Tutsak ailesi: Pişmanlık dayatması ahlaksızlıktır

  • 09:01 31 Ocak 2021
  • Güncel
İSTANBUL- Henüz cezası onanmamış tutsak Mizgin Çiçek’e “pişmanlık” dayatıldığı belirtilirken, baba Mirzeydin Çiçek, “Bu dayatılan ahlaksızlıktır. Pişmanlık yasası ile çocuklarımızın infazını yakıp daha fazla cezaevinde tutmayı amaçlıyorlar” diyerek tepki gösterdi. Mirzeydin, açlık grevleri için de kamuoyunu duyarlılığa çağırdı.
 
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Resmi Gazete ’de yayımlanarak 1 Ocak itibariyle yürürlüğe giren “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” kanunu gerekçesiyle cezası biten siyasi tutsaklar tahliye edilmiyor. Tutsaklara “pişmanlık dayatması” yapılıyor ve çıkarılan kanun gereği “iyi hal”den yararlanamıyor. İzmir Aliağa’da bulunan Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde 3 yıldan fazladır tutulan ve henüz cezası onanmayan Mizgin Çiçek’e de “pişmanlık” dayatması yapıldığı belirtildi.
 
Cezaevine kitap göndermekten tutuklandı
 
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü son sınıf öğrencisi olan Mizgin, Ödemiş T Tipi Cezaevi’nde tutulan abisi Uğur Çiçek’in görüşüne gittiği, cezaevine kitap gönderdiği ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 2017 yılında tutuklandı. Mizgin, “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla da 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Kızının dosyası halen Yargıtay’da olan baba Mirzeydin Çiçek, düzenlemeye tepki göstererek, cezaevlerinde tutsaklara yaşatılan hak ihlallerine dikkat çekti.    
 
‘Şakran’da insanlık onuru ayaklar altına alınıyor’
 
Mizgin’in tutuklanmadan önce sürekli takip edildiğini ve izlendiğini söyleyen Mirzeydin, kızının tutuklanma sürecine değindi. Pandemi ile beraber cezaevlerinde artan hak ihlallerine işaret eden Mirzeydin, “Kitaplar onlara sayı ile veriliyor. Onlara gönderdiğimiz eşyalar ya bize geri gönderiliyor ya da onlara verilmiyor. Verilse de geç veriliyor. Mektuplar bir aydan aşağı ellerine ulaşmıyor. Birçok mektubu kaybediyorlar. Tüm cezaevlerinde bu sorunlar mevcut. Fakat Şakran Cezaevi’nde farklı bir gözle bizlere bakılıyor. Ödemiş Cezaevine de oğlumun görüşüne gidiyorum ama Şakran’daki gibi insanlık onuru bu kadar ayaklar altına alınmıyor” sözleri ile yaşadıkları ihlalleri dile getirdi.   
 
‘Pişmanlık yasası ile ahlaksızlık dayatılıyor’
 
Mizgin’e dayatılan “pişmanlık” uygulamasına da dikkat çeken Mirzeydin, kızının henüz tutuklu olduğunu, hükümlü olmadığını ifade etti. Mirzeydin, tutsaklara dayatılan bu uygulamaya tepki göstererek, “Savcı ve hakimlerin verdiği bir ceza zaten var. Pişman olacak kişi zaten daha en baştan onu söyler ve o cezayı almaz. Bugün bir ceza verilmiş, ceza çekmiş ve bitmiş ama sadece infazı yakmak için ‘pişmanlık yasasından faydalan’ deniliyor. Bu dünyada hangi kanunda var? Bu durum nerede mevcut? Bu dayatılan ahlaksızlıktır. Bu saatten sonra pişman olsalar neye zaten verilen cezayı çekmişler bitmiş. Bırakmaya mecburlar. Ama ne oluyor bu pişmanlık yasası ile çocuklarımızın infazını yakıp daha fazla cezaevinde tutmayı amaçlıyorlar. Kimse bunu kabul etmez. Sadece gözdağı vermek, korkutmak, sindirmek amacıyla bu yapılıyor” şeklinde konuştu.
 
‘Tutsakların sesi olunmalı’
 
Tutsakların İmralı’daki ağırlaştırılmış tecrit ve kendilerine dayatılan hak ihlallerine karşı başlattıkları açlık grevine de değinen Mirzeydin,  oğlu Uğur Çiçek’in de şu an açlık grevinde olduğunu kaydetti. Mirzeydin, devamında şu ifadeleri kullandı: “Tutsaklar haksızlığa, hak ihlallerine karşı açlık grevindeler. Devlet çocuklarımızı tutukladı evet ama onların kimi haklarını kısıtladı. Tümden bir kısıtlama getiremez. Ama bugün tutsakların tüm hakları kısıtlanmış durumda. Bu yüzden açlık grevindeler. Bugün İmralı’ya bakalım. Orası ile aylardır bir aile ve avukat görüşmesi olmuyor. Ailelere pandemi bahane ediliyor, görüş yaptırılmıyor. Biz çocuklarımızı büyütmüş ve bugünlere getirmişiz ama bizlere görüşmeyin deniliyor. Tutsaklar hakları elinden alındığı, hukuksuz uygulamalara maruz kaldıkları için eylemdeler. Sussunlar otursunlar diyorlar tutsaklar için. Kim bunu kabul eder onlar etsin. Dışarıdakilerin de onlara ses vermesi gerekiyor. Oy verdiğimiz vekillerin sesimiz olması, haklarımızı savunması lazım. Kimse tutsakların sesini duymuyor. Zaten yandaş medya vermiyor. Kim bile isteye aç kalabilir. Tutsaklar sorunlarına çözüm olunmadığı için açlık grevindeler. Artık seslerini duyurmamız lazım.”