‘Tecridi, Batman’da kadın bedeni üzerinde sertleşen politikalarda görüyoruz’

  • 09:05 13 Aralık 2020
  • Güncel
HAKKARİ - Cezaevlerinde 17’nci gününe giren süresiz dönüşümlü açlık grevlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avukat Harika Günay, “Esat Oktay ahlakı ve zulmü aslında şu an hala AKP-MHP iktidarıyla, üzerimize kara bulut gibi çöken faşizmle perçinlendiğini çok net görüyoruz” dedi.  
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış ve yaygınlaştırılmış tecrit ile cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı 27 Kasım’da tüm cezaevlerinde süresiz-dönüşümlü açlık grevi başladı. 5 günlük süreyle gruplar halinde girilen açlık grevi 17'nci gününde devam ediyor. 
 
Avukat Harika Günay Karataş PKK Lideri Abdullah Öcalan’ a dönük tecrit ve cezaevlerinde başlayan açlık grevlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Esat Oktay ahlakı ve zulmü’
 
Tecridin sadece PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde olmadığı tüm tutsaklara ve topluma yaydırılarak uygulandığına dikkat çeken Harika, “2011 yılına kadar bu tecrit devam etti ve daha sonrasında 800 avukat Abdullah Öcalan ile görüşmek için talepte bulundu. Bundan 8 yıl sonra bu tecrit kapısı biraz aralanmaya başladı. Bu da cezaevlerinde olan açlık grevi direnişleriyle mümkün hale geldi. Ancak cezaevlerini ve buradaki tecridi sadece Sayın Abdullah Öcalan üzerinde değil yurtsever, devrimci, sosyalist tüm özgürlük mücadelesi için bedel veren zindan pratiği yaşayan tüm tutsaklar açısından da aslında değerlendirmemiz gerekiyor. Diyarbakır zindanında yapılan baskı ve zulmün, Esat Oktay ahlakı ve zulmü aslında şu an hala AKP-MHP iktidarıyla, üzerimize kara bulut gibi çöken faşizmle perçinlendiğini çok net görüyoruz” dedi.
 
‘İnfaz yasası değil ayrımcılık yasası’
 
Daha önce çıkarılan infaz yasasına atıfta bulunan Harika, çıkarılan yasanın infaz değil ayrımcılık yasası olduğunu düşünen ve sorgulayanların hala cezaevinde tutulduğunu ifade etti. Harika, “Ancak son süreçte yaşanan pandemiyle birlikte infaz yasasını aslında ayrımcılık yasası olarak çok net bir şekilde tanımlayabiliriz. Kadın ve cins kıyımına, hayvanlara karşı ortaklık edenler tahliye edildi. Düşünen, sorgulayan, hayatta kalabilmek için, hayatı güzelleştirebilmek isteyen insanların hala zindanlarda tutulduğunu çok net bir şekilde görüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Tecridin boyutu sadece zindanlarla sınırlı değil’
 
Batman’ın Gercüş ilçesinde yaşanan özel savaş politikalarının kadın bedeni üzerindeki tezahürü olduğunun altını çizen Harika, “ Tecridin boyutu sadece zindanlarla sınırlı değil son dönemde, Batman ilçesinde yaşanan savaş politikalarının kadınlar üzerinde sertleşmesiyle birlikte, kayyım gaspıyla birlikte görüyoruz. Tecrit sadece dört duvar arasında tutsaklara yapılan şey değil, Kürt halkının, Sayın Abdullah Öcalan’ın bedeni üzerinde yapılan düşünme ve var olmasıyla ilgili bir sıkıntı olduğunu düşünüyoruz” diye belirtti.  
 
‘Açlık grevleri son çare ve vicdanlara sesleniştir’
 
Harika, açlık grevine girenlerin bedenleri üzerinde kalıcı hasarların oluşmaması için taleplerinin kabul edilmesinin elzem olduğunu söyleyerek, “Mücadele biçiminin ortadan kaldırılmasıyla birlikte bir yaşam mücadelesinin ortadan kaldırılmasına yönelik bir tehdit var ve bu tehditlere karşı açlık grevleri pratiğinin olduğunu görüyoruz. Açlık grevi tabi ki son çaredir artık vicdanlara seslenmedir. Bu bir umuttur da aynı zamanda faşist iktidarların da bir vicdanının ve ruhunun olduğuna dair bir umuttur. Bu umuda dair bir direniş ve hayatta kalabilmek için verilen bir umuda seslenmektir. Bu anlamda ölümler olmadan insanların vücutlarında kalıcı hasarlar olmadan bir çözümün devlet tarafından getirilmesi zorunlu ve zaruridir” ifadelerinde bulundu.