Direnişe ses olan tutsak yakınları: Talepler taleplerimizdir kabul edilsin

  • 09:02 20 Ocak 2021
  • Güncel
SİİRT- Cezaevinde bulunan tutsakların başlattıkları açlık grevi eylemi sürüyor. Tutsak yakınları taleplerin bir an önce karşılanmasına yönelik çağrı yaparak, “Bu zulüm daha ne kadar devam edecek? Çocuklarımızın talepleri bir an önce kabul edilsin” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridi ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla tutsaklar 27 Kasım’da süresiz-dönüşümlü açlık grevi başlattı. Açlık grevi eylemi 55’inci gününde devam ederken, şu ana kadar yüzlerce tutsak eyleme dahil oldu. Hükümetin ve ona bağlı yayın kuruluşlarının cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerini medyaya yansıtmamaları da dikkat çekiyor.
 
Tutsakların başlattığı bu eylem her ne kadar ana akım medya tarafından yansıtılmasa da açlık grevleri büyük güç ve irade ile devam ediyor. Görüştüğümüz tutsak yakınları, hükümetin bu eyleme sessiz kaldığını, her şeye rağmen eylemin yakın zamanda amacına ulaşacağı vurgusunda bulundu.
 
‘Biz çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz’
 
Yaklaşık 4 yıldır cezaevinde olan ve şu an Tarsus Cezaevi'nde tutulan Leyla Teymur’un annesi Gülistan Teymur, kızının önceki yıl açlık grevinde 4 buçuk ay kaldığını belirterek, tekrardan başlatılan açlık grevlerinin tek bir amacının olduğunu vurguladı. Tutsakların taleplerinin bir an önce karşılanması gerektiğini ifade eden Gülistan, “Bu dünya herkese yetiyor. Bizler de çocuklarımızın diğer çocuklar gibi özgür ve mutlu yaşamasını istiyoruz. Herkes hak sahibi oluyor, kendine ait bir kültürü oluyor. Ama biz Kürtlere neden izin verilmiyor? Bizim çocuklarımız bu kadar haksızlıkla karşı karşıya kalmalarının yanında bir de açlık grevine girdiler. Çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Çocuklarımızın talepleri bir an önce yerine getirilsin” dedi.
 
‘Artık anneler ağlamasın’
 
“Biz anneler artık ağlamak istemiyoruz” diyen Gülistan, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluğa karşı bir heyetin oluşturulması ve öte yandan tutsakların taleplerinin halka ulaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Gülistan, “Biz Kürt anneleri yıllardır ağladık, artık anneler ağlamasın. Tüm dünya yaşananlar karşısında ayağa kalkmalı. Bizler hakların kardeşliğini istiyoruz. Bizler çadırda yaşamaya da razıyız yeter ki ülkeye barış ve özgürlük gelsin. Açlık grevine giren bir tek benim çocuğum değil, yüzlerce kişi şu an açlık grevinde. Artık ne diyebiliriz ki” şeklinde konuştu.
 
‘Kızımla gurur duyuyorum’
 
Cezaevinde tutsak olan Abdurrahim ve Mele İbrahim Aşkara’nın annesi Kudret Aşkara ise tutsakların taleplerinin hayati olduğunu vurgulayarak, bir kızının ise PKK'ye katıldığını ve iki kardeşinin de faili meçhul olduğunu söyledi. Kudret, “Kızım Revşen Aşkara (Sema Koçer)  devletin abilerine yaptığı haksızlık karşısında yönünü dağlara verdi ve daha sonra şehit düştü. Kızım şu an dünyanın her yerinde anılıyor. Kızım gittiğinde benim dört oğlum da cezaevindeydi. Kızım şehit düştüğü gün bir oğlum tahliye oldu. Ben kızımla gurur duyuyorum. Benim cezaevinde olan çocuklarım bir önceki yıl açlık grevine girdiler. Ben her cezaevine onları görmeye gittiğimde çocuklarımın biraz daha eridiğini görüyordum” diye kaydetti.
 
‘Benim gibi binlerce insan var’
 
Kürt halkına yaşatılan bu zulmü hiçbir zaman unutmayacağını dile getiren Kudret son olarak şöyle konuştu: “Pandemi gerekçesiyle her gün anonslar yapılıyor. Fakat cezaevinde bulunan tutsakların durumu ne olacak? Benim damarlarımda bir tek damla kan kalsa dahi ben mücadelemden vazgeçmeyeceğim ve her daim hukuksuzluklar karşısında sesimi yükseltmeye çalışacağım. Artık yeter! Bu ülkeye barış ve huzur gelsin. Bu zulüm ne kadar sürecek? Sadece ben cezaevi kapısına gitmiyorum. Benim gibi binlerce insan var. Sema’nın arkadaşlarının başı sağ olsun. Onların yolu bizim yolumuzdur. Ben yaşadığım acıları asla unutmam.”