
‘O günleri de verilen mücadeleyi de unutmadık’
- 09:01 20 Aralık 2020
- Güncel
MARDİN - Nusaybin’deki yasağın üzerinden geçen 5 yıla rağmen yaşananları unutmadıklarını söyleyen kadınlar, “Şimdi herkes Kürtleri yok etmek için plan kuruyor. Bugün gördüğüm şeyler, yaşadığım şeylerden daha acı” dedi.
Mardin'in Nusaybin ilçesinde 14 Mart 2016'da ilan edilip 25 ayın sonunda 20 Nisan 2018'da kaldırılan sokağa çıkma yasaklarının üzerinden 5 yıl geçti. Mart ayına kadar Ekim 2015'ten sonra belli aralıklarla 7 kez ilan edilen ve bu süreç içerisinde 25 sivilin hayatını kaybettiği yasakların ardından ilçede Dicle, Fırat, Abdulkadirpaşa, Yenişehir, Zeynel Abidin ve Kışla mahalleleri, çatışmaların ardından kepçelerle yerle bir edildi. Binlerce insanın göçe zorlandığı ilçede o dönemde yaşananlar aradan geçen zamana rağmen halen ilk günkü gibi taze.
‘Polisler beni deli sanıyordu’
2015-2016 yılları arasında yaşanan çatışmalar tanıklık eden ilçe sakinlerinden biri de Ayşe Şaman. Çatışmaların yaşandığı Yenişehir Mahallesi’nde yaşayan Ayşe, çatışma ve yasaklara rağmen aylarca evinden çıkmadı. 14 Mart'ta ilan edilen son yasaktan sonra da 20 gün boyunca evinde kalan Ayşe, günlerce aç ve susuz kaldığını söyledi. Ayşe o dönemde yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bir gün uyandık ki Nusaybin bombalar altında kalmış. O gün sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Bomba ve kurşun sesleri kapılarımızın önünden geliyordu. Her seste biz evlerimiz yıkıldı sanıyorduk. Bizlere sürekli evlerimizden çıkmamızı söylüyorlardı. Ama onlara karşı cevabımız hep aynı oluyordu, biz evlerimizi hiçbir zaman bırakmadık. Bu topraklar bizimdi ve onlara gidecek onların bizler değil onlar olduğunu söylüyorduk. Ben yasaklarda marta kadar evde kaldım. Evimden ayrılmadım. Evimden ayrılmadığım için de polisler beni deli ilan etti. Ben her alanda çok büyük zahmet çektim. Biz kendi evlerimizde günlerce aç ve susuz kaldık. Sürekli elektrik ve suları kesiyorlardı. Ben de koyunların sütünden yaptığım yoğurt ve peyniri komşularla paylaşıyordum. Bazen yasakta sokağa çıktığımda polisler beni görüp deli diyorlardı.”
‘Acı ve kabul edilemez’
Yaşadığı zorluklara karşı daima direndiklerini söyleyen Ayşe, Kürt halkı üzerinde bugün kirli ve sinsi bir oyun oynandığını söyledi. 5 yıldır o günleri arayarak güne uyandığını ifade eden Ayşe, “Ben çıktıktan sonra evim yıkıldı, evimden geriye hiç bir şey kalmadı. Ama her şeye rağmen biz buradayız ve bir yere gitmedik. Her şey bir yana o yasaklarda yaşamını yitiren gençlerin hiç birini unutmadım. Onlarla birlikte büyük bir direniş yaşandı. Şimdi aradan 5 yıl geçti ama her gün keşke o günlere geri dönebilsek diyorum. O gün yaşananları bugünlerden daha güzel buluyorum. Bugün her yönden Kürt halkına doğru sinsi ve kirli bir oyun oynanıyor. Bunları görmek de canımı acıtıyor. O gün yaşanan direnişi hatırlıyorum ama şimdi yapılanlar çok daha acı ve kabul edilemez" şeklinde konuştu.
‘Bir gün olsun unutmadım’
Yasaklarda yaşanan çatışmalarda oğlu Abdullah Ak’ı (20)'ı kaybeden Ayten Ak ise aradan geçen zamana rağmen o günleri bir gün olsun unutmadıklarını dile getirdi. Çatışmalarda oğlu ile birlikte onlarca gencin katledildiğini belirten Ayten, "Oğlum burada aylarca direndi. Baskı ve zulüm altında büyük bir mücadele verdiler. O günlerde yaptıkları sözler ile anlatılmaz. Oğlumun her anısı her gülüşü hala aklımda. Onu bir gün olsun unutmadım. Oğlum katledildikten sonra cenazesini ben aylarca alamadım. Buradan başka şehirlere gönderildi. Biz DNA örneği verdikten sonra bile aylar sonra cenazemizi alabildik. Aylar sonunda küçük bir torba içinde oğlumun kemiklerini bana İstanbul'dan gönderdiler. Cenazeyi aile ile birlikte defin etmemize bile izin vermediler. 2018 yılında cenazeyi aldığımızda polisler bize ‘Siz Ermeni’siniz o yüzden cenazeyi Müslüman mezarlığında defin edemezsiniz’ demişlerdi. Ben ve babası ikimiz tek cenazeyi polis ablukasında toprağa verdik" dedi.
‘Kürtler yok etmek için plan kuruyorlar’
Zor günler yaşadıklarını ve büyük kayıplar verdiklerini kaydeden Ayten, “Kayıplar ve verdiğimiz bedellerin yanında kazandığımız şeyler de oldu. Halkımız bunların farkında olmalı. Bugünlere her baktığımda keşke o zamanda olsaydık diye dua ediyorum. Şimdi herkes Kürtleri yok etmek için plan kuruyor. Bugün gördüğüm şeyler, yaşadığım şeylerden daha acı. O gençlerin kanının arkasında durmalı ve ona göre hareket etmeliyiz” diye konuştu.