Arap kadınlar: Tek isteğimiz demokratik ulus sisteminde yaşamak

  • 09:06 14 Ocak 2021
  • Güncel
Dîcle Demhat
 
EYN İSA - Eyn İsa’ya yönelik saldırıların halen devam ettiğini söyleyen Arap kadınlar, “Tek isteğimiz halklarla ortak bir sistem ve herkesin ana dilini konuşabileceği demokratik ulus sisteminde yaşamaktır. Türkiye bunu hazmetmeyip bize saldırıyor. Korkmuyoruz ve yaşamak için ısrar ediyoruz” diyor. 
 
Serekaniye ve Gire Sipi’ye yönelik saldırıların ardından hedef alınan Eyn İsa’ya yönelen Türkiye’ye bağlı grupların saldırıları devam ediyor. Bölgede Rusya ve BAAS Rejimi’ne bağlı güçler bulunsa da merkeze ve köylere yönelik saldırılar ise aralıksız sürüyor. Eyn İsa’da çocuk, genç ya da yaşlı insanlara mikrofon uzattığımızda, “Hegemonik güçlerin topraklarımızda yer almasını veya almamasının bir farkı yok, çünkü her hâlükârda devletler ortaklaşmış ve onların gözü önünde bizi vuruyorlar” diye belirtiyor.   
 
Yaklaşık bir hafta boyunca saldırı altında olan  Hoşan, Xalidiyê, Celbê, Gorhisan,  Xweringeha Seqir, Mişerfê ve Qizelî köylerinde yaşayan yurttaşlar, ihtiyaçlarını gidermek için saldırı tehlikesini de göze alarak M4 Karayolu’nu kullanmak zorunda kalıyor. 
 
Eyn İsa’da yaşayan Arap kadınlar, saldırılara ilişkin ajansımıza konuştu. 
 
‘Korkmuyoruz ve yaşamak için ısrarcıyız’
 
Saldırılardan dolayı sürekli göç etmek zorunda kaldıklarını söyleyen Fatma Qesîr, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Suriye krizinin yaşanmasıyla beraber Cebhet El-Nusra çetesi ortaya çıktı. O zamanlar Reqa şehrinde yaşıyorduk. Savaş Reqa şehrinde ağırlaşınca evimiz çeteler tarafından yakıldı ve göç etmek zorunda kalıp Minbic şehrine yerleştik. Kısa bir dönem sonra savaş Minbic’e de sıçrayınca Minbic’ten Kobanê’ye oradan da Gire Sipi’ye taşındık. DAİŞ çeteleri tarafından yaşanamaz bir hal alan şehirlerde yaşamak gün geçtikçe zorlaşıyordu. İnsanlar katlediliyor, kadınlar dışarı çıkmakta ya da çalışmakta zorlanıyorlardı. Her gün katletmeler kaçırılmalar yaşanıyordu. Ondan kaynaklı QSD güçleri tarafından özgürleşmiş alanlara gidiyorduk. 9 Ekim 2019’da Türkiye ve ona bağlı gruplar tarafından alan işgal edilince yaşam artık yaşanılamaz bir hale geldi. Gire Sipi’den çıkmak zorunda kaldık ve Eyn İsa’ya yerleştik. Burada da aralıksız bir şekilde saldırılar devam ediyor ve bizler artık göç etmek istemiyoruz. Saldırılar olmadığında yaşam her zamanki gibi güvenli ve güzel bir şekilde devam ediyor. Her ne kadar Türkiye ve çeteleri yaptıkları saldırılarla bizi korkutmak isteseler bile biz korkmuyoruz ve yaşamak için de ısrar ediyoruz. Biliyoruz ki çocuklarımızın direnişiyle kazanacağız. Arkamızda duran ve bizi koruyan QSD gücü var. Sonuna kadar da onların yanında olacağız. Bizler herkesin yaşayabileceği demokratik bir sistemde yaşamak istiyoruz. Ama Türkiye’nin tek bayrak, tek dil ve tek bir sisteme bağlı olan sistemini kabul etmiyoruz. Özerkliğimizi her zaman koruyacağız.” 
 
‘Rusya ve rejim güçleri üzerine düşeni yapmıyor’
 
Neredeyse her gün obüs, tank, top ve ağır silahlarla yapılan saldırılar ile karşı karşıya olduklarını ifade eden Ewaş Ismail, bu süreçte çocukların da saldırılardan dolayı okula gidemediklerini söylüyor. Saldırılarla halkın Eyn İsa’yı terk etmesinin amaçlandığını kaydeden Ewaş, “Bizler topraklarımızı bırakmak istemiyoruz. Bu topraklar bizim topraklardır. Eyn İsa’da Rus ve rejim güçleri var fakat üzerlerine düşen görevi yerine getirmiyor. Türkiye’ye bağlı grupların saldırılarına sessiz kalan Rus güçleri, Türkiye ile ortaklığını sürdürüyor.  Sözde Rus güçleri sınırlarımızı korumak için alan yerleşmiş. Fakat verdikleri sözde durmadı. Bizi ve sınırlarımızı koruyan QSD gücüdür” diye belirtiyor. 
 
‘Türkiye bizden ne istiyor’
 
50 yıldır Eyn İsa’da yaşadığını söyleyen Ewaş, “Nasıl bu toprakları bırakıp giderim, nerde yaşayabilirim ki?” diye sorarken saldırıların da son bulmasını istiyor. Ewaş, “İşgal alanlarında yapılan işkence ve insanlık dışı suçları yakından takip ediyoruz ve herkes de biliyor ki eğer burası işgal edilirse bu halk nelerle yüz yüze kalacak. Şu ana kadar hangi devletler komşu devletlere saldırmıştır? Türkiye bizden ne istiyor? Bizler topraklarımızda yaşıyoruz ve herhangi bir halk ihlalinde bulunmamışız. Tek isteğimiz bütün halklarla ortak bir sistem ve herkesin ana dilini konuşabileceği demokratik ulus bir sistemde yaşamaktır. Çeteler yüzünden kendi köyümü terk etmek zorunda kalmışım. Köyümüz Gire Sipi’ye yakın olduğundan kaynaklı Eyn İsa’ya yerleştik” sözleriyle yaşadıklarını dile getiriyor. 
 
‘Demokratik ulus çerçevesinde yaşamak istiyoruz’
 
Ezize Helef ise saldırıların esas nedeninin alanların işgali ve  Özerk Yönetim sistemini ve halkların birliğini bozmak olduğunu belirtiyor. Ezize, M4 Karayolu’na dair ise şu ifadeleri kullanıyor: “M4 Karayolu sürekli kullanılan bir yoldur. Her ne kadar Türk devleti M4 Karayolu’na saldırmadıklarını dile getirseler de doğru değil, çünkü bu yol sürekli saldırı altındadır. Halk ölüm kalım arasında olduklarını bilerek bu yolu kullanmaktalar. Artık halkın Rus ve rejim gücüne güvenleri kalmadı. Gözleri önünde topraklarımıza yönelik saldırılar yaşanırken, onlar sessiz kalmakta. Sadece isim olarak varlar. Fakat QSD ile yaptıkları anlaşmaya uymadılar. Rusya saldırılar başladığında alanı terk etti. Alanda saldırılar olmadığında geri bulundukları alana döndüler. Biz şu an bir ambargo içerisindeyiz. Saldırılar yaşanıyor, hemen yanı başımızda olan Gire Sipi işgal altında, Kobanê Kantonu’na gidip gelmek için saldırıların yaşandığı M4 Karayolu’nu kullanmak zorunda kalıyorsun. Bunca zorluğun içinde ev ihtiyaçlarını almak zorlaşıyor. Dolar yükseldikçe her şey pahalılaşıyor. Rusya’nın yaşanan saldırılara karşı olan sessizliği bizim katledilmemize neden oluyor. Yıllardır Kürt halkıyla beraber aynı yerde yaşamışız. Bizler demokratik bir ulus çerçevesinde beraber yaşamak istiyoruz.”
 
‘Bizi temsil eden QSD’dir’
 
Eyn İsa’ya yönelik saldırılarla göç ettirilmek istendiklerini dile getiren Sayime İsa da, bu saldırılar ile yaşam alanlarının daraltılmaya çalışıldığını vurguladı. Eyn İsa’nın stratejik yapısını ve M4 Karayolu’nun önemine dikkat çeken Sayime, “Eyn İsa, birçok şehre geçiş noktasıdır. Bundan dolayı da saldırılar ile yüz yüzedir. Eğer M4 Karayolu kapanırsa yaşam bizim için zorlaşacak. Eğer bugün buradaysak ve bütün saldırılara rağmen de topraklarımızda yer alıyorsak QSD’ye olan güvenimiz ve onların varlığıyla yaşadığımızı biliyoruz. QSD neredeyse biz de orada olacağız. Bizi temsil eden QSD’dir” diyor.