
‘Hak ihlallerinin üstü kapanmak isteniyor’
- 09:04 14 Aralık 2020
- Güncel
DİYARBAKIR - İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Bataray, son bir yılda hak ihlallerinin çok fazla yaşandığını söyleyerek, “Gündeme oturan konulardan biri de işkence konusuyken hem gözaltı merkezlerinde hem de sokakta gösteriler esnasında çok yoğun fiziki işkenceleri yaşandı ve bunlar raporlarımıza da yansıdı” dedi.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 1948'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda kabul edildiği gün olan 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Haftası olarak kutlanıyor. Bölgede ve ülkede hak ihlalleri tablosu gün geçtikçe daha da ağırlaşarak devam ediyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Bataray, geçen bir yıl içerisinde yaşanan hak ihlallerine değindi. Rahşan, hak ihlallerinin duyurulmasına ilişkin insan hakları savunucularına dönük büyük bir baskının olduğunu kaydederek yapılan ihlallerin üstünün örtülmek istendiğine dikkat çekti.
‘Haklar konusunda bilinçlendirme çalışmaları yürütüyoruz’
Rahşan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün 72’inci yılında olduğunu dile getirerek, Türkiye’nin ise bildirgeyi 27 Mayıs 1949 yılında kabul ettiğini kaydetti. Rahşan, “Biz İHD olarak Türkiye’de faaliyet yürüten diğer insan hakları kuruluşlarıyla özellikle İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile topluma yönelik ihlalleri raporlama, haklar konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Tabi bu yıl pandemi koşullarından kaynaklı çok farklı gelişiyor. Daha önce hak bilincini artırmak için evlerde, mahallelerde, kahvelerde, kafelerde broşür dağıtma, paneller, seminerler yapıyorduk. Bu yıl ise daha çok sosyal medya üzerinden çalışmalarımızı devam ettirmeyi düşünüyoruz” dedi.
‘Her gün yeni ihlallerle uyanıyoruz’
Rahşan İnsan Hakları ihlallerinin giderek arttığını belirterek, her gün yeni ihlallerle uyandıklarını söyledi. Salgının da beraberinde çok büyük insan hakları ihlallerini ve mağduriyetleri getirdiğini ifade eden Rahşan, “Tabi bu hak ihlalleri dünya genelinde olan bir şeydi. Ama maalesef ki uzun yıllardır Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde ihlallerin artarak devam ettiğini görüyoruz. Özellikle son dönemlerde insan hakları, kadın hakları alanında mücadele yürüten örgütler, yine avukatlara yönelik yargı eliyle gözaltı tutuklama ile baskının çok arttığını görüyoruz. Mesela avukatların yürüttüğü mesleki faaliyetlerden kaynaklı gece yarıları evleri basılıp gözaltına alınıp sorgulanabiliyorlar. Yine birçok şube başkanımız, şube yöneticimiz gözaltına alınıp insan hakları faaliyetlerinden cezalar aldılar. Ve diyebiliriz ki hiçbir dönem insan hakları savunucularına dönük bu kadar baskı yaşanmamıştı” sözlerine yer verdi.
‘Muhaliflere dönük baskı çok yoğun’
“Muhaliflere dönük baskılar yargı eliyle çok yoğun bir şekilde devam ediyor” diyen Rahşan, “Bu baskıyı, tutuklamayı ve ihlali AİHM’in Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş için verdiği kararında görüyoruz. Yine gündeme oturan konulardan biri de işkence konusu. Hem gözaltı merkezlerinde hem de sokakta gösteriler esnasında çok yoğun fiziki işkence yaşandı ve bunlar raporlarımıza da yansıdı. Örneğin Van’da helikopterden atma iddiası vardı. Orada işkence vardı ve bu işkenceden dolayı çok ağır bir hak ihlali yaşandı. Maalesef güvenlik görevlileri hiç çekinmeden işkence uygulayabiliyorlar. Kadına ve çocuğa dönük hak ihlallerinde ciddi bir artış söz konusudur. Pandeminin başlarında çıkarılan infaz yasasında kadınlar ve çocuklar kendilerine şiddet uygulayan sanıklarla baş başa kaldığını gördük. Buda yüzlerce kadının katledilmesine neden oldu. Hak ihlallerinin yanı sıra hak ihlalleri ile mücadele eden kadınlara dönükte gözaltı ve tutuklama oldu” şeklinde konuştu.
‘Hak ihlallerinin üstü kapanmak isteniyor’
İhlallerin duyurulmasına ilişkin büyük bir baskının da olduğunu kaydeden Rahşan, “Sorumluların cezalandırılmasını isteyen, durumu, işkenceyi raporlayan insan hakları savunucuları oldu. Bunların dile getirilmemesi ve üstünün kapatılması için de baskılar artıyor. Ayrıca eskiden hak ihlalleri ne kadar devam etse de AB ülkelerini yaptığı açıklamalar ve kararlar baskı oluşturuyordu buda geri adımlar atılmasına neden oluyordu. Fakat şimdiki dönemde ise bu konuda sessiz kalma var. AİHM’in verdiği tartışılır kararlar var” ifadelerini kullandı.
‘Bilinçlendirme noktasında sınırlı imkânlarımız var’
Rahşan son olarak, “İnsan hakları alanında bilinçlendirme çalışmaları daha fazla devletin eğitim kurumlarında, çalışanlarına yönelik hak bilincinin yükseltilmesi için ekstra çalışmalar yapılması gerekir. Maalesef yıllardır bunlar da gönüllü ve sınırlı koşullarda çalışan insan hakları savunucuları üzerinden yürütülmektedir. Ayrıca eskiden panelleri daha rahat koşullarda yaparken şimdi pandemi koşulları nedeniyle aksadığını söyleyebiliriz. Ayrıca engelleme açısından çok fazla baskı var buda aksama nedenlerinden sayılabilir. Her gün sokakta yüzlerce binlerce mültecilerin, göçmenlerin geçip gittiğini görüyoruz. Ki onlarda çok fazla hak ihlaline maruz kalıyor ve onlara ilişkin hiçbir koruma ve bilinçlendirme çalışmaları yürütülmüyor. Bu konuda sınırlı imkânlarla da olsa çalışmalarımızı yapıyoruz” sözlerine yer verdi.