
KESK’li kadınlardan istismar failinin başka okula atanmasına tepki
- 16:19 15 Aralık 2020
- Güncel
İSTANBUL- KESK İstanbul Kadın Meclisi, 30’u aşkın öğrenciye cinsel istismarda bulunan Cizre Merkez Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Burak Ercan’ın “güvenlik” iddiasıyla Sultangazi ilçesi Orhangazi Ortaokulu'na atanmasını yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.
Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Kadın Meclisi, Şırnak’ta 30’u aşkın öğrenciye cinsel istismarda bulunan Cizre Merkez Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Burak Ercan’ın “güvenlik” iddiasıyla Sultangazi ilçesinde bulunan Orhangazi Ortaokulu’na atanmasına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Okul önünde yapılan açıklamada, "İstismarcıyı koruma çocuklarımızdan uzak tut" pankartı açılırken, sık sık "Erkek adalet değil gerçek adalet" ve "Cinsel istismarı aklama, örtbas etme yargıla" sloganları atıldı. Açıklamayı, KESK Kadın Meclisi adına Şenay Garip yaptı.
‘Çocuklar ve kadınlar baskı altına alınıyor’
Türkiye’de çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarında son on yılda üç kat artış yaşandığını, bu artışın tesadüf olmadığını belirten Şenay, sadece ortaya çıkarılan cinsel istismar vakalarının yüzde 10 olduğunu bildiklerini söyledi. Şenay, “Faillerin çok büyük bir kısmı çocuğun yakından tanıdığı kişilerdir. Çocukların beyanı faillerin; baba, amca, dayı, abi, akraba öğretmen, komşu ve güvenlik güçleri olduğunu göstermektedir. İstanbul Barosu yayınladığı raporda; 2014-2019 tarihleri arasında cinsel istismar suçu nedeniyle, sadece soruşturma aşamasında 10 bin 844 mağdur çocuğa avukat görevlendiklerini açıklamıştır. Bu demektir ki aslında bu kadar dava ve ceza alması gereken cinsel istismar suçlusu bugün aramızda gezmektedir. Peki, neden çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında suçu işleyenler serbest bırakılıyor? Çünkü erkek devletin tüm kurumları cinsel şiddeti uygulayan failler ile dayanışıyor, mahkemeler serbest bırakıyor, eğitim kurumları ört bas ediyor, cezasızlık failleri güçlendirip mağdur edilen çocukları ve kadınları baskı altına alıyor“ dedi.
‘Çocuğun beyanı esas alınmalı’
Ailelerin çoğunun çocukları susturup istismarı sakladığına dikkat çeken Şenay, ailelerin bugün burada olmamalarının nedeninin ise okullarda erkek öğretmenlerin uyguladığı cinsel istismar nedeniyle okul yönetiminin acilen durumu savcılığa bildirmek zorunda olduğunu ve soruşturma süresince failin açığa alınmasının gerekeceğinin altını çizdi. Şenay, "Çocuğun beyanı esas alınarak gerek adli gerekse idari soruşturmalar çocuğun yüksek yararını gözeterek yapılmalı, suçu işleyen öğretmen tutuklanmalı ve bir daha hiç bir eğitim kurumunda çalışmasına izin verilmemelidir. Ancak süreç çocuğun yüksek yararını gözeten bir yerden değil tam da cinsel istismarı uygulayan suçlu olan öğretmeni koruyan kollayan bir yerden işletiliyor. Şimdi anlatacağımız olay Cizre de gerçekleşmiştir. Bu süreç Milli Eğitim Bakanlığı’nın, cinsel istismar suçlarını işleyen öğretmenleri nasıl koruduğunu açıkça gösteriyor" sözlerini kullandı.
‘Savcılıkta 18 şikayet dilekçesi var’
Çocuklardan birinin 26 Nisan 2019’da fail Burak Ercan tarafından maruz kaldığı istismarı anlattığını hatırlatan Şenay, şu sözleri kullandı: “Aynı gün okul, durumu Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildiriyor, cuma gününü takip eden pazartesi günü üç öğrenci daha okul idaresine giderek benzer çeşitli iddialarda bulunuyor. 2 Mayıs günü 3 öğrencinin ailesi okula gelerek şikâyet dilekçesi veriyor. Akabinde sayısız öğrenci benzer durumlarla ilgili öğretmenlerine, rehberlik servisine ve okul idaresine beyanda bulunuyor. 6 Mayıs günü Cizre Cumhuriyet Savcılığı’na öğrencilerin şikâyet dilekçeleri ulaştırılıyor. Bu dönem herhangi bir tedbir alınmadığı için 13 gün boyunca söz konusu öğretmen okula gelip mağdurlar ile aynı ortamda bulunuyor, 8 Mayıs günü sosyal aracılığıyla kamuoyuna yansıyor. Nihayet 9 Mayıs’ta söz konusu öğretmen kaymakamlık tarafından açığa alınıyor. 20 Mayıs günü Bakanlık müfettişleri okula ulaşarak resmi tahkikata başlıyor. Süreç boyunca savcılıkta 18 adet şikâyet dilekçesi oluşuyor. Pek çok öğrenci ise sadece sözlü ifade vereceğini savcılığa gidemeyeceğini rehberlik servisi ve idareye bildiriyor ancak Bakanlık müfettişlerinde 40’ın üstünde tacize uğradığını beyan eden ifade oluşuyor. Olay açığa çıkmadan önce bazı öğrencilerin başka bir öğretmenlerine konuyu anlattıkları, bu öğretmenin ise konuyu kapatmak için öğrenciler üzerinde baskı oluşturduğu iddia ediliyor. Bu iddialarla ilgili yazışmalar gösterilmesine rağmen bu öğretmenle ilgili herhangi bir soruşturma başlatılmıyor. Savcılık, dosya üzerinde gizlilik kararı almış bulunmakta.”
Dosyaya gizlilik kararı getirildi
Teftiş kurulu tarafından ihraç talebinde bulunduğu ancak bürokratik kanallarla bu durumun hafifletilmiş ve kademe durdurma cezasına dönüştürüldüğünü dile getiren Şenay, söz konusu öğretmenin önce Urfa’da görevlendirildiğini söyledi. Şenay, devamında şöyle dedi: “Şanlıurfa’da haberin duyulması ile kampanya düzenleniyor ve bu kişinin o ile gönderilmesi engelleniyor. Bu konu da basına yansıyan haberler bulunmaktadır. Bunun üzerine söz konusu fail İstanbul iline görevlendiriliyor ve maalesef 1 yıldır gizlilik kararı olması sebebiyle ulaşamadığımız okul bilgisine, bir velinin sendikamıza ulaşarak kişinin okullarında olduğunu ve çocuklarla ilgili kaygılarını ifade etmesi üzerine bilgimiz olmuştur. Onlarca çocuğun açık beyanına rağmen, söz konusu fail, önünde olduğumuz Orhangazi Ortaokulu’nda 'öğretmenliğe' devam etmektedir.”
‘İstismarı önlemek mümkün’
Geçtiğimiz hafta ilk duruşması görülen ve iddianamede “basit taciz” ifadesi kullanıldığını, davanın da ertelendiğini söyleyen Şenay, “Hala görevden alınıp alınmamasına dair değerlendirme yapılmamış, bu karar sonraki duruşmalara bırakılmıştır. Çocuklara sistematik taciz suçu ile yargılanan Burak Ercan'ın görevde olmasını, pandemi sebebiyle uzaktan internet ortamında da olsa çocuklarla iletişim halinde olmasını kabul etmiyoruz. Burak Ercan’ı çocuklarımızdan ve okullarımızdan uzak tutun. Burak Ercan bir an önce görevden alınmalı, dava sonuçlanıncaya kadar herhangi bir okulda görev verilmemelidir. Cinsel istismarı önlemek mümkündür. En önce cinsel istismarda bulunanlara yönelik af tartışması bir an önce bitmeli ve geri çekilmelidir. Cinsel istismarın affı olmaz. Kamuoyunda sürekli olarak cinsel istismarda bulunan failleri aklayıcı ifadeler kullanılmaktadır. Yanı suç işlenmektedir. Sürekli olarak hükümet tarafından getirilen cinsel istismara yönelik yasa düzenlemeleri çocuktan yana değil faili koruyan bir yerden düzenlenmektedir. Devlet bu zihniyetine son vermelidir" diye konuştu.
KESK Kadın Meclisi, son olarak şu talepleri sıraladı:
“*Tüm öğrencilere cinsel istismar durumunda nasıl bir yol izleyebilecekleri, cinsel istismar ve ihmale karşı koruyucu önlemlerin ders olarak anlatılmasını, cinsel istismar iddiası ile soruşturma başladığında tedbir olarak fail, eğitim öğretim kurumlarında çalışıyor ise derhal görevden uzaklaştırılmalıdır.
*Mahkemeler cinsel istismar sucunu işleyenden yana taraf olmuştur. Mahkemeler istismarcıları değil çocuğun yanında yer almalıdır. Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz.
*Eğitim kurumları çocukların kendilerini güvende hissettikleri yerler haline getirilmelidir.”