
‘Medya da yargı da Melek’in tutuklanmasında rol oynadı’
- 09:05 15 Ocak 2021
- Güncel
Melike Aydın
ANTALYA - İşkenceye maruz kalan Melek İpek’in İstanbul Sözleşmesi gereğince psikolojik destek verilmesi yerine tutuklanmasını tepkiyle karşılayan Antalya Kadın Danışma Merkezi gönüllülerinden Gurbet Karadayı, şiddetin görsel boyutunun medyada servis edilmesi, haber ve yorumlarıyla Melek’in tutuklanmasında oynadığı role dikkat çekti.
Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde kendisine işkence eden evli olduğu Ramazan İpek’i özsavunmasını kullanarak öldüren Melek İpek, 9 Ocak’ta çıkarıldığı mahkemece yaralı halde tutuklandı. Olayın yaşandığı gün işkenceye maruz bırakılan İpek için İstanbul Sözleşmesi’ne işaret eden Antalya Feminist Kolektifi üyesi ve Antalya Kadın Danışma Merkezi gönüllülerinden Gurbet Karadayı, Melek’in tutuklanmasını tepkiyle karşıladı.
‘Özsavunma ya da hukuken meşru müdafaa’
Melek’in yaşadıkları karşısında özsavunma ya da hukuk diliyle meşru müdafaa davası olduğunu açıkça ortaya koyan somut delillerin olduğunu söyleyen Gurbet, Melek’in tutuksuz yargılanması gerekirken, tutuklandığını ifade etti. Gurbet, “Bundan sonraki süreç için de durum umarım böyle olmaz ve tutuksuz yargılanır. Çünkü 12 yıllık evlilik boyunca işlenmiş sistematik şiddet var. Kadının daha önceden kalma hem fiziksel hem de cinsel şiddete uğradığına dair bulgular da mevcut. Nitekim görgü tanıklıkları çocukların tanıklıkları, kendi ifadesi de bu yönde. Dolayısıyla bunun yok sayılarak tutuklanması bizi öfkelendiren bir tutum oldu” diye belirtti.
‘Sözleşme gereği önce psikolojik destek alması gerekiyordu’
Melek’e hem İstanbul Sözleşmesi hem de Antalya Valiliği’nin kadına yönelik şiddete ilişkin genelgesi gereğince önce psikolojik destek sağlanması gerektiğini vurgulayan Gurbet, bu işlemler gerçekleştikten sonra ifadesinin alınması gerektiğini söyledi. Gurbet, “Fakat bu adımlar atlanarak Melek bir anda tutuklandı. Neyse ki bugünkü hapishane ziyaretinde durumunun iyi olduğunu öğrendik. Biraz daha rahat hissettiğini ve ilk giden destek haberlerinin ona iyi geldiğini söyledi. Tutuklanması ile ilgili durumun bir an önce değişmesi gerekir” dedi.
‘Medyada kadını suçlayan yaklaşımlar sergileniyor’
Melek’in maruz kaldığı işkence esnasında yaşadıklarına ilişkin verilen detaylarda yer alan 40 dakikalık süre içinde polisi aramadığı ya da başka çözüm bulmadığına dair yorum ve haberlerin Melek’in tutuklanmasında oynadığı role dikkat çeken Gurbet, “Bu kadın psikolojik şiddete maruz kalmış. Psikolojide bunun karşılığı örselenmiş kadın sendromudur. Farklı şekillerde farklı dozlarda yıllarca şiddete maruz kalmış. Yeni bir şiddetin hangi aşamada ve nereden geleceği belli değil ve bütün gece boyunca işkenceye uğramış çocukları olan bir kadın, bir anda kolluğu aramasını o ruh halinde olmasını beklemek çok absürt. Politik olarak da kadını suçlayıcı bir yerden yorumluyoruz” diye kaydetti.
‘Örselenmiş kadın sendromu mahkemede değerlendirilmeli’
Melek’in olayın ardından komşusuna gittiğinde yüzünde işkence izlerinin bulunmasına rağmen komşunun 6284 sayılı yasada yere alan polise bildirme zorunluluğunu yerine getirmediğini dile getiren Gurbet, Melek’in çevresinden bir destek alamayacağının farkında olduğunu söyledi. Basına sızan ifadesinde de belirttiği gibi Melek’in başta karşı çıktığı için ailesinden de destek alamayacağının farkında olduğunu ifade eden Gurbet, “Yıllın ilk gününden itibaren kaç kadın öldürüldü? Devletten de destek alamayacağının da farkında. O 40 dakika içinde nasıl olur da o psikoloji ile kolluğu arayabilir ya da kaçmaya çalışabilirdi? Kaçmak için fiziksel olarak gücü yok, üstelik kıyafetleri de yok üzerinde. 2 çocuğu var, elleri kelepçeli nereye kadar nasıl kaçabilirdi? Bu eleştirileri yaparlarken insanların biraz da dikkat etmesi gerekiyor. Yargılama sürecinde bunların çok çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Örselenmiş kadın sendromunun mahkeme sürecinde değerlendirilmesi gerektiğini de düşünüyoruz” dedi.
‘Medyada yayılan fotoğraflar şiddetin pornografisi niteliğinde’
Medyada Melek’in işkence görmüş halinin yayınlanmasını “şiddetin pornografisi” olarak gören Gurbet, “Ortada suç teşkil eden bir durum varsa o da kadının fotoğraflarının kullanılması. Bu kadın çıkacak, hayata yeniden başlayacak ve bu şekilde anılacak. Bu, Melek’in dışındaki kadınları da çok fazla güçsüzleştiren bir durum. Melek, çıktığı zaman göreceği fotoğraflar bunlar olmamalı. Ya da biz bu fotoğraflarla hangi kadına ne tür mesajlar veriyoruz? Ne tür şiddeti meşrulaştırıyoruz? Melek’in çocukları var. İnternete girecek ve görecekler. Kadınların şiddet izlerini barından fotoğraflarını lütfen paylaşmayın. Biz o beyanlarla da kadınların şiddete uğradığını, özsavunma yaptığını anlıyor ve inanıyoruz. Mahkemelerin buna ihtiyacı var ama bizim böyle bir şeye ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
‘Kamuoyu desteği önemli’
Aleyna Çakır’ın katledilmesinde baş şüpheli olan Ümitcan Uğur’un başka kadınlara da şiddet uyguladığına dair görüntülerin olmasına rağmen “uyuşturucuyu özendirmek” suçundan tutuklandığına değinen Gurbet, buna benzer birçok örneğin olduğuna işaret etti. Bir kadının özsavunma hakkını kullandığında sözleşmelerin gözardı edildiğini vurgulayan Gurbet, “Bu da hem hukukun hem de var olan sistemin erkek sistemi olduğu ve kadınlar açısından cinsiyetçi bir yerden baktığının kanıtı. Melek bunlardan sadece bir tanesi. Özsavunma davalarında sürecin nasıl ilerlediğini biliyoruz. Nevin’de Yasemin’de Çilem’de gördük. Dolayısıyla kamuoyu desteği çok önemli. Sadece bu cinayet için değil artan şiddet olayları için örgütlü şekilde yan yana durmamız gerekiyor” diye konuştu.