Duruşma öncesi kadınlar Zeynep için adalet istedi
- 15:19 28 Ocak 2021
- Güncel
MUĞLA - Zeynep Şenpınar’ı katleden boksör Selim Ahmet Kemaloğlu’nun yargılandığı davanın öncesinde kadınlar Zeynep için adalet talebi için bir araya geldi.
Muğla'nın Menteşe ilçesinde 24 Mayıs 2020 tarihinde Zeynep Şenpınar’ı katleden boksör Selim Ahmet Kemaloğlu’nun yargılandığı davanın ikinci duruşması öncesi Muğla Adliyesi önünde bir araya gelen Eşitlik İçin Bodrum Kadın Platformu, Menteşe Kadın Platformu, Kadın Meclisleri ve Muğla Kadın Dayanışma ve Danışma Derneği basın açıklaması gerçekleştirdi.
Menteşe Kadın Platformu, “Sözleşmeyi uygula kadını yaşat” Muğla Kadın Dayanışma ve Danışma Derneği ise “Katil yalnız değil biliyoruz” yazılı pankartı açarken açıklamalarda “erkek adalet değil gerçek adalet” “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” “Yaşasın kadın dayanışması” “Jin jiyan azadi” sloganları atıldı. Menteşe Kadın Platformu’nun basın açıklamasına İyi Partili kadınlar ile CHP il ve ilçe Kadın Kolları katıldı.
‘Katil sadece Ahmet Selim Kemaloğlu değil’
İlk olarak Menteşe Kadın Platformu adına söz alan Sultan Turgun fail erkeklerin işledikleri suçlar için hak ettikleri cezayı almadıkları gibi neredeyse ödüllendirildiğini belirtti. Sultan “Kadınlara yönelik şiddete karşı ülke sınırları içinde yürürlükte olan ulusal ve uluslararası hukuk kurallarını; İstanbul Sözleşmesi'ni, Türk Ceza Kanunu'nu ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine dair Kanun'u ısrarla uygulamayan, ihlal eden ve genç kadınları taciz, tecavüz ve şiddetten koruyacağı iddiasıyla ‘kadın üniversiteleri açılacağı’ gibi bir "garabeti" ilan ederek her fırsatta kadın düşmanlığını kamuoyunda meşrulaştırmaya çalışanlar; en az katil Ahmet Selim Kemaloğlu kadar suçludurlar” şeklinde konuştu.
‘Mahkeme gereksiz yere uzatılıyor’
Eşitlik İçin Bodrum Kadın Platformu adına konuşan Belgin Koç ise geçen celse bazı evraklar mahkemeye tarafından talep edilmiş olmasına rağmen geçen 3 ay boyunca ilgili evrakın hazır edilemediğine dikkat çekerek, yargılamanın uzatılmasına neden olan bu yaklaşıma itiraz ettiklerini ifade etti. Kadına yönelik erkek şiddetinin sistematik bir şekilde yaşandığını dile getiren Belgin, “Erkek şiddetinin bu kadar pervasızca yaşanıyor olmasının sorumlularının uygulanmayan yasalar ve cinsiyetçi yargılama ile yaklaşılan, erkek şiddetini meşru gösterme çabaları, politikaları ve yaklaşımlardır. Yargılamadan İstanbul Sözleşmesi hükümlerine bağlı bir yargılama yapmaları ve erkek failin kullandığı şiddeti mahkum etmeleridir. Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadın ve kız çocuklarının, şiddetsiz bir toplumda var olma ve koşulsuz şartsız yaşam hakkı hayata geçirilmeden, eşit ve özgür bir dünyadan söz edemeyiz ve bunun için mücadelemizden asla vaz geçmeyeceğiz” sözlerine yer verdi.
‘Zeynep emniyete şikayette bulunmuştu’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclis’leri adına konuşan Tülin Polat da 2020 yılında en az 300 kadının katledildiğini, 171 kadının ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini dile getirdi. Tülin, “Kendi hayatları hakkında kararları kendileri vermek isterken öldürülen kadınlar için il il adliye adliye mücadelemizi sürdürüyoruz. Zeynep’in yakınları da asla yalnız yürümeyecek” diye belirtti.
Son olarak Muğla Kadın Dayanışma ve Danışma Derneği adına basın metnini dernek adına Yaren Tekin okudu. Zeynep’in hayır dediği için katledildiğini söyleyen Yaren, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulamadığını belirterek, “Kamu personellerinin koruma tedbiri olan Zeynep için hiçbir tedbir uygulamayışı veya ifade odalarındaki ‘’bu şikayetten bir şey çıkmaz’ diyen ve kendini hakim savcı yerine koyan tavırları bir arkadaşımızın daha erkek şiddetiyle katledilmesine neden olmuştu. Katilin cinsel saldırı ve kasten yaralama dahil çeşitli suçlardan 14 ayrı suç kaydı olduğu ortaya çıktı. Buradan yetkili birimlere soruyoruz bu tacizci potansiyel katiller ellerini kollarını sallayarak neden dışarıda geziyor?” şeklinde sordu.
‘Kamu personelinin ihmali gözardı ediliyor’
Zeynep’in şikâyetini kendince bazı haklı gerekçelerle geri çektiğini ancak İstanbul Sözleşmesi bu noktada şikâyetçi şikâyetini geri çekse dahi kolluk güçleri şikâyet edenin koruma tedbiri varsa eğer gerekli tedbirleri uygulamakla yükümlü olduğunu dile getiren Yaren, “Olay günü Selim Ahmet Kemaloğlu Zeynep’i öldürdükten sonra sağlık personellerinin ve polisin müdahale etmesine engellerken sokakta sesini çıkaran biz kadınlara yöneltmekten hiç çekinmedikleri “polise mukavemet” suçundan işlem yapılmadığı gibi olay anında mukavemete karşın kendilerine verilen yetkileri kullanmak yerine üst katlarda anahtar aramakla meşgullerdi ancak bir kadın orda ölmek üzereydi nitekim öldürüldü. Tüm bunları değerlendirdiğimizde hiçbir katilin yalnız olmadığını gerek hukuk düzeninden gerek kamu personellerinin ihmalkârlığından gerek medyanın eril ve katletme yöntemi öğretir tarzdaki medyatik dilinden aldığını görüyoruz” sözlerine yer verdi.