'Hayvan hakları vicdan meselesi değil adalet meselesidir'

  • 09:02 27 Ocak 2021
  • Güncel
 
İSTANBUL -  Hayvan hakları ihlallerine tepki gösteren Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi üyesi Fatma Biltekin, hayvanların iktidar tarafından rant kapısına çevrildiğine işaret etti.  “Hem para hem iş yükünün altına girmek istemeyen bir iktidar var. Yoksa çoktan çıkarmışlardı yasayı. Ortada bir adaletsizlik var” diyen Fatma, herkesi dayanışma içerisinde olmaya davet etti.
 
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (Hakim) verilerine göre 2020 yılının ilk 6 ayında “en az”  522 milyon 349 bin 599 hayvanın yaşam hakkı gasp edildi. Yaşamın her alanına sirayet eden şiddet ve faillerin cezasızlık politikalarıyla ödüllendirilmesi hayvanlara yönelik şiddeti daha da derinleştirmekte. Hayvanların haklarını korumak yaşanabilir bir dünya tahayyülü ile 2019’da yola çıkan “Yaşam için Yasa İnisiyatifi”  Meclis gündemine getirilecek hayvan hakları yasa tasarısına sosyal medya hesapları üzerinden dikkat çekmekte. Konuya ilişkin Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi üyesi Fatma Biltekin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Mesele nasıl bir yasanın geleceği’
 
Hayvan hakları yasasının getirilmesine ilişkin iktidarın açıklamalarda bulunduğunu fakat yasaya dair endişeleri olduğunu belirten Fatma, “Mesele yasanın ne zaman geleceği değil nasıl bir yasanın geleceğidir. Yasa komisyon raporunun tavsiye ettiği pek çok şeyi içermiyor olabilir. Böyle endişelerimiz var. Örneğin yunus parklarının kapatılması yasaklanması gibi komisyonda önerilen, tavsiye edilen şeyler olmayacak gibi görünüyor. Çünkü bununla ilgili hiçbir haber ve içerik gelmiyor. Herkese açık bir kampanya. Herkese açık bir çağrı yaptık” ifadelerini kullandı.
 
‘Yasa da hayvanlar mal statüsünde’
 
Var olan hayvan hakları yasasının hayvanları “mal” statüsünde değerlendirdiğini kaydeden Fatma, taleplerden birinin de yasanın değiştirilerek hayvan tanımının doğru yapılması olduğunu vurguladı. Fatma, kanunda sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı olduğuna dikkat çekerek, “Sokakta yaşayan bir hayvana tecavüz edildiğinde 2020 yılında 947 liraydı bunun cezası. Kanundaki en yüksek ceza pitbull yuvalandırmak. Bu da şöyle sorunlara neden oluyor, dövüşten kurtarılan bir hayvan var ve bu hayvana açıktan yuva arayamıyorsunuz. Zaten travma geçirmiş bir hayvan oluyor, bakımı gerçekten zor oluyor. Belediyeler el koyuyor ve bu hayvanlar barınaklarda ömürlerinin sonuna kadar hapsediliyor. Çünkü yuvalandırılmaları yasak” diye konuştu.
 
‘Belediyeler hayvanları öldürmeye devam ediyor’
 
Belediyelerin üstüne düşen görevleri yapmadığını ve soruşturma izni verilmediğini ifade eden Fatma, “Biz belediyelerden hayvanları korumaya çalışıyoruz. Ayrıca toplu katliamlar yapıyor belediyeler. Belediyelerin mantığında, hayvan hissetmeyen, acı çekemeyen, kurtarılması gereken bir mal aslında. 2004 yılından önce yasa olmadan önce hayvanları öldüren belediyelerin yasa çıktıktan sonra hayvanları kurtaracağını ve koruyacağını bekliyor olmak tabi ki de işlemedi. Belediyeler hayvanları öldürmeye devam ediyor. Görevliler hakkında soruşturma açamıyorsunuz. Bunun dışında bir yaptırım uygulandığında da belediyeye bu yaptırım belediyenin bütçesinden çıkıyor. Yani halkın cebinden çıkıyor. Bizde diyoruz ki eğer belediye bir ihlal içerisindeyse, bir hayvanın hakkını ihlal ettiyse ceza bu kişiye kesilmeli” dedi.
 
‘Yunus parklarının kapatılmasına ilişkin hiçbir şey yok’
 
Yunus parklarına ilişkin yasada ve yönetmelikte herhangi bir gelişme olmadığını vurgulayan Fatma, taleplerinden birinin de yunus parklarının tamamen kapatılması olduğunun altını çizdi. Fatma, mevcut kanunda hayvanat bahçelerinin yasaklanmasına ilişkin bir şey olmadığını hatırlatarak, hayvanat bahçesinin yasaklanmasını istediklerini dile getirdi.
 
‘Öğrenciler hayvanlar üzerinde deney yapmaya zorlanıyor’
 
Fatma, Fen Fakültesi öğrencileri ve akademik kariyer yapmak isteyen öğrencilerin hayvanlar üzerinde deney yapmaya zorlandığını ve öğrencilerin önüne bariyer konulduğunu ifade ederek, “Vicdanen bunu reddeden öğrencilere alternatif metotlar sunulması gerektiğini talep ediyoruz. Çünkü hem bir insan hakkı ihlali var hem de hayvan hakkı ihlali var” diye belirtti.
 
‘Devletin caydırıcı bir mekanizması yok’
 
Yasanın tek başına yeterli olmayacağını belirten Fatma, mezbahaların bu yasayla kapanmayacak olduğuna dikkat çekerek, “Hayvanlara karşı yapılan ihlaller bir yasayla çözülmeyecek. Bizim talebimiz hayvana şiddetin suç kapsamına alınması ve ceza alt sınırın 3 sene olması. Hapis cezası talep ediyoruz. Sadece elimizde bu var, çünkü başka bir caydırıcı mekanizmamız yok elimizde. Çünkü devletin böyle bir mekanizması yok” şeklinde konuştu.
 
‘Bir arada olmak hak mücadelesini güçlendirecektir’
 
Türkiye’de hayvana yönelik tecavüzün yaygınlaştığını fakat buna karşı hiçbir çalışmanın olmadığını söyleyen Fatma, hayvana şiddet uygulayan failler ile ilgili veri tabanı olmadığını ve öncelik olarak bunun bilinmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Koruyucu önleyici çalışmalar için önce sorunu tespit edilmesi gerektiğine işaret eden Fatma, “Toplumsal baskı ve şiddet arttıkça piramidin en altındakini dezavantajlı gruplardan olan hayvanlar daha çok hak ihlaline maruz kalmaya başladı. Erkeğin kadına yaptığından, insanın doğaya yaptığından çok bir farkı yok. O yüzden mesele toplumsal bir ayrımcılıkla mücadele ediyor olmak. Bu eşitsizlikler birbirini besliyor ve bu şiddet biçimleri birbirleri ile daha da güçleniyor. Karşımızda birbiri ile dayanışan kocaman bir grup var. Hayvan haklarının,  bütün hak mücadelelerinin bir arada olması hak mücadelesini güçlendirecektir” dedi.
 
‘Hayvanlar tehlikeli olamayan kişilere yuvalandırılsın’
 
Medyanın yasaklı köpekleri “canavar” gibi gösterdiğini belirten Fatma, 2010 yılında Dogo Arjantin ve Pitbull Terrier’ın yasaklandığını anımsattı. Fatma, “2016 yılında bakanlığın el koyduğu yasaklı hayvan sayısı 40 iken 2019 yılında bu sayı 2 bin 245 olmuş. Bu mesele yasaklayarak çözebileceğimiz bir mesele değil. Bir türün tehlikeli olduğu algısı yanlış. Türkiye’de dövüşlerde silah olarak kullanılan bir hayvan bu. Bunun için eğitiliyor zaten. O yüzden hali hazırda barınakta bulunanların çok büyük bir kısmı kötü mizaçlı hayvanlar değiller. Barınaktaki hayvanlara mizaç testi yapılsın ve ailelerin yanına tekrar yollansınlar. Bu hayvanlara yuva olmak isteyen kişilere ruhsat ve eğitim zorunluluğu getirilsin, kontrolü sağlansın.  Bu hayvanlar tehlikeli olmayan kişilerce yuvalandırılsın” diye konuştu.
 
‘Hayvana şiddetin suç kapsamına alınmasıyla yük artacağını düşünüyorlar’
 
Hayvana şiddetin suç kapsamına alınmasında savcılıklarda çok fazla iş yükü olacağının düşünüldüğünü ifade eden Fatma, yasağın uygulandığı taktirde hayvana şiddetin ne kadar yüksek olduğunun ortaya çıkacağını söyledi. Hayvana şiddetin suç kapsamına alınmasını talep ettiklerinde yetkililerin “münferit olaylar” olduğunu söylediği aktaran Fatma, “Hayvan hakları izleme komitesiyle izleme çalışmalarına başlamamızın nedeni de bunların çok sistematik olaylar olduğunu, toplumsal bir problem olduğunu göstermek için başlamıştık. Yasa koyucular da bunları biliyorlar. Savcılıklar da yük artmasından endişe ediyorlar” ifadelerine yer verdi.
 
‘AKP ‘li vekil yunus parklarının kapatılmasını istemedi’
 
Gelenekselleşmiş olan hayvan dövüşlerinin yasaklanmasını istedikleri talebini yineleyen Fatma, “Bunları belediyeler yapıyorlar. Orada bir rant kapısı var. Yıllar önce de yunus parklarının kapatılacağı söylenmişti. Ama sonra bir komisyon toplantısına bir tane AKP’li vekil gelip, ‘ ya hayır kapanmayacak. Bu ülkeye döviz sokuyor bu kurumlar’ gibi şeyler söylemişti. Yunus parkı sahipleri de ‘biz ülkeye döviz sokuyoruz’ diyorlar. Kendi yaptıkları bu etik dışı davranışı aslında ekonomik sebeplerle bir şekilde meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Hem para hem iş yükü bunun altında girmek istemeyen bir iktidar var. Yoksa çoktan çıkartmışlardı yasayı” şeklinde konuştu.
 
‘Bu vicdan meselesi değil!’
 
Yaşamak için yasa çağrısına herkesin destek olmasını isteyen Fatma, hayvan haklarının adalet meselesi olduğuna işaret ederek, “Hayvan hakları dendiğinde insanlar vicdan üzerinden tasvir ediyorlar durumu. Ama bu sadece vicdan meselesi değil. Ortada bir adaletsizlik var. O yüzden de bütün hak mücadelesi veren ve yaşamın yanında olan herkesi bu mücadeleye destek olmaya çağırıyoruz” mesajını verdi.
 
Yaşamak İçin Yasa İnisiyatifi'ne aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.