Tutsak yakını: Direndik yine direneceğiz

  • 09:01 21 Ocak 2021
  • Güncel
Sema Çağlak-Safiye Alağaş
 
DİYARBAKIR – Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine dikkat çeken tutsak annesi Xezal Yıldırım, "İki sene önceki açlık grevi eyleminde direndik, yine direneceğiz. Tutsakların taleplerinin kabul edilmesi için gece gündüz çağrı yapıyoruz. İmralı'nın kapısı açılsın. Cezaevlerinin koşulları düzeltilsin istiyoruz" dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecridin tamamen kaldırılması ve cezaevlerinde artan hak ihlallerinin son bulması talebiyle Türkiye ve bölge cezaevlerinde bulunan PKK'li ve PAJK'lı tutsakların 27 Kasım itibariyle başlattığı açlık grevi eylemleri süresiz-dönüşümlü olarak devam ediyor. 56’ncı gününe giren eylemi 12’nci gruplar devraldı. Çok sayıda sivil toplum örgütü ve tutsak aileleri açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla çağrılar yapıyor fakat hükümet bu konuda henüz bir adım atmış değil.
 
2009 yılında tutuklanan ve örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 16 yıl hapis cezası verilen Mehmet Yıldırım da şimdiye kadar 4 kez açlık grevi eylemine katıldı. Mehmet, 27 Kasım 2020 tarihinde başlayan açlık grevi eyleminin ise 3'üncü grubunda yer aldı.
 
'Nasıl yerimizde duralım?'
 
Mehmet'in annesi Xezal Yıldırım ailelere seslenerek, tutsakların talebine sahip çıkılmasını istedi. Oğlunun önce Diyarbakır T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulduğunu dile getiren Xezal, bir buçuk yıl sonra ise Bafra'ya götürüldüğünü söyledi. Görüşe giderken çok zorluk çektiğini ifade eden Xezal, cezaevine varana kadar 3 araç değiştirdiğini ve okuma yazması olmadığı için ayrıca çok zorlandığını belirtti. Tutsakların “Taleplerimiz kabul edilene kadar eylemi bırakmayacağız” dediğini aktaran Xezal, "Çocuklarımız tecridin kaldırılmasını istiyor. İmralı'nın kapısı açılsın. Cezaevlerinin koşulları düzeltilsin. Oğlum ‘Toplum sokağa çıksın. Ses olsunlar' dedi. Bizlerin daha önce tutsaklara nasıl sahip çıktıysak bugün de aynı şekilde sahip çıkmamızı ve annelerin beyaz tülbentleriyle destek vermesini istedi. Ben bir tutsak annesi olarak her açıklamaya eyleme gitmeye çalışıyorum. Onların sesine ses olmak istiyorum. Aklımdan çıkaramıyorum. Ne olacak diye düşünüyorum. Ciğerlerimiz bedenlerini açlığa yatırmış, biz nasıl yerimizde duralım?" dedi.
 
'Barışın anahtarı İmralı'da'
 
Başta anlamlı bir barışın olmasını istediklerinin altını çizen Xezal şöyle devam etti: "Bu da ancak tecridin kaldırılmasıyla olur. Biz anneler olarak her zaman ‘barış’ diyoruz. Barışın anahtarı da İmralı'da. Artık kimse zulüm ve işkence görmesin. Ne olursa olsun onların doğal hakları var. Aile, avukat ve telefon görüşü onların hakkı. Hakları ihlal edilmemeli. Sayın Öcalan'ın ne ailesi ne de avukatlarıyla görüş yapmasına izin verilmiyor. 22 yıldır tecrit altında dört duvar arasında. Avukatları ve ailesiyle görüş yapmak hem doğal hem de yasal hakkı. İmralı kapıları açılmayana kadar çocuklarımız açlık grevi eylemini bırakmaz. Herkes de bunu biliyor."
 
'Daha önce nasıl direndiysek yine direneceğiz'
 
2 yıl önce başlatılan açlık grevi eylemi sürecinde tutsakların talebine sahip çıktıklarını ve direndiklerini hatırlatan Xezal, "Taleplerinin yerine getirilmesi için gece gündüz çağrı yapıyoruz. Toplum ve anneler artık ayağa kalksın. Onların talepleri bizim de talebimiz. Çocuklarımızdan daha değerli ne var? Ne olursa olsun çocuğumun arkasındayım. Milletvekilleri, sivil toplum örgütleri, hukukçular harekete geçmeli. 2 yıl önceki eylemde 8 kişi yaşamını yitirdi. Bu kez kimse yaşamını yitirmesin. Biz annelerin yüreği yanıyor. Daha önce nasıl destek verdiysek bugün de destek vereceğiz. Bizler dışarıdayız, destek verme ve eylem yapma imkanımız var. Çocuklarımız yıllardır dört duvar arasında direniyor. Hepimiz elimizi vicdanımıza koymalıyız. Geç kalmadan talepler yerine getirilsin" diye konuştu.
 
'Darp edildik ama yine direndik'
 
Baskı ve saldırılara rağmen annelerin direndiğini söyleyen Xezal, “Polisler bize çok kez saldırdı, yerlerde sürükledi. Ama yine de eylemlerden vazgeçmedik. O zaman polisler beni darp etti. Sonra da bana 'Annelerin arasına girme' dedi. Ancak ben onları dinlemedim ve eylemlere katılmaya devam ettim. Çocuklarımız bedenlerini açlığa yatırmışken nasıl durabilirdik. Bugün de çocuğum için eylemlere açıklamalara katılmaya hazırım. Çocuğum ve arkadaşları için direneceğim. Gece başımı yastığa koyduğumda uyuyamıyorum. Çocuklarım benim hasta olduğumu sanıyorlar. Tutsaklar açlık grevindeyken ben nasıl uyuyayım" şeklinde ifade etti.