Faili meçhule bırakılan dosyalarda 5 yıldır hiçbir ilerleme yok

  • 09:01 14 Aralık 2020
  • Güncel
Rojda Aydın
 
ŞIRNAK - Cizre’de ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve katliamın üzerinden 5 yıl geçti. Ancak katliama ilişkin pek çok dosya “hukuka uygun” denilerek takipsizlik kararıyla sonuçlandı. Faili meçhule bırakılan dosyalarda 5 yıldır hiçbir ilerleme yok.
 
Şırnak Valiliği’nin 14 Aralık 2015’te Cizre ilçesinde ilan ettiği sokağa çıkma yasağı 79 gün sürdü. 2 Mart 2016’da sona eren abluka ve saldırılarda 300’e yakın kişi katledildi. Yasak boyunca aralarında ağır yaralıların olduğu ve bodrumlara sığınan 177 kişi, polis ve asker tarafından yakıldı. 92 kişi kimlik bilgileri açıklanmadan kimsesizler mezarlığına defnedildi.
 
Abluka boyunca hiçbir gazeteci, siyasetçi, kurum ya da kuruluşun Cizre’ye girmesine izin verilmedi. Cizre ablukasında sivil yerleşim alanlarına yönelik top atışları ve psikolojik baskı yöntemleriyle halk göçe zorlandı. Direniş tarihiyle tanınan Cizre halkı, baskılar karşısında da evlerini ve topraklarını terk etmedi.
 
Yargı süreci
 
Katliam ve hak ihlallerine karşı 2015 ve 2016’da Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) çok sayıda başvuru yapıldı. Bu başvurularda AYM ve AİHM’den hak ihlallerinin önüne geçebilmek için geçici tedbir kararları vermeleri istendi. AİHM, içtüzüğünün 41’inci maddesi uyarınca bu başvuruların öncelikli olarak ele alınmasına karar verdi. AİHM, bu kararın bir sonucu olarak 15 Aralık 2016’da sokağa çıkma yasakları bağlamında 160’tan fazla kişiyi temsilen yapılan 34 başvuru hakkında Türkiye’den savunma istedi ve esas hakkında 13 Kasım 2018’de duruşma yaptı. AİHM, 7 Şubat’ta açıkladığı kararında Cizre sokağa çıkma yasağı ve ölümleri ile ilgili yapılan başvuruları “Kabul edilemez” buldu.
 
Mahkemenin ihlallere bakışı
 
AİHM, başvuruların hem esası hem de kabul edilebilirliğiyle ilgili duruşma yapmaya karar verdiğini Temmuz ayında duyurdu. Ancak Mahkeme bütün dosyalar için duruşma yapmak yerine içlerinden iki dosyayı seçerek bu iki dosyada yapılacak olan usul ve esas tartışmalarını, geri kalan bütün dosyalar için de uygulamaya karar verdi. Sokağa çıkma yasağının yasallığını Ömer Elçi dosyası üzerinden, sokağa çıkma yasakları sonrasında Cizre’de yürütülen operasyonun niteliği ve ölümlerin hukuki tartışmasını da Orhan Tunç dosyası üzerinden yapacağını açıkladı. Kabul edilebilirlik ve esas üzerine yapılan duruşmaya, Avrupa ve Türkiye’den birçok kuruluş temsilcisi ve avukat katıldı. Cizre’de devlet eliyle yapılan katliam ilk defa uluslararası bir mahkemede tartışıldı. Cizre’deki katliamlarla ilgili devlet ilk defa savunma yapmak zorunda kaldı. Türkiye, kamuya açık alanda yasak ilan etmesi ve Cizre bodrumuyla ilgili kendini aklamaya çalışan bir savunma raporu sundu.
 
Kayıp 14 cenaze
 
Yasak sırasında hayatını kaybeden sivillere ilişkin açılan soruşturma dosyaları da bir bir kapatılıyor. Bu güne kadar AYM’de Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarının baktığı 121 dosyadan 42 dosya bulunurken, 83 dosyaya ise “takipsizlik” verildi. 66 dosyaya “takipsizlik ve görevsizlik” ve 4 dosyaya da “daimi arama kararı” verildi. "Örgüt üyeliği" iddiasıyla verilen kararların birçoğunda ise ölümler "hukuka uygun" kabul edildi.
 
Kayıp cenazeler
 
Ailelerin vermiş olduğu DNA örneklerine rağmen cenazeleri bulunmayan 14 kişi bulunuyor. Bu kişilerin isimleri ise şöyle: Feride Yıldız, Sakine Durmuş, Mardin Çelebi, Hacer Arslan, Osman Gökhan, Hüseyin Derviş, Servet Aslan, İdris Susin, Ali Aslan, Cemal Pürlek, Emrah Aşkan, Osman Esmeray,  Mustafa Keçanlu ve Emrah Aşkın.
 
‘2021 yılında kararın çıkmasını tahmin ediyoruz’
 
Dosyalara bakan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, dosyalar hakkında şunları aktardı: “Devletin bu sokağa çıkma yasağı dönemindeki yaşanan ölümlerle yaşanan gerçeği ortaya çıkarma gibi ne hukuksal ne ahlaki ne de vicdani bir sorumluluğu yok. Tüm dosyalarda kimi farklılıklar yaşansa bile aşağı yukarı benzer şekilde dosyalar gizli tanıklarla, tanıklarla ve arşiv araştırma tutanaklarıyla hayatını kaybeden kişilerin kriminalize ve terörize edilerek, dosya gerçeklik dışında bir yaklaşımı kapatmaya dönük. Şu ana kadar kapatılan tüm dosyalarda da bu yaklaşımı görüyoruz ve bu yaklaşım sadece yerel anlamda savcılıkların yaklaşımı değil, üst mahkemeler diyebileceğimiz idari mahkemelerin de ya da diğer sulh ceza hakimliklerine yaptığımız itirazlarda da benzer yaklaşımı ve tutumu görüyoruz. Şu an AYM’ye götürdüğümüz dosyalarda ne kadar verileceği henüz belli değil. En azından 2021 yılında kararın çıkabileceğini tahmin edebiliyoruz. Bu karar şu bakımdan önemli: Sokağa çıkma yasağı devam ediyorken Cizre üzerinden AİHM’e taşınan dosyalarda, AİHM ‘kabul edilmezlik’ kararı vererek dosyaların AYM tarafından incelenmesine usulü anlamda karar verdi ve AYM vereceği kararda ne kadar doğru ya da ne kadar hatalı bir karar verdiğini bu yönüyle bize gösterecek. Devam eden dosyaları da takip etmeye devam ediyoruz. Sadece Cizre için değil benzer durumlar Nusaybin, İdil, Silopi ve Şırnak’ta da bir yargı refleksi ve yaklaşımı olarak bizler görüyoruz.”
 
‘Her dosya faili meçhule bırakılmış bir dosyadır’
 
Soruşturma dosyalarının hiçbirinde faili bulma derdinin olmadığına vurgu yapan ÖHD’li avukatlar, “Şu ana kadar savcılığın ciddi anlamda araştırma yaptığı ve iddianameye dönüştürdüğü hiçbir dosya yok. Faillerin yargılanması için değil dosyaların üstü kapatılsın diye çaba harcanıyor. Ancak bu bizim için hukuki anlamda kabul edebileceğimiz gerekçeler olmadığı gibi hukuken de bunun hesap verilebilirliği üzerinden itirazlarımızı yapmaya devam ediyoruz. Bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Aslında takipsizliğe bırakılan her dosya faili meçhule bırakılmış bir dosyadır. Çünkü bu dosyalar bir kişinin ölümü üzerine, gerçekleşen ölümü aydınlatmak üzerinden açılırken soruşturma bir anda kişiyi suçlayan, kişinin ‘örgüt üyesi’ olup olmadığı tartışmasına dönen bir hukuksuzluk ağına dönüştü. Bizler açısından bugüne kadar hiçbir dosyanın faili ortaya çıkmamıştır. Devlet fail olduğunu kabul etmiş olsa dahi failleri ortaya çıkarmaya dönük hiçbir arayışa gidilmediği için her bir dosya faili meçhule bırakılmış dosyadır” sözlerine yer verdi.