
Kadınlar: Dayanışmaya ihtiyaç var
- 09:04 19 Ocak 2021
- Güncel
Safiye Alağaş-Sema Çağlak
DİYARBAKIR - Açlık grevi eylemlerine dikkat çeken kadınlar, cezaevleriyle dayanışmak gerektiğine vurgu yaparak, "Ancak dayanışma ve açlık grevine sahip çıkılarak bu direniş amacına ulaşır” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecridin tamamen kaldırılması ve cezaevlerinde artan hak ihlallerinin son bulması talebiyle Türkiye ve bölge cezaevlerinde siyasi tutsakların 27 Kasım 2020’de başlattığı açlık grevi eylemleri süresiz-dönüşümlü olarak devam ediyor. 54’üncü gününe giren eylemi 11’inci grup sürdürürken, açlık grevi eylemini her 5 günde bir grup devralıyor. Tutsakların başlattığı açlık grevi eylemine dikkat çeken kadınlar, direnişten dayanışma ile sonuç alınacağını belirtti.
'Hukuk İmralı’da ayaklar altında’
Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) Kayapınar Belediye Meclis Üyesi Songül Kapancı, hak ihlalleri ve tecrit ortadan kalkmadığı sürece tutsakların açlık grevi eylemine başvuracağını ifade etti. Songül, “Açlık grevi eylemi tarihte de büyük bir öneme sahip. Çünkü tutsaklar için başka bir çözüm yolu bırakılmıyor. Ellerinde sadece bedenleri var ve bedenlerini ölüme yatırıyorlar. Kimse keyfinden açlık grevine girmiyor. Hakları ayaklar altına alındığında onlar için başka çözüm yolu bırakılmıyor. İmralı'da uygulanan tecrit Sayın Öcalan şahsında bütün cezaevlerinde uygulanıyor. Tecridin kaldırılması için köklü bir çözüme ihtiyaç var. Bütün tutsakların aile, avukat ve telefon hakkı var. Hepsi bu haklarından yararlanabiliyor. Ancak İmralı'da bu haklar uygulanmıyor. Bu hukuki değil. İmralı'da hukuk ayaklar altına alınıyor. Tutsaklar İmralı'da uygulanan tecridi kabul etmiyor ve kendileri de tecrit altında" dedi.
'12 Eylül yeniden hayata geçirilmek isteniyor'
İktidarın bugün 12 Eylül'ü yeniden hayata geçirmek istediğini vurgulayan Songül, Kürt halkının faşizmle karşı karşıya kaldığını ve faşizmin her haline maruz kaldığını belirtti. Songül, “Biz Kürt halkı olarak bu konsepti kabul etmiyoruz. Halk olarak özgür olana kadar direnmeye devam edeceğiz. Tecridin bugün sadece Kürt halkı üzerinde uygulandığını söyleyemeyiz. Aynı zamanda Türkiye'de yaşayan bütün halklar üzerinde tecrit uygulanıyor. İnsanlar artık bir parça ekmeğe muhtaç hale gelmiş durumda. Türkiye'de ve Ortadoğu'da siyasi, ekonomik ve toplumsal bir kriz yaşanıyor. Türkiye 2013-2015 tarihlerinde Sayın Öcalan ile görüşerek bir çözüm süreci başlatmıştı. Türkiye çok iyi biliyor ki Sayın Öcalan her zaman çözüm ve barış için çalıştı. Çözüm süreci AKP iktidarı tarafından sonlandırıldıktan sonra Türkiye yavaş yavaş krizleri hissetmeye başladı. Türkiye ve Ortadoğu'nun içinde bulunduğu kriz giderek daha da derinleşiyor” ifadelerini kullandı.
'Topyekun birliğe ihtiyaç var'
Tutsak yakınlarına seslenen Songül, "Birlikte mücadele etmezsek, direnişe sahip çıkmazsak tutsakların durumu kötüye gidecek. Bizler 1980-1990'lı yılları yaşadık. Kürt halkının direniş ve açlık grevi eylemlerinde bir tecrübesi var. Ancak dayanışma ve sahip çıkılarak bu direniş amacına ulaşır. Tutsaklarımız bedenlerini ölüme yatırmış. Kürt halkı nasıl huzur içinde yerinde otursun. Hak ihlallerine tecride karşı topyekun bir birliğe ihtiyaç var" diye konuştu.
'Açlık grevi eylemi bir fırsat olarak önümüzde duruyor'
HDP Kocaköy Belediye Meclis Üyesi Jale Okkan, tutsakların direniş ve özgürlük için bir adım attığını söyleyerek, şunları belirtti: "Tutsakların başlattığı açlık grevi eyleminin sesini toplumun her alanına ulaşması gerekiyor. Tecrit sadece Sayın Öcalan üzerinde uygulanmıyor. Tecride karşı başlatılan açlık grevi eylemi bir fırsat olarak önümüzde duruyor. Eğer güçlü bir dayanışma olursa, o zaman direniş boşa gitmez. Kürt halkının hakları üzerinde büyük bir tecrit var. Birlikte zulüm ve hak ihlallerini ortadan kaldırabiliriz."