'Tecavüz faili erkekler yargı tarafından korunuyor'

  • 09:13 27 Ocak 2021
  • Güncel

Medya Üren 

MARDİN - Tecavüz faili Osman Çur'un serbest bırakılmasına tepki gösteren kadınlar, Musa Orhan'ı da hatırlatarak yargının her koşulda erkekleri koruduğunu vurguladı. Kadınlar, Osman Çur'un derhal tutuklanması gerektiğini ifade ederek, kadınların yaşamının tehlike altında olduğuna dikkat çekti.
 
Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 2019 yılında İsviçre’den tatil için Mardin’e gelen çocuğa tecavüz eden amcası olan Osman Çur, çocuğun durumu ablasına anlatmasının ardından, ablanın şikayeti sonucu gözaltına alınmıştı.  Fail, emniyetteki ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı. 2 ay sonra gelen Adli Tıp Raporu’nda, Osman Çur’un odasında cinsel istismara ait örnekler tespit edildi. Bunun üzerine tekrar gözaltına alınan Osman Çur, 2020 Eylül ayında tutuklandı. Yaklaşık dört ay tutuklu kalan Osman Çur, yargılandığı davanın 13 Ocak’taki ilk duruşmasında delillere ve savcının çocuk lehine mütalaa vermesine rağmen serbest bırakıldı.
 
Osman Çur’un tüm delillere rağmen tahliye edilmesi ve cezaevi çıkışında ailesi tarafından davullu zurnalı karşılanmasına tepkiler sürerken, kadınlar Musa Orhan olayını da hatırlatarak yargının erkekleri akladığını belirtti.
 
'Tecavüz failleri alenen korunuyor'
 
Mardin Şahmaran Kadın Platformu üyesi Derya Dal, Osman Çur'un hukuka aykırı bir şekilde serbest bırakıldığına işaret ederek, DNA testi sonucuna rağmen adeta erkeği kollayan bir tutumla tahliye kararı çıkarıldığını dile getirdi. Derya, cezaevi önünde ve sonrasında ailesi tarafından failin davul ve zurnayla karşılandığını hatırlatarak, sosyal medya üzerinden failin serbest bırakılmasına tepki gösterdiği için Osman Çur'un yakınları tarafından, mesajlar aldığını söyledi. Derya, "Tecavüzcülere sessiz kalmamızı istiyorlar. Onlarla yaşamamızı istiyorlar ama bu olmayacak. Sesimizi kısmak istiyorlar ama kısamazlar. Türkiye'de adaletin olmadığını bir kez daha anladık. Tecavüz failleri alenen korunuyor. Osman Çur sadece bir örnek. Binlercesi var. Ancak biz kadınlar o adaleti Türkiye'ye getireceğiz. Bu hukuksuzluğa artık 'dur' diyeceğiz. Tecavüzcülerden hesap soracağız" ifadelerini kullandı.
 
'Kadınların yaşamı tehlike altında'
 
HDP Kadın Meclisi üyesi Nalan Özaydın da tepkisini, "Türkiye'de kadınlar için adalet yok" sözleriyle gösterirken, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, tecavüz, taciz ve kadın katliamlarının arttığına işaret etti. Temel sebebinin ise yargının ve iktidarın kadın politikaları, kadına yönelik söylemleri ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını dile getirerek faillerin korunduğuna dikkat çeken Nalan, AKP iktidarının kadın düşmanı politikalarını hız kesmeden sürdürdüğünü vurguladı. Cezasızlık politikalarının bir örneğine de Osman Çur'un eklendiğini kaydeden Nalan, "Tüm deliller ve DNA raporuna rağmen serbest bırakılması korunduğunu açıkça belli etmektedir. Erkek yargının erkek kararıdır. Kadınların yaşamı bu zihniyet nedeniyle tehlike altındadır. Erkek yargı mağduru görmezden gelmektedir" sözlerinin altını çizdi.
 
Nalan, kadınlar olarak kadın düşmanı politikalara, yargının erkek kararlarına, kadınlara yönelik söylemlere, taciz, tecavüz ve katliamlara karşı mücadele edeceklerinin ve erk zihniyet karşısında geri adım atmayacaklarını vurgulayarak, İstanbul Sözleşmesi'nin önemine de işaret etti. Yargının erkeği değil kadını koruyan kararlar alması gerektiğini söyleyen Nalan, hukukun gerekliliklerinin yerine getirilmesi gerektiğine değindi.
 
'Bu politikalara karşı direneceğiz'
 
Osman Çur'un yalnız olmadığını ve daha nice tecavüz failinin adliye salonlarından ellerini kollarını sallayarak çıktığını belirten Tevgera Jinên Azad (TJA) Aktivisti Eylem Amak, davul zurnayla karşılanmasına değinerek toplumun ve yargının erk zihniyetine işaret etti. Z.Ç.'nin yaşadıkları nedeniyle defalarca kez yaşamına son vermeye çalıştığını hatırlatan Eylem, birçok kadının erkek ve yargı eliyle ölüme sürüklendiğini kaydetti. Eylem, "Bunun sorumluları kuşkusuz iktidar ve onun kadın düşmanı politikalarıdır" diyerek bu yolla istismar, tecavüz ve katliamların önünün açıldığını belirtti. Tecavüz faillerine cesaret verildiğinin altını çizen Eylem, "Bir yandan bölgede yürütülen özel savaş politikaları bir yandan kadına dönük saldırılar devam ediyor. En önemlisi ise bunların en önemli sebebi İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmamasıdır. Bir kez daha söylüyoruz, bu politikalara izin vermeyeceğiz. Biz her koşulda bu politikalara karşı direneceğiz. Tüm kadınlar örgütlenerek bu politikaları ortadan kaldıracağız" ifadelerini kullandı.
 
'Kadınlar yalnız değiller'
 
CHP Kadın Kolları Başkanı Aygül Akkılıç da Osman Çur'un serbest bırakılmasının kadın düşmanı politikaların bir parçası olduğuna değinerek, şöyle devam etti; "Biz siyasetçiler ve parti olarak tecavüz faillerinin yargılanması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. İktidarın politikaları bu olayda da olduğu gibi erkeklere cesaret veriyor. Erkekleri engelleyecek kararlar yerine cesaretlendiren kararlar veriliyor. Kadına yönelik bu saldırıları sonlandıracak bir İstanbul Sözleşmesi var önümüzde fakat gerekliliği yerine getirilmiyor. Bu şekilde nasıl engel olunacak saldırılara? Toplum içindeki huzur nasıl sağlanacak? Tecavüz faillerini koruyan, aklayan politikalara karşı alanlarda olacağız. Kadınlarla birlikte ses vereceğiz. Kadınlar yalnız değiller."