İSTANBUL - Federe Kürdistan’da yaşananlar ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in tutuklanması protestosunda konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, , “Kürtler statüsüz yaşamak istemiyor. Kürtlerin Türkiye’de verdikleri mücadele Türkiye demokrasisi için vazgeçilmezdir” dedi.

 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İstanbul İl Örgütü Aksaray'da Federe Kürdistan’da yaşananlar ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in tutuklanmasını protesto etmek istediği ve polis saldırısıyla engellenen açıklaması  Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü önünde gerçekleştirildi. Açıklamaya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş sözcüsü İdil Uğurlu,  Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Milletvekili Musa Piroğlu'nun yanı sıra birçok kişi katıldı. Açıklamada “Zaman özgürlük zamanı” “Ölsün kardeşlik kavgası” pankartının açılırken sık sık “Leyla Güven onurumuzdur” ve “Siyasi tutsaklar onurumuzdur sloganları atıldı.

 

‘Buradayız olmaya da devam edeceğiz’

 

Açıklamada ilk olarak sözü alan HDK Eş sözcüsü İdil Uğurlu, Aksaray’da yapmak istedikleri eyleme polisin apar topar saldırdığını belirterek, birçok arkadaşlarının gözaltına alındığını ve tartaklandığını ifade etti. İdil, saldırılardan dolayı geri durmayacaklarını belirterek, “Buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz” dedi. Leyla Güven’in tutuklanmasına  değinen İdil, operasyonun halkların bir arada yaşama iradesinden korktuklarını gösterdiğini dile getirdi. İdil, son olarak Federe Kürdistan bölgesinde yaşananlara değinerek, “Bu kardeş kavgasına bir an önce son verilmeli. Oturup ulusal birlik tartışılmalı. Ulusal birliğin sağlanması için yan yana gelmeliyiz” diye belirtti.

 

‘Kürt halkının direnişi onları bitirdi’

 

Ardından söz alan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise AKP-MHP faşizminin kurumsallaşmaya çalıştığını belirterek, iktidarın bitmiş ve çaresiz durumda olduğunun altını çizdi. İktidarın halklara, kadınlara, gençlere verebilecekleri bir şey olmadığını dile getiren Saliha, “Bir tek zulümleri kaldı. Kürt halkının direnişi onları bitirdi. Kadın mücadelesi onları bitirdi. Onlar da varlıklarını Kürt halkına düşmanlık üzerinden devam ettiriyorlar. Bu nedenle sonuna kadar saldırıyor, düşmanlık ediyorlar” dedi.

 

‘Kürtlerin ulusal birlik oluşturması elzemdir’

 

Devletin MHP tarafından yönetildiğini ifade eden Saliha, milliyetçilik temelinde hareket edildiğini söyleyerek, “Biz de diyoruz ki Kürt halkı mücadelesini sürdürecek. Kürtler verdikleri mücadeleyle bugün Rojava, Bakur ve Rojhilat’ta kazanımlarını elde ettiler. Kürtlerin burada ulusal birliklerini oluşturması elzemdir. Eğer Kürtler kendi aralarında ulusal birliklerini oluşturmazlarsa bugün oluşturulan müdahale ve Kürt düşmanlığı ile bu kazanımların yerle bir edileceğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

 

‘Gün tecridi kırma günüdür’

 

Tarihi bir süreçten geçildiğini belirten Saliha , “Mezopotamya coğrafyası Kürtlerin kadim coğrafyalarındandır. Ama bugün işgalci devletler burada bedelle elde edilmiş kazanımları yok etmek için savaş güdüyorlar. Bu savaşı Kürdistan’ın kalbinde güdüyorlar. Hiçbir Kürt gücü hiçbir savaşa karşı kendi gücünü kendi birleşenini suçlu göremez. Buradan Kürt halkının kazanımlarını korumanın ve büyütmenin kalıcı hale getirmenin tek yolu ulusal birliği korumaktan geçiyor. Kürtler statüsüz yaşamak istemiyor. Kürtlerin Türkiye’de verdikleri mücadele Türkiye demokrasisi için vazgeçilmezdir. Eğer demokratik bir zemin oluşturulmak isteniyorsa burada sessiz kalınmamalı. Kürtlere düşmanlaştırılmaya karşı yapılan taktiklere kapılmamalıdır. Gün özgürlük için bir araya gelme günüdür. Gün tecridi kırma günüdür” şeklinde konuştu.

 

‘Ne Leyla diz çöker ne biz geri çekiliriz’

 

Son olarak söz alan HDP Milletvekili Musa Piroğlu, Leyla’ya yapılan saldırının ülkedeki bütün halklara yapıldığına dikkat çekerek, “Devletin bütün görevlileri artık şunu bilmelidir, Kürt halkının iradesine ve seçilmişlerine saygı duyacaklar. Demokrasi güçleri olarak biz buraya ağır bedeller ödeyerek geldik. Ne Leyla diz çöker ne biz geri çekiliriz” dedi.

 

Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.