Newroz Uysal: CPT devleti tecrit konusunda cesaretlendiriyor

  • 09:01 29 Ocak 2021
  • Güncel
 
İSTANBUL-  CPT heyetinin ziyaretini değerlendiren Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Newroz Uysal, CPT’nin işkence tespit ettiği yere daha ciddiyetle yaklaşması gerektiğini söyledi. Newroz, “CPT İmralı’daki mevcut durumdan, tecridin ağırlaşmasından ve grevlerden de haberdar. Buna rağmen sadece hükümet yetkilileri ile kendini sınırlaması, tek taraflı bir bilgilendirme ile yetinmeleri bizim için eleştiri konusu. Bunun aynı zamanda devleti tecridin devam etmesi noktasında cesaretlendirdiğini düşünüyoruz” dedi.
 
Avrupa Konseyi İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezayı Önleme Komitesi'nden (CPT) bir heyet, 11-25 Ocak 2021 tarihleri arasında Türkiye'ye periyodik bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında CPT heyeti, hükümet yetkililerinin yanı sıra İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilcileriyle de görüştü. Heyet, ağırlaştırılmış tecridin devam ettiği İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne ziyaret gerçekleştirmedi.
 
CPT’den açıklama
 
CPT, 11-25 Ocak 2021 tarihleri arasında gerçekleştirdiği ziyareti resmi web sayfasından yayınladığı açıklama ile duyururken, ziyaretin amacını “kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alınan kişilere sağlanan muamele ve güvencelerin yanı sıra cezaevlerinde tutulan kişilere uygulanan muamele ve tutukluluk koşullarını incelemek” olarak açıkladı. Açıklamada İmralı Cezaevi için “Heyet, ziyaret vesilesiyle, CPT'nin İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan mahpusların durumuna ilişkin önceki tavsiyelerinin takibi ile ilgili olarak ilgili makamlara bazı konuları da gündeme getirdi” ifadelerini kullandı.
 
Asrın Hukuk Bürosu CPT’yi eleştirdi
 
Öte yandan CPT’nin İmralı Cezaevi’ne gitmemesi ve kendileri ile görüşmemesine dair açıklama yayınlayan Asrın Hukuk Bürosu, ziyaretin kendileri için önemli olduğunu belirterek İmralı tecridine dikkat çekti. Asrın Hukuk Bürosu, “Uluslararası kurumların bu ve benzeri uygulamalarının İmralı Tecrit ve İşkence Sistemi'nin kalıcı halde sürdürülmesine vesile olduğunu da ayrıca hatırlatmak isteriz” diyerek CPT’nin İmralı’ya gitmemesini eleştirdi.  
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Newroz Uysal, CPT’nin Türkiye ziyaretini ajansımıza değerlendirdi.
 
‘Mevcut raporun gerekleri yerine getirilmiyor’
 
Newroz, CPT heyetinin ziyaretinin 2021 yılına ait periyodik bir ziyaret olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Tarih ve zamanı verilmese de olağandışı koşullarda gerçekleşen değil periyodik komitenin çalışmaları arasında olan bir ziyaret. Bu ziyaretin hukuki anlamda ya da insan hakları, işkencenin önlenmesi anlamından ziyade gerçekleştirilen bu ziyarette İmralı Cezaevi yer alıp almamasına dair bir ele alma söz konusu olabilir. En son Mayıs 2019’da CPT tarafından İmralı Cezaevi ziyaret edilmişti. Ve buna dair hazırlanan rapor aradan bir buçuk yıl  geçtikten sonra 2020 Ağustos ayında kamuoyu ile paylaşıldı. Bu raporda İmralı’da mevcut olan rejimin ve infaz rejiminin hukuka aykırı olduğu, işkenceye sebep olduğu ve biran önce değiştirilmesi gerektiği noktasında tespitler yaparak kimi önerilerde bulundu. Örneğin avukat ve aile görüşlerinin engellenmemesi, mektupların verilmesi, Sayın Öcalan ve diğer 3 müvekkilimizin birbirleriyle görüşme saatlerinin artırılması gibi kimi önerilerde bulunarak, bu tecridin kırılması noktasında Türkiye’ye kimi yükümlülükler yükledi. Bu yükümlülüklere rağmen eylül ayında Türkiye aksi yönünde; aile, avukat ve vasi görüşünü engelleyen, aynı zamanda telefon hakkını da disiplin cezaları gerekçesiyle engelleyen yeni kararlar aldı. Bu CPT’nin tavsiyelerinin tam aksi yönünde bir cevaptı. Bu ortadayken CPT’nin bir yıl dokuz ay (bu bence çok önemli) geçen bir süreçte işkence olduğunu tespit ettiği bir yere daha ciddi, ilgili, devleti daha caydırıcı kimi tavır içinde olması ya da caydırıcı kimi hususlarda ciddiyet göstermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu haklı beklentiye rağmen ziyaretin gerçekleştirilmemiş olmasını olumsuz değerlendiriyoruz. Mevcut raporun gereklerini yerine getirilmediği şeklinde yorumluyoruz.”
 
‘Devlet tecrit konusunda cesaretlendiriliyor’
 
CPT’nin İmralı’ya gitmeden hükümet yetkilileri ile görüşmesine değinen Newroz, CPT’nin görevleri arasında işkenceyi önlemek adına devlet yetkilileri ile sıkı bir işbirliğinde olmanın yer aldığını hatırlattı. Newroz, bunun sözleşmenin bir gereği olduğunu dile getirerek, CPT’nin önceki İmralı raporunda ortaya konulan tespitleri ile bunu önlemeye dönük tavırları arasında bir farklılık gördüklerini, paralellik görmediklerini söyledi. Newroz, “CPT’nin yeterli bir izleme, değişikliği sağlayacak bir etkisi olmadığını görüyoruz. İşkence olarak ifade edilen tecrit uygulamalarının kaldırılması için yetkililer ile görüşülmesi çok normal. Ancak ziyaret gerçekleştirmeden sadece hükümet yetkilileri ile görüşmekle kendini sınırlaması bizce öncelikle var olan durumun ciddiyetine uymayan bir tavır içerisinde olmak olarak görüyoruz. İmralı’daki mevcut durumdan, tecridin ağırlaşmasından ve grevlerden de haberdarlar. Buna rağmen sadece hükümet yetkilileri ile kendini sınırlaması, tek taraflı bir bilgilendirme ile yetinmeleri bizim için eleştiri konusu. Bunun aynı zamanda devleti tecridin devam etmesi noktasında cesaretlendirdiğini düşünüyoruz. Oraya gitmesi tabi ki tecridin sonlandırıldığı anlamına gelmeyecektir. Bunu 2019 ziyaretinde gördük. Tek başına ziyaret etmenin yeterli olmadığını hala görüyoruz. Ancak ziyaret ediyor olmanın da bir ciddiyet göstergesi olduğu, bundan geri durmalarını bizler maalesef tecridin devam etmesi olarak değerlendiriyoruz. Cesaretlendirici etkisi olabileceği noktasındaki kaygılarımızı, bunun olmaması gerektiği hususundaki eleştirilerimizi kamuoyu ile paylaştığımız gibi tabi ki CPT ile de paylaşmayı düşünüyoruz” dedi.    
 
‘CPT’nin görevi işkenceyi önlemek’
 
Newroz, Asrın Hukuk Bürosu’nun CPT’nin İmralı’ya gitmemesine ilişkin “İmralı Tecrit ve İşkence Sistemi'nin kalıcı halde sürdürülmesine vesile olduğu” ve “İmralı Cezaevi’nin Avrupa Konseyi’ne üye tüm devletlerin sorumluluğunda” tespitine de değindi. CPT’nin görevlerine dikkat çeken Newroz, CPT’nin insan hakları bakımından klasik anlamda gidip ihlali bulup raporlamak gibi bir görevinin tek olmadığını aksine Avrupa Konseyine üye olan devletler veya üyelik aşamasında olan devletlerde işkence ve kötü muameleyi önlemek adına kalıcı, etkili bir süreç yürütmek gibi bir görevinin de olduğunun altını çizdi. CPT’nin yürüttüğü bu sürecin sonuçlarını konseye, konseyin üyesi olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yansıtmak gibi bir görevi olduğuna da işaret eden Newroz, şunları belirtti:“47 üye devletten oluşan bir komite olduğu için ve her devletin üyesi, süreci yürüten temsilcileri olduğu için aynı zamanda tüm üye devletlerin de sorumlu olduğu, yükümlü olduğu, taahhüt verdiği, sözleşmesini imzaladığı bir kurum. Alelade bir insan hakları kurumu olmadığını biz bu anlamda böyle bir anlam atfediyoruz. Komitenin raporları aynı zamanda Avrupa Konseyi Meclisi’nde de görüşülüyor, oylanıyor ya da değerlendirmeye tabi tutuluyor. 2019 ziyaretine dair rapor da aynı şekilde Avrupa Konseyi Daimi Mecliste görüşüldü, geçirildi ve Türkiye’nin mevcut bu raporun gereklerini yerine getirmesi noktasında çağrıda bulunuldu. Bu rapora rağmen tecridin sürdürülme halinden tek başına Türkiye devleti değil Avrupa Konseyi’ne üye olan tüm devletlerin sorumluluğu olduğundan kastımız budur. Çünkü konseyin varlık amacı, konseye bağlı bir komitenin varlık amacı bu ve ortaya koyduğu çalışma tek başına bir sivil toplum örgütünün çalışması değil. Aksine Avrupa Konseyi’nin bağlı olduğu bir çalışma. Mevcut durumda sürdürülebilir ağırlaşabilen bir tecrit hala varsa bu noktada ilgili bu kurumların, ilgili komitenin yeteri kadar caydırıcılık noktasında girişimlerde, çalışmalarda bulunmadığını ifade etmek istedik. Bu raporun gereği odur ki yeni yasaklar değil tecridin kimi yönlerden sonlandırılması, aile avukat görüşlerinin açılması, fiziki koşullar anlamından izole edilme durumunun sonlandırılmasıydı.”  
 
‘Önümüzdeki süreçte CPT ile görüşmelerimiz devam edecek’
 
CPT’yi İmralı tecrit koşulları hakkında sürekli bilgilendirdiklerini vurgulayan Newroz, en az 3 ayda bir yazılı rapor gönderdiklerini ifade etti. Newroz, CPT ile yüz yüze görüşmeler aldıklarını, tecridin sonlandırılması noktasında var olan durumun tespiti için sık sık çağrılarda bulundukları kurumlardan bir tanesi olduğunu dile getirdi. Newroz, “Eylül ayındaki yeni infaz hakimliği yasaklama kararları noktasında da CPT ile yazılı bir bildirim ve bilgilendirmede bulunduk. Mevcut hali ile en son 27 Nisan 2020’de telefonla Sayın Öcalan ve diğer müvekkillerimizin görüşmesinden sonra hiçbir haber alamadığımızı da CPT tarafına bilgi verdik. Önümüzdeki günlerde de hem yaşanan hukuksal yeni gelişmeler hem de CPT’nin bu ziyareti neden gerçekleşmesindeki noktasındaki görüşlerimizin yer alacak şekilde olağan anlamda gönderdiğimiz raporlama bilgilendirmemiz devam edecek” şeklinde konuştu.