Safiye Alağaş-Sema Çağlak

 

DİYARBAKIR - Tutsakların başlattığı açlık grevi eylemine dikkat çeken tutsak anneleri, çocukları için kaygılı olduklarını ifade etti. Hasta oldukları için alana çıkamayan anneler, “Tutsaklar yalnız bırakılmasın” çağrısı yaptı.

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecridin tamamen kaldırılması ve cezaevlerinde artan hak ihlallerinin son bulması talebiyle Türkiye ve bölge cezaevlerinde bulunan PKK'li ve PAJK'lı tutsakların 27 Kasım 2020’de başlattığı açlık grevi eylemleri süresiz-dönüşümlü olarak devam ediyor. 

 

Açlık grevi eylemi başladığından bu yana en çok kaygılı olanlar ise tutsakların anneleri. Çocukları cezaevinde olan birçok anne yaşlı ve hasta olduğu için alanlara çıkamıyor, seslerini alanlardan duyuramıyor. Şükran Akboğa ve Erzihan Özer de hasta olan annelerden.

 

'Çocuklarımızı yalnız bırakmayalım'

 

25 yıldır cezaevinde olan ve hala Gebze M Tipi Cezaevi’nde tutulan Besiye Özer’in 75 yaşındaki annesi Erzihan Özer yaşlı ve hasta olsa da 2018’de başlatılan açlık grevi eylemi sürecinde Gebze M Tipi Cezaevi önünde annelerin başlattığı eyleme sık sık katılmıştı. Konuşmakta zorlanan Erzihan, en son bir yıl önce Besiye’nin görüşüne gittiğini belirtti. Cezaevinde çok baskı olduğunu ifade eden Erzihan, "Pandemiden dolayı baskılar daha da arttı. Bir an önce bir çözüm yolu bulunsun. Açlık grevi eylemi bitsin. İmralı'daki tecrit kaldırılmalıdır.  Aileler olarak çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Onları yalnız bırakmayalım" çağrısında bulundu.

 

'Aileler ayağa kalksın'

 

Daha önce alanlarda olduğunu vurgulayan Erzihan, 1996-1997 yıllarında tutsaklar üzerindeki baskılara dikkat çekmek amacıyla dışarıda başlatılan açlık grevi eylemine katıldığını belirtti. Erzihan, o süreci şöyle anlattı: "Bağlar'da bir dernekte başlattığımız açlık grevi eylemine katılmıştık. Orayı basıp açlık grevinde olan bir grup arkadaşımızı gözaltına almışlardı. Onlar gözaltına alınınca biz de iktidarda olan Saadet Partisi’nin Diyarbakır İl Başkanlığı'na giderek orada açlık grevi eylemini sürdürdük. Polis gelip bizi de gözaltına aldı. 12 gün gözaltında kaldık. Gözaltında açlık grevi eylemini sürdürdük. O zaman gençtim. Yaşlı anneler de vardı. Alanları terk etmedik. Şimdi yine aileler sokağa çıksınlar. Tutsaklara yazık değil mi? Ben artık gidemiyorum. Aileler ayağa kalkmalı. Gençlerimize yazık. Her yerde zulüm var. Biz ne yaparsak yapalım devlet bir çözüme gitmiyor. Zulümkarlar. Ben tutsaklar için çok kaygılıyım."

 

15 yıldır cezaevinde, 3 kez açlık grevine girdi

 

15 yıldır cezaevinde olan, şimdi ise Bandırma T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Şiyar Akboğa'nın annesi Şükran Akboğa da 18 yaşındayken tutuklanan oğlu Şiyar’ın bugüne dek 3 kez açlık grevine girdiğini dile getirdi. Tecride ve cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı 70’inci gününe giren açlık grevlerine işaret eden Şükran, tutsakların sesine kulak verilmesi gerektiğini belirtti. Şeker ve tansiyon hastalığı bulunan, aynı zamanda bir süre önce bypass ameliyatı geçirdiği için eylem ve açıklamalara katılamayan Şükran, "Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılsın. Ne ailesi ne de avukatlarıyla görüşebiliyor. Oğlumla telefonda görüştüm. Açlık grevi eyleminde kararlılar. 'Başkanımız özgür olmadığı sürece biz de özgür değiliz' dedi. Biz de yaşadığımız sürece çocuklarımızın yanındayız. Çocuklarımızı destekliyoruz. Çocuklarımızın talepleri yerine getirilmediği sürece onlarla dayanışacağız. Zalim bir devlet. Hırsızları, esrarcıları serbest bıraktı. Bir tane siyasetçi serbest bırakmadı. Yasaları hırsızlar, esrarcılar, tecavüzcüler için çıkarıyor" dedi.

 

'Anneyiz barış istiyoruz'

 

“Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit neden kaldırılmıyor” diye soran Şükran, tecridin kalkması gerektiğine vurgu yaptı. Şükran, “Cezaevlerinden çocuklarımızın cenazelerinin çıkmasını istemiyoruz ama başka alternatifleri yok. Ellerinde var olan tek şey açlık grevi eylemi. Anneyiz barış istiyoruz. Savaş istemiyoruz. Türk ve Kürt anneleri yan yana olmalıyız. Erdoğan sanki Türkleri seviyor mu? Sevmiyor. İki yıl önce de düzenlenen açlık grevi eylemi sürecinde hasta olduğum için eylemlere katılamadım. Hala hastayım. Konuşmakta zorlanıyorum. Yüreğim dolu, çok şey söylemek istiyorum ama dile getiremiyorum. Çocuklarımız ne istiyorsa biz de onu istiyoruz. Yaşadığımız sürece çocuklarımızı destekleyeceğiz. Herkes çocuklarımızın sesini duysun. Onlarla dayanışsınlar” şeklinde konuştu.