Tutsak yakını Eyşan: Çocuklarımız açken boğazımızdan bir şey geçmez

  • 09:02 24 Ocak 2021
  • Güncel
Safiye Alağaş
 
DİYARBAKIR - Tutsak yakını Eyşan Akın, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için başlatılan açlık grevine değinerek, cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığını belirtti. Eyşan, “Çocuklarımız açken boğazımızdan bir şey geçmez. Her zaman yanlarındayız” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecridin tamamen kaldırılması ve cezaevlerinde artan hak ihlallerinin son bulması talebiyle Türkiye ve bölge cezaevlerinde bulunan PKK'li ve PAJK'lı tutsakların 27 Kasım itibariyle başlattığı açlık grevi eylemleri süresiz-dönüşümlü olarak devam ediyor. 59’uncu gününe giren eylemi 12’nci grup devralırken, tutsaklar için dayanışma çağrıları yükseliyor.
 
Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde Azadiya Welat ve Özgür Gündem gazeteleri dağıtımını yapan Abdulmelik Akın, Aralık 2014 tarihinde siyasi soykırım operasyonları kapsamında evine yapılan baskınla gözaltına alınıp tutuklandı. 6 yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu olan Abdulmelik, 3 kez açlık grevi eylemine katıldı.
 
'Ben zulmü kabul etsem Allah kabul etmez'
 
Abdulmelik'in annesi Eyşan Akın bütün tutsaklar için endişelendiğini belirterek, görüşler sırasında çok zorlandıklarını vurguladı. Görüş sırasında sadece kendi oğlu ile konuşabildiğini diğer tutsaklara selam verilmesine dahi izin verilmediğini dile getiren Eyşan, "Zaten arada iki cam var. Kapalı görüşte telefon ahizesiyle konuşuyoruz. Görüşe gidiyoruz cezaevinden çıkana kadar baskıya maruz kalıyoruz. Defalarca üst aramasından geçiyoruz. Ayakkabılarımız dahi çıkarılıyor, saçlarımız açılıyor. Ayaklarımızda saçlarımızda ne olabilir. Neredeyse çıplak aramadan geçiyoruz. Bunun neresi adalet. Bu hal midir? Ben tutsak annesi olarak bu zulmü kabul etmiyorum. Ben kabul etsem Allah kabul etmez. Allah katında nasıl hesap verecekler. Müslüman olduklarını söylüyorlar. Bu zulmün neresinde Müslümanlık var. Vallahi Erdoğan'da Müslümanlık yok. Onun etrafındakilerde Müslümanlık yok. Ona oy verenler de yok. Oy verenlerde zulmün ortağıdır. Kim Erdoğan'a oy verirse katliamların ortağıdır. Suriye'ye, Efrinê girdi. Kim ki oy verdiyse yaşananlardan sorumludur" dedi.
 
'Tecrit kalksın'
 
Açlık grevi eylemine yönelik sessizliğe değinen Eyşan, "Herkes evinde oturuyor bize bir şey olmaz diyorlar. Tutsak yakınları dahil herkes sokakta olmalıdır. Oğluma ‘neden açlık grevi eylemine başladınız’ diye sorduğumda 'zulme uğruyoruz, her gün hak ihlallerine uğruyoruz. Tecridi kabul edemeyiz' diye cevap verdi. Bidonlarla su veriliyor. Bu zulüm değil midir? Gönderdiğimiz eşyalar verilmiyor. Tecrit kaldırılsın, tutsaklar açlık grevini bitirsin. Çünkü bizde açlık grevinin olmasını istemiyoruz. Ancak Kürt olduğumuzu dahi söylediğimizde neden Kürtsünüz? diye bir tepkiyle karşılaşıyoruz. Ne yapalım Kürdüz. Dilimiz kimliğimiz budur. Değiştiremeyiz. Biz bir Türk'e Türk değilsin diyebilir miyiz? Diyemeyiz. O zaman kimse de bize bunu diyemez" diye konuştu.
 
'Nasıl yerimizde duralım'
 
Oğlunun 2 yıl önce bir ay açlık grevi eyleminde kaldığını belirten Eyşan şöyle devam etti: "Biz o zaman evimizde oturamadık. Yürüyüşlerde, oturma eylemlerindeydik. Yüreğimiz yandı. Şimdi yine eylemdeler. Nasıl yerimizde duralım. Yine sokaklarda olacağız. Çocuklarımız cezaevinde olduğu sürece onlardan vazgeçmeyeceğiz. Açlık grevinde oldukları sürece yanlarında olacağız. Onlar açken bizim boğazımızdan bir şey geçmez. Biz iki yıl önce çocuklarımıza sahip çıktık yine sahip çıkacağız. O zamanki eylemde tam olmasa da bir anlaşma sağlandı. Ancak eylem bittikten sonra tecrit yine devam etti. Zulüm arttı. Yani bir şey değişmedi. Değişmediği gibi daha kötüye gitti. Kimse sebepsiz yere açlık grevine girmez. Kim aç kalmak ister."