
İHD ve Diyarbakır Barosu tutsak siyasetçi ve gazetecilerle görüştü
- 14:30 24 Ocak 2021
- Güncel
DİYARBARIR - İHD ve Diyarbakır Barosu, aralarında siyasetçi, gazeteci, insan hakları aktivistlerinin de bulunduğu tutsaklarla gerçekleştirdikleri görüşmelerin detaylarını paylaştı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı, yöneticileri ile Diyarbakır Barosu Başkanı ve yöneticilerinden oluşan heyet 21-23 Ocak 2021 tarihlerinde aralarında siyasetçi, gazeteci ve insan hakları aktivistlerinin de bulunduğu cezaevlerindeki tutsaklarla görüşme gerçekleştirdi. Görüşmelerin detayları yazılı açıklama ile paylaşıldı.
Heyetin görüştüğü isimler
Açıklamada, heyetin cezaevi ziyaretleri kapsamında Kandıra Cezaevi’nde tutulan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve diğer tutsak kadınları, Silivri Cezaevi’nde Van Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Eşbaşkanı Bekir Kaya, İnsan hakları savunucusu Selçuk Kozağaçlı, iş insanı Osman Kavala ve gazeteci Ahmet Altan, Edirne Cezaevi’nde tutulan HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve HDP 25’inci Dönem Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan ile görüştüğüne yer verildi.
‘Kadın siyasetçilerin belgelerine el konulmuş’
Görüşmelerde, Covid-19 salgını ile birlikte cezaevindeki tecrit ve izolasyonun had safhaya ulaştığı, buna karşı bazı tutukluların başlattığı açlık grevine dikkat çekildiğinin belirtildiği açıklamada, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin şu bilgiler paylaşıldı: “Yakın zamanda Kandıra Cezaevinde tutulan kadın siyasetçilerin koğuşlarında bulunan ve mahkemeler tarafından kendilerine gönderilen belgeler, kendilerinin tuttuğu notlar vs. tüm yazılı belgelere keyfi bir şekilde el konulmuştur. Her biri hakkında çok sayıda dava olan kadın siyasetçilerin bu koşullar altında haklarındaki iddialara cevap verme imkanları ellerinden alınmış, adil yargılanma hakları bir kez daha ihlal edilmiştir.”
‘Yargı siyasete alet’
Açıklamada gerçekleştirilen görüşmelerde sıklıkla “Türkiye yargısının Kürtler başta olmak üzere muhaliflere yönelik ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı şekilde çifte standartlı uygulamaları tartışıldığı ve siyasi faaliyetleri ve fikirleri nedeniyle keyfi bir şekilde hapiste tutuldukları vurgulanarak, yargının siyasete alet olmasından duyulan endişeler paylaşılmıştır” denildi.
‘Yurttaşların hukuk güvenliği ortadan kalktı’
Açıklamada ayrıca, “görüşmelerde mahkemelerin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını dahi tanımadığı, bu koşullarda tüm yurttaşların hukuk güvenliğinin ortadan kalktığı sıklıkla dile getirilerek, mahkemelerin ulusal ve uluslararası mevzuat yerine siyasetin baskısı ve tehdidi altında, günübirlik siyasi gelişmeleri dikkate alarak davrandıkları ve karar verdikleri, bunun sonucu olarak da kendileri gibi binlerce kişinin hapsedildiğinin de” vurgulandığı aktarıldı.
HSK gereğini yapmalı
“Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen tahliye edilmemesi bir keyfiyete işaret ettiği gibi bu karara uymamakta direnen yargı mensupları açısından da cezai ve idari açıdan suç teşkil ettiğini hatırlatmak isteriz” denilen açıklamanın devamında, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) ve Adalet Bakanının, “Anayasa ve yasaya meydan okuyan yargı mensupları” hakkında gerekeni yapması istendi.
‘Derhal serbest bırakılmalı’ çağrısı
Açıklamada son olarak, “Yasa, Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile garanti alınan ifade özgürlüğü, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, siyasi faaliyette bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı ağır şekilde ihlal edilerek keyfi olarak hapiste tutulanların derhal serbest bırakılması” çağrısında da bulunuldu.