İZMİR - Cezaevlerine yönelik gerçekleştirilen 19 Aralık Katliamı'nın 20’nci yılında 8 kurum yaptıkları ortak açıklama ile katliamın sorumlularının yargılanana kadar mücadeleye devam edeceklerini duyurdu. 

 

F Tipi Cezaevleri'ne geçilmesine ilişkin açlık grevi eylemleri gerçekleştirilen ve onlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olan 19-22 Aralık 2000 tarihinde gerçekleştirilen ‘Hayata Dönüş’ adıyla gerçekleştirilen katliamın yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirildi. İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Temsilciliği, Özgürlük için Hukukçular Derneği İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi, Ege TUAY-DER, Hak İnisiyatifi, Halklar Arası Dayanışma Köprüsü Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği ve İmece Dostluk ve Dayanışma Derneği' gerçekleştirdiği ortak açıklama, Eski Sümerbank önünde yapıldı. Açıklamada “19 Aralık Katliamını unutmadık unutturmayacağız” yazılı pankart taşınırken sık sık “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” ve “Hasta mahpuslara özgürlük” sloganları atıldı. Basın açıklamasını ÇHD İzmir Şube Başkanı Erdoğan Akdoğdu okudu.

 

'Devletin işlediği tüm suçlarda cezasızlık temel politika'

 

Aynı anda 20 ayrı cezaevindeki siyasi tutsakların kaldığı bloklara operasyon sonrası 30 tutsak ve 2 asker olmak üzere toplam 30 kişinin hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, tanıkların anlatımı, yargılamalar sırasında sunulan belge ve delillerin doğrudan yok etme saiki ile planlandığı belirtildi. Açıklamada “Hayata dönüş operasyonunun ardından sürdürülen eylemler nedeniyle 121 kişi çeşitli nedenlerle hayatını kaybetti. Ölüm orucu sırasında cezaevinde 48 kişi, ölüm orucunu destekleyen tutuklu yakınlarından 7 kişi, tahliye olduktan sonra ölüm orucunu sürdürürken 12 kişi, kendini yakarak 10 kişi, tedavi sırasında 1 kişi, saldırı sonucu 1 kişi, intihar saldırısı sonucu 6 kişi, 5 Kasım 2001'de Küçükarmutlu'da düzenlenen polis operasyonunda 4 kişi hayatını kaybetti. AKP döneminde, katliama katılan askerlerin göstermelik yargılamaları ise hukuk koridorlarında 20 yıldır sonuçlanmayı bekliyor. Devletin işlediği tüm suçlarda olduğu gibi burada da cezasızlık temel politikadır” sözleri yer aldı.

 

'Cezaevleri tabut işlevi görüyor'

 

Cezaevlerinin "hasta tutsakların tabutu" işlevi gördüğü, tecrit politikasının tüm cezaevlerinde, cezaevi yönetimleri ile bakanlık arasında "topu birbirlerine attıkları bir oyuna" dönüştüğü belirtilen açıklamada tutsakların fiziksel ve psikolojik bütünlüklerinin ciddi şekilde zarar görmesine neden olan tek kişi ya da küçük grup tecrit uygulamalarının kronik bir sorun olarak varlığını koruduğu ifade edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Adalet Bakanlığı'nın 10 tutuklu ve hükümlünün haftada 10 saat bir araya gelerek sosyalleşmesini öngören 22 Ocak 2007 tarihli genelgesi (45/1) yürürlükte olmakla birlikte inatla ve ısrarla uygulanmamaktadır. Bu sorun Covid-19 salgını kapsamında cezaevlerinde alınan tedbirler ile daha da derinleşmiştir. Bu nedenle Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) 'Tutukevlerindeki mahkumların günün makul bir kısmını (sekiz saat veya daha fazla) hücreleri dışında, belirli amacı olan ve değişen faaliyetler yaparak geçirmeleri hedeflenmelidir' şeklinde ifade edilen standart ilkesini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.” 

 

'Tüm ülke cezaevine dönüştü'

 

Açıklamada, iktidarın ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getiren, hukuku baskı ve sindirme aracı olarak kullanmaya yönelik politikaları sonucunda bütün ülkenin cezaevi koşullarında yaşadığı belirtildi. Açıklama şöyle devam etti: “Bu topraklar emekçiler, ezilen halklar, yok sayılan inançlar için halklar hapishanesidir.  19 Aralık üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen maalesef değişen bir şey yoktur. Adalet Bakanı’nın çıkıp yeni hapishanelerin inşası sürüyor açıklaması bile bu vahim tabloyu özetlemeye yeter.”

 

Açıklamada son olarak katliamın sorumlusu tüm faillerin yargılanıp cezalandırılmasına kadar mücadele etmeye devam edileceği belirtildi.

 

Açıklama sloganlarla sona erdi.