirilip darp edilip tekrar araca bindiriliyorduk. Hastanenin önünde saatlerce ters kelepçeyle yere yatırılarak bekletildik. Tüm gözaltı araçlarından ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ sloganları yükseliyordu. Polis orada insanlara karşı kinini ve öfkesini kusuyor.”
 
‘Milyonları gözaltına alamazlar’
 
Nazlı, Ankara’nın devlet nezdinde özel bir pozisyonu olduğunu vurgulayarak,  geçmişten günümüze öğrenci hareketinin siyasi alanda belirleyici bir rol üstlendiğini ifade etti. Devletin,  kitleselleşmenin önünü baskı ve şiddetle kesmeye çalıştığını kaydeden Nazlı, “Tüm Türkiye’de durum böyleyken Ankara’da daha yoğun bir şekilde bu şiddeti yaşıyoruz. Gençliğin ön açıcı bir pozisyonu var. Artık halkların kaybedecek bir şeyi kalmadı. Herkes direnişle bir şeylerin kazanılacağının farkında. Yalnızca bir kıvılcım bekliyordu insanlar. Gençliğin mücadelesi Türkiye halkları için bir umut oldu. Dün 80 kişi gözaltına alındık yarın belki 200 kişi gözaltına alınacağız ama sonraki gün milyonları gözaltına alamazlar ve bu bir kazanımla sonuçlanacak bir direnişe dönüşecek. Gücümüzü bilerek hep beraber dayanışmayla korku duvarını aşabiliriz. Yürüyeceğimiz yol çok uzun, el ele yürümemiz gerekiyor” dedi.
 
Parmağı yerinden çıktı
 
Gözaltına alınan 83 kişiden biri olan ve aldığı darp sonucu parmağı yerinden çıkan Sena Bademli ise “Ankara polisi öyle korkmuş olacak ki, bizleri demokratik hakkımız olan basın açıklamasını yapacağımız yere gitmeden engellemeye çalıştı” dedi. Sena, polisin halkın verdiği tepkiden çekinmeden kendilerini darp ederek ve ters kelepçe uygulayarak, hakaretlerle gözaltına alındıklarını belirtti. Gözaltı sırasında maruz kaldığı şiddetten dolayı işaret parmağının kullanılamaz duruma geldiğini aktaran Sena, “Parmağımdan dolayı muayene için öncelik verilmesini söylememize rağmen araçta bekletildim. Avukatlar ve bizlerin ısrarıyla muayeneye götürüldüm ve yaklaşık 10 saatin sonunda serbest bırakıldım” ifadelerini kullandı.  
 
‘Memleketten diktatörü kovacağız’
 
Sena sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün Boğaziçi’nden başlayan direniş ülkenin dört bir yanından yükselen bir ses haline geldi. İktidarın baskı, şiddet ve kayyum politikalarına karşı yan yana, omuz omuza olacak, başımızı eğmeden mücadele edeceğiz. Üniversiteden kayyum rektörü, memleketten diktatörü kovacağız.”