Ankara'da Birleşik Gençlik Meclisleri kuruluşunu deklere etti

  • 14:14 21 Aralık 2020
  • Güncel
ANKARA - Ankara’da kuruluşunu deklare eden Birleşik Gençlik Meclisleri, “Gelin hep birlikte omuz omuza verelim, yeni bir dünya kurma kavgasını büyütelim, özgürlük mücadelemizi her yere ulaştıralım. ‘Birlikte yürüyoruz’ şiarıyla örgütlediğimiz kampanyamıza katılalım” diyerek gençlere çağrıda bulundu. 
 
Birleşik Gençlik Meclisleri, İstanbul ve İzmir'in ardından Ankara'daki kuruluşunu deklare etmek için Halkların Demokratik Partisi (HDP) Çankaya ilçe binasında basın toplantısı gerçekleşirdi. Deklarasyonun yapıldığı salonda “Özgürlüğümüz için faşizme karşı birlikte yürüyoruz” yazılı pankart açıldı. Deklarasyon metnini Birleşik Gençlik Meclisi adına Yelda Öztürk okudu.
 
‘Her yanımızı geleceksizlik sarmış durumda’
 
Faşizmin tüm araçlarıyla özgürlükleri ellerinden almak, özgürlük adına atılan her adımı zorla bastırmak, tüm toplumu yalnızlaştırmak, tecrit etmek için çalıştığı günlerden geçtiklerine vurgu yapan Yelda, “Her yanımızı geleceksizlik, açlık, işsizlik, intiharlar, emek sömürüsü, baskılar, kadınlara yönelik saldırılar, gerici savaşlar sarmış durumda. Birlikte aynı sırayı paylaşıp yan yana geldiğimiz arkadaşlarımız, yaşam enerjilerini sömüren geleceksizlikten, ekonomik zorluklardan kaynaklı yaşamlarına son veriyorlar. Gençlik olarak gerici, paralı, niteliksiz, ırkçı, şoven eğitim sisteminin sarmalında sıkışmış; hayatımızı iki saatte belirlemeye, bizleri umutsuzluğa mahkûm etmeye çalışan düzenden bıkmış durumdayız” dedi.  
 
Toplumun en geniş kesimleri yaşadığı bu ablukadan, sorunlardan hiç de azade durumda olmadığına dikkat çeken Yelda, "En başta genç işçi arkadaşlarımız olmak üzere işçi sınıfının çok geniş bir kısmı ay sonunu getiremiyor, kendisini ve ailesini geçindiremiyor. İş cinayetleri ve borçlar, sürekli derinleşen ekonomik ve sosyal sorunlar ile hayatımız çalınıyor. Toplumsal çelişkilerin bu kadar derinleştiği, sorunların bu kadar katmerleştiği, Kürt halkının, işçilerin, kadınların, gençlerin özgürlük çığlığının bir soluk aradığı bu günlerde egemenler, iktidarını sürdürebilmek için şiddeti ve baskıyı alenileştiriyor, toplumsal öfkenin patlamasına karşı hazırlıklar yapıyor. Libya’da, Karabağ’da Kuzey ve Doğu Suriye’de cihatçı çeteleri silahlandırmaya ayrılıyor. Başta Kürt ulusu olmak üzere ezilen ulusları hedef alan Ortadoğu halklarına katliam ve göç yollarını gösteren bir savaş politikası esas alınıyor" ifadelerini kullandı. 
 
‘AKP-MHP faşizmin saldırılarının tetikçiliğini üstleniyor’
 
Devletin tüm kurumlarıyla erkekliği körüklediğini belirten Yelda, kadınların, LGBTİ+’ların yaşamlarını hedef alan toplumsal cinsiyet rollerini, topluma dayatarak iktidarını sürdürmeyi hedeflediğini ifade etti. Kadın kazanımlarının hedef alındığını kaydeden Yelda, ”Cinsel suçlardan yargılanan suçluları serbest bırakan tacizi, tecavüzü cezasızlıkla ödüllendiren AKP-MHP iktidarı bugün faşizmin saldırılarının tetikçiliğini üstleniyor. 12 Eylül Askeri Faşist Cuntasının ürünü olarak karşımıza çıkarılan YÖK, devletin neo-liberal eğitim politikalarıyla eğitim niteliksizliğini her geçen gün büyütürken; özelde gençliği, genelde ise tüm toplumu anti-bilimsel bir çizgiye çekiyor.  Pandemi sürecinde dahi eğitime ayrılan bütçenin genişletilmesi düşünülmüyor. Yük olarak görülüyor” ifadelerine yer verdi.
 
‘Toplumun en dinamik ve enerjik kesimi gençlik’
 
Yelda sözlerini şöyle sürdürdü: “Faşizm, toplumsal sorunların sistem içi çözüm yollarının tamamen tükendiği bir koşulda, toplumun nefes alan bütün hücrelerini, mücadele eden tüm kesimlerini baskı altına almaya, korku duvarları yaratarak bizleri susturmaya çalışıyor. İşçilerin, emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençliğin sesi olmaya çalışanları tutuklayarak, işkence ederek yıldırmak istiyor. Dış savaşlarla şovenizmin körüklendiği, ezilen uluslara yönelik nefret saldırılarının yoğunlaştığı günlerden geçiyoruz. Saldırıların bu kadar yoğun olması ne ilktir ne son olacaktır. Çünkü egemenler dünya genelinde emperyalist-kapitalist sistemi derinden sarsan, çöküşü hızlandıran büyük bir ekonomik ve siyasi krizle karşı karşıyalar. Bu krizin yarattığı ekonomik, sosyal, psikolojik yıkıma, ırkçılığa, baskılara karşı dünya halkları Latin Amerika'dan ABD'ye, Fransa'dan Lübnan’a kadar ayağa kalkıyor. Bu eylemlerin en önünde dövüşenler yine toplumun en dinamik ve en enerjik kesimi olan gençlik. Çünkü ABD'den Avrupa’ya, oradan Ortadoğu’ya kadar biz gençlerin yaşamını hedef alan, geleceksizleşmeyi dayatıp bizleri ucuz işgücü olarak gören, yeteneklerimizi yok sayıp hepimizi aynılaştıran, burjuva kültürü ve anlayışı ile bilincimizi körelten sistemin ta kendisidir.  
 
Sorunlarımız ortak, kurtuluşumuz da ortak
 
Bugün imkân ve olanaklarımızla birbirini besleyen ve güçlendiren bir hattın inşasının, omuz omuza yürüttüğümüz birleşik mücadeleyi yükseltmenin bu sorumluluğa yanıt olacağını görerek önümüzdeki dönemde gençliğin birleşik mücadelesini büyütmeyi, imkân ve olanaklar yaratmayı, gençliğin yaşadığı sorunlara karşı birlikte mücadele yürütmeyi önümüze hedef olarak koyuyoruz. Sorunlarımız ortak, kurtuluşumuz da ortak. Özgürlüğümüz için faşizme karşı mücadeleyi büyütmek üzere önümüzdeki süreçte emekçi semtlerde, liselerde, kampüslerde, sokaklarda birleşik mücadeleyi ‘Birlikte Yürüyoruz’ şiarıyla örgütleyeceğimizi ifade ediyoruz.  Buradan yaşadığı sorunlar karşısında çaresiz ve yalnız olduğunu düşünen tüm genç arkadaşlarımıza çağrımızdır. Gelin hep birlikte omuz omuza verelim, yeni bir dünya kurma kavgasını büyütelim, özgürlük mücadelemizi her yere ulaştıralım. ‘Birlikte yürüyoruz’ şiarıyla örgütlediğimiz kampanyamıza katılalım. Gençliğin birlikteliğinden aldığımız güçle yürüyelim! Bizler Birleşik Gençlik Meclisleri bileşenleri olarak İzmir meclisinin kurulduğunu ilan ederek gençleri meclis çatısı altında örgütlenmeye, mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Çaresiz ve yalnız değiliz! Çözüm harekete geçmekte, çözüm devrime omuz vermekte!”