Ankara’da ulaştığımız 35 sağlık kurumundan yalnızca 7’si kürtaj yapıyor

  • 09:03 31 Ocak 2021
  • Güncel
 
Öznur Değer
 
ANKARA - Pandemi sürecinde derinleşen sorunlardan biri de kadınların kürtaj hakkına erişememesi. Fiili kürtaj yasağının yaşandığının gündeme gelmesinin ardından yaptığımız araştırma çerçevesinde, Ankara’da 35 sağlık kurumundan yalnızca 7’sinin kürtaj yaptığı bilgisini edindik. Devlet hastaneleri ise ya kürtaj yapmıyor ya da kürtajı evlilik koşuluna bağlıyor.
 
Dünya kadınlarının ortak sorun ve mücadele konularından biri olan kürtaja ilişkin fiili yasaklar bitmiyor, her geçen gün artıyor. Kadınların mücadeleleri sonucunda birtakım değişiklikler boy gösterse de kimi ülkelerde giderek daha katı yasalar devreye giriyor. Türkiye’de 24 Mayıs 1983’te yürürlüğe giren “Aile Planlaması Kanunu”na göre istenmeyen gebelikler son regl tarihine göre 10’uncu gebelik haftasına kadar isteğe bağlı olarak kürtajla sonlandırılabiliyor.
 
Her ne kadar kürtaj hakkı yasal olarak tanınmış olsa da AKP iktidarının kadın düşmanı ve muhafazakar politikaları nedeniyle kadınlar bu hakkına erişemiyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından sonra hayata geçirdiği ve her fırsatta övündüğü “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile sağlığın bir hak olmaktan çıkarılıp ücret karşılığı elde edildiği, bireysel bir sorumluluğa dönüştürüldüğü sistem içinde kadınlar kötü koşullara maruz kalıyor. Kürtajın yasal süresi, pek çok ülkede 12 haftalıkken Türkiye’de 10 hafta. Ne var ki, sağlık kuruluşları fiili olarak kürtajı sekiz haftaya kadar yapmakta ve yasal hakkı açıkça devletin sağlık hizmetleri yoluyla ihlal ediyor. Dünyada güvencesiz kürtaj (uygun olmayan kişi tarafından uygun olmayan ortamda) hala yüzde 15 oranında gerçekleşirken, Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre her yıl 25 bin güvencesiz kürtaj uygulanıyor ve yılda 47 bin kadın ölümü tespit ediliyor. 
 
Türkiye’de 81 ilin 53’ünde isteğe bağlı kürtaj yok
 
Kadir Has Üniversitesi'nin 2016'da yayınladığı "Devlet Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” raporuna göre, 81 ilin 53'ünde isteğe bağlı olarak kürtaj hizmeti veren hastane yok. Batı Marmara ve Doğu Karadeniz bölgelerinde, isteğe bağlı kürtaj servisi veren devlet hastanesi hiç yok. Türkiye genelinde 431 devlet hastanesinden sadece yüzde 7,8'i isteğe bağlı kürtaj hizmeti veriyor, yüzde 11,8'i ise kürtaj hiç yapmıyor.
 
102 hastanede kürtaj yasak
 
“Kamu Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” raporuna göre, Türkiye’de yasal olmasına rağmen 295 kamu hastanesinin 102’sinde kürtajın yasak olduğu veya devlet hastanelerinde yapılmadığı gerekçesiyle, kürtaj hakkının engellendiği tespit edildi.
 
Kürtaj Meclis gündemine geldi
 
Halihazırda erişilmeyen kürtaj hakkı pandemi nedeniyle daha da katmerleşti; kadınlar bu yüzden merdiven altı diye tabir edilen yerlere yöneldi. Konuyu Meclis gündemine taşıyan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, 18 Ocak’ta fiili kürtaj yasağının nedenlerinin araştırılması ve isteğe bağlı kürtaj hizmetinin sağlanmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis’e bir araştırma önergesi sundu.
 
Evliysen kürtaj olabilirsin
 
Bizler de bu veriler çerçevesinde, kadınların yaşadığı kürtaj sorununa ilişkin Ankara’daki hastanelerde bir araştırma yaptık. Yaptığımız araştırma sonucunda devlet hastanelerinin isteğe bağlı kürtaj yapmadığı veya kürtaj olmayı evlilik koşuluna bağladığını gördük.
 
35 kurumdan 7’si kürtaj yapıyor
 
İçinde özel hastane ve kadın doğum kliniklerinin de bulunduğu 35 sağlık kuruluşuyla görüşme gerçekleştirdik. İletişime geçtiğimiz 9 sağlık kurumu bizi yanıtsız bırakırken, 7’si kürtaj yapmadıklarını ifade etti. 3 hastane kürtaj yapmak için evli olup eş onayının alınması gerektiğini, bekâr olunması halinde işlem yapmadıklarını belirtirken, yalnızca 7 kurum kürtaj yaptıklarını kaydetti. Hiçbir koşul olmaksızın 5 ile 10 hafta arasında kürtaj yaptıklarını söyleyen kurumların tamamı ya özel hastane ya da özel klinik. Geri kalan diğer kurumlar ise randevu için ALO182’nin aranması gerektiğini belirtti.
 
‘Gebelikte hafta ilerledikçe ücret de artıyor’
 
Kürtaj işlemi için istenen ücret ise muayene ücreti ile beraber bin 500 ile 5 bin TL arasında değişiyor. Gebelik haftası arttıkça ücret de artıyor. Yaptığımız araştırma sonucunda Ankara’da kürtajın “yasak” olduğu birtakım hastane ismini sizlerle paylaşmak istiyoruz.  
 
Kürtaj yapmadıklarını belirten hastane isimleri ve bize verdikleri yanıtlar şu şekilde:
 
“*Başkent Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları: Biz kürtaj yapmıyoruz.
 
*Özel Tepe Tıp Merkezi: Kadın doğum bölümümüz var ancak kürtaj yapılmıyor. Doktorumuz yapmıyor.
 
*Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mamak Semt Polikliniği: Kadın doğum bölümümüz var ancak işlem yapılmıyor. Genel Araştırma Hastanesi’nde işlem yapılıyor. (Aradığımız araştırma hastanesi kadın doğum bölümünün olmadığını söyledi.)
 
* Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi Batıkent Semt Polikliniği: Pandemi hastanesi olduğu için poliklinikler kapalı.
 
*Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi: Kürtaj yapılmıyor.
 
*Lokman Hekim Etlik Hastanesi: Hastanemizde kürtaj yapılmıyor. Bu bir hastane ve kurum politikasıdır.
 
*Başkent Üniversitesi Hastanesi Ümitköy Polikliniği: Kadın doğum ve gebelik takibi yapılmıyor, yalnızca muayene yapılıyor.
 
*Dr. Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesi: Devlet hastanelerinde kürtaj yapılmıyor. (Sebebini sorduğumuzda) Sanıyorum nüfusun azalmaması için yapılmıyor.
 
*Ufuk Üniversitesi Polikliniği: Evli olunması halinde eş onayı da alınarak kürtaj yapılabiliyor ancak bekâr birine kürtaj yapılmıyor. Ücreti ise 4 ila 5 bin TL arasında değişiyor.
 
*Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi: Pandemi hastanesi olduğundan kaynaklı poliklinikler çalışmıyor.
 
*Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi: Evliyseniz eşinizin de onay vermesi sonucunda kürtaj işlemi yapılıyor ancak bekarsanız işlem yapılmıyor.
 
*Tıp Fakültesi Hastanesi: Evliyseniz isteğe bağlı kürtaj yapabiliyoruz.”  
 
Sağlık kurumları AKP ideolojisinden besleniyor
 
Sağlık kurumları tarafından verilen bu yanıtlar bize 25 Mayıs 2012’de dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Eylem Programına İlişkin Parlamenter Konferansında yaptığı, “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Her kürtaj bir Uludere’dir” konuşmasını anımsatıyor. Bu konuşmanın ardından ülkenin birçok kentinde protesto eylemlerine başlayan kadınlar, erkeğin ve devletin kadın bedeni üzerinden elini çekmesini isteyerek “Kürtaj haktır, Uludere katliamdır” diye haykırdı. 
 
Fiili yasağı süren kürtajı resmi olarak da yasaklamak isteyen AKP iktidarı, 1 Mayıs 2013'te, “Sağlık Uygulama Tebliği”nden “Tıbbi tahliye hanesi”ni tamamen kaldırarak, kürtajı “ödemesi yapılacak bir sağlık hizmeti” olmaktan çıkardı. Verilen bu karar ile birlikte kürtaj yapılan sınırlı sayıdaki hastane de devre dışı bırakıldı. Ancak, kadınların bu karar karşısında gösterdiği tepki ve yürüttüğü mücadele sonuç verdi ve uygulamada kadınların direnişiyle geri adım atıldı. Yasa geri çekilmiş olsa da Ankara’daki sağlık kurumlarının verdiği yanıtlar, 2012’den bu yana kürtaj tartışmaları ve “sorununun” hala devam ettiğini gözler önüne seriyor.