MATUHAY-DER cezaevi hak ihlalleri raporunu açıkladı

  • 13:16 19 Ocak 2021
  • Güncel
İSTANBUL - MATUHAY-DER cezaevlerinde 2020 Kasım ve Aralık ayında yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı. Raporda 2020 yılının en çok hak ihlali yaşanan yıl olduğu belirtilirken, 38 tutsağın sağlık hakkına erişimi engellendiği için yaşamını yitirdiği açıklandı.
 
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) Fatih'te bulunan binalarında cezaevlerinde 2020 Kasım- Aralık ayında yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaştı. Raporu, MATUHAY-DER Eş başkanı Esin Çelik okudu.
 
‘Acı olan durumlar yaşanmasın, yetkililer çözüm bulsun’
 
Cezaevlerinde pandemi ile birlikte antidemokratik uygulamaların yaygınlaştığına ve tecridin ağırlaştığına dikkat çeken Esin, “İktidar kendince ‘korona hukuku’ icat edip bu gerekçeyle ‘Haklılığını’ meşru kılmak istiyor” diye belirtti. Cezaevlerinde hukuksuzluğa karşı başlatılan açlık grevlerini hatırlatan Esin, “Yaklaşık iki aydır bedenlerini açlığa yatıran tutsakların durumu ve bir gelişmenin olmaması tutsak ailelerini oldukça endişelendirmektedir. Endişeleri artıran en büyük nedenlerinden biri de açlık grevi eylemlerini pandemi sürecinde olmasıdır. Bu anlamda yetkililerin toplumun hafızasında halen acı olan durumların yaşanmaması için acilen çözüm bulma çağrısında bulunuyoruz” diye söyledi.
 
‘Ceza içinde ceza sistemi uygulanıyor’
 
Cezaevlerinde tutsakların sağlık hakkının engellendiğine vurgu yapan Esin, Tekirdağ Cezaevi’nde Sıtkı Bektaş ve Hadi Yalçın yaşamlarını yitirdiklerini, Metris Cezaevi’nde ise engelli tutsak Engin Aktaş ve Serdal Yıldırım’ın bir arada tutulduğunu bu uygulamaların da ceza içinde ceza sistemi olduğu ifade etti.
 
Açlık grevlerinin başladığı ilk günlerde Kandıra ve Gebze Cezaevlerinin koğuşlarına hijyenden ve pandemi kurallarından yoksun bir şekilde ani baskınlar düzenlendiğini ifade eden Esin, tutukluların özel eşyalarına da el konulduğunu hatırlattı. pandemi bahane edilerek sosyal faaliyetlerin ortadan kaldırıldığına,  tecrit ve izolasyonun derinleştirildiğine işaret eden Esin, ayrıca infazı bitmiş hükümlülerin tahliye edilmediğini, Düzce Cezaevi’nde tahliyesi gelmiş, infazı bitmiş Yakup Veda ve Fikret Karakoç’un halen tahliye edilmediğini söyledi.
 
Esin,  tecritte ısrar edilmesi,  temel hak ve özgürlüklerin önünde engel olunması yerine, tutukluların ve ailelerin talepleri doğrultusunda adım atılması ve çözüme kavuşturulması için Adalet Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamuoyuna duyarlı olma çağrısında bulundu.
 
En çok hak ihlallerinin yaşandığı yıl olarak değerlendirilen 2020 yılı verilerinde şunlar paylaşıldı:
 
* Covid-19 hastalığını bahane ederek mahpus haklarına kast yapıldı. Tutsaklar yaşam hakları başta olmak üzere Anayasal haklarından mahrum bırakıldı.
 
* Salgın başlangıcında hapishaneler belli aralıklarla düzenli bir şekilde dezenfekte edilirken son dönemde rehavete kapılarak dezenfekte edilmiyor. Bu da tutsakların yaşamlarını tehlikeye attığı açıktır.
 
 * Hapishanelerde bazı koğuşlar karantina koğuşu olarak kullanılıyor. Karantina koğuşları havasız, hijyensiz ve hastalık riski altında.
 
* Karantina koğuşlarında birden fazla tutuklunun olması koronavirüs riskinin artmasına neden oluyor.
 
* Bazı hapishanelerde havalandırma kapılarının geç açılması ve erken kapatılması mahpusların olumsuz etkilenmesine neden olurken, tutsaklar koğuşlara hapsedilmiş durumda.
 
* Bazı hapishanelerde kaloriferlerin açılmaması, bazı hapishanelerde az yanması tutukluları olumsuz etkiliyor hastalanmalarına neden oluyor.
 
* İnfaz koruma memurlarının fiziksel mesafeyi dikkate almadan arama adı altında koğuşlara baskın yapması tutsakları salgın tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır.
 
*Yine tutsaklara gönderilen eşyaların pandemi gerekçesiyle günlerce verilmemesi hak ihlallerine neden oluyor.
 
*Cezaevlerinde rutin olarak yapılan sayım sırasında fiziksel mesafeye uymamaları ve gardiyanların maske takmamaları Covid-19'un bulaşmasına neden oluyor.
 
‘Hijyen malzemeleri verilmiyor’
 
Cezaevlerinde yaşanan hijyen sorunlarına ilişkin şunlar paylaşıldı:
 
* Bazı hapishanelerde hijyen malzemeleri verilmiyor veya az veriliyor.
 
* Koğuşlara sabun, çamaşır suyu gibi hijyen malzemeleri az veriliyor.
 
* Bazı cezaevlerinde dezenfekte ücretsiz yapılırken, bazı cezaevlerinde ücretsiz dağıtılan malzemeler yetersiz veriliyor.
 
* Kantinden alınan temizlik malzemelerinin çok pahalı olmasından dolayı alamadıklarını aileler aracılığıyla iletiliyor.
 
‘Maddi durumu olmayan mahpuslar telefona çıkamıyor’
 
İletişim hakkının ihlal edilmesine ilişkin raporda şunlar paylaşıldı:
 
*Bazı hapishanelerde telefon görüşmesi yapan tutsaklara maske, eldiven verilmiyor.
 
*Bazı cezaevlerinde maske verilirken, eldiven verilmiyor. Ankesörlü telefonları akşama kadar yüzlerce insan elliyor bu da mahpuslar için riskli.
 
*Maddi durumu olmayan mahpuslar telefona çıkamıyor.
 
*Faks, mektup gibi haklardan mahrum kalıyor.
 
 ‘38 tutsak yaşamını yitirdi’
 
Cezaevlerinde sağlık hakkına erişimin engellendiğini belirtilen raporda, 2020 yılında Türkiye genelinde 38 tutsağın yaşamını yitirdiği binlerce tutsağın ise ölüme terk edildiği açıklandı. Sağlık hakkı ihlallerine ilişkin veriler şu şekilde:
 
*Revir doktorlarının hastayı hastaneye sevk ettiklerinde ya geç götürülüyor ya da hiç götürülmüyor.
 
* Birçok cezaevinde diş ünitelerinin hizmet vermemesi diş hekimlerinden hizmet alınmaması yalnızca antibiyotik ve ağrı kesicilerle geçiştirilmesi tedavilerinin yapılmaması, tutukluların hastane sevkleri yapılmadığı için dişten kaynaklı şikayetlerin artmasına neden oluyor.
 
*Hastaneye sevk edilen ağır hasta tutukluların hastanede yer yok denilerek tekrar hastaları cezaevine geri götürüyorlar.
 
*Bazı tutukluların acile kaldırıldığı hastane doktorlarının yatırılması gerekli gördüğü halde cezaevine geri götürülmesi sağlıklarını olumsuz etkiliyor.
 
*Kronik hastalıkları bulunan tutsaklar, pandemi bahane edilerek hastaneye götürülmediğini, bu sebeple kronik hastalıkların artmasına neden oluyor.
 
*Birden fazla tutuklunun ringlerde taşınması bulaş riskini arttırıyor.
 
*Tutukluların götürüldükleri hastanelerin bulundukları cezaevlerinden uzak olması sebebiyle ringlerde kalma sürelerinin ve hastalık riskinin bulaşması artıyor.