İHD ve TİHV’den Kürt sorununun çözümü için çağrı

  • 16:55 11 Aralık 2020
  • Güncel
ŞIRNAK - İnsan Hakları Haftası dolayısıyla İHD ve TİHV yaptığı açıklamayla, Kürt sorununun çözümü için taraflara çağrıda bulundu. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin imzalanmasının 72. yılında 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Şırnak’ın Cizre ilçesinde bulunan TİHV Şube binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, İHD Şırnak Şube Başkanı Esin Yılmaz, Şırnak Tabipler Odası Başkanı Serdar Küni ve TİHV üyeleri katıldı. Açıklamayı Şırnak İHD Şube Başkanı Esin Yılmaz okudu.
 
"Haklarımıza sahip çıkıyoruz" diyerek sözlerine başlayan Esin devamında, “Türkiye’de sürdürülen güvenlikçi politikaların etkisiyle ülkenin temel sorunlarının giderek daha da ağırlaştığı, diğer yandan kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının ortadan kalktığı, seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldıran kayyım uygulamalarının sürdürüldüğü, TBMM’nin işlevsiz hale getirildiği, tüm siyasal gücün tek elde toplandığı koşullarda otoriter uygulamalar, siyasal iktidar açısından insan haklarına dayalı bir rejim fikrinden topyekûn uzaklaşmanın bir aracı haline gelmiştir. Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununun en önemli halkasının Kürt meselesi olduğu ve bu sorunun barışçıl ve demokratik yolla çözülmediği sürece Türkiye’deki insan hakları ve demokrasi sorunlarının çözülemeyeceğini bir kez daha vurgulayarak, Kürt meselesinin demokratik, barışçıl ve adil çözümünü savunmakta ısrarcı olduğumuzu da bir kez daha dile getirmekteyiz” dedi.
 
‘Kısıtlamalar arttı’
 
2020 yılında da yaşam hakkının ihlal edildiğini vurgulayan Esin, “İşkence yasağı olmak üzere toplumsal gösteri hakkına yönelik engelleme ve müdahaleler, hapishanelerdeki ihlaller, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlaller, basın özgürlüğüne yönelik ihlaller ve kadına yönelik şiddet gibi pek çok değişik ve kategorik konularda ihlaller üretmeye devam etmiştir. Ayrıca siyasi iktidara bağımlı hale getirilen yargı kurumunun da etkisi ile beraber hak ihlalleriyle mücadele alanını daraltmak anlamına gelen cezasızlık yaygınlaşarak yeniden üretilmiş ve neredeyse genel bir kural haline getirilmiştir. Türkiye’de öteden beri yaygın bir şekilde ihlal edilen düşünce ve ifade özgürlüğü 2016 yılında ilan edilen OHAL ve devam eden süreçte giderek artan bir şekilde kısıtlamaya ve daraltılmaya devam edilmiştir” diye konuştu.  
 
‘Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz’
 
Kadına yönelik şiddet ve katliamların arttığına değinen Esin şunları söyledi: “2019 yılında en az 418 ve 2020 yılının ilk 11 ayında en az 355 kadın, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 2020 yılının Mart ve Nisan aylarında Covid-19 salgını sebebiyle aile içi şiddetin tırmandığı bir dönem yaşanmıştır. Evde kalma sürelerinin artması ve bu süreçte infaz yasasında yapılan değişiklikler sonucu şiddet uygulayan erkeklerin serbest kalması ve yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle kadınların şiddete maruz kalma oranları da artmıştır. Bu tarz dönemlerde kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadınların korunması için alternatif mekanizmaların üretilmemesi şiddeti artıran bir başka etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Barışçıl, demokratik, insan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstereceğimiz aşikârdır. İhlalsiz, gözyaşının olmadığı, sömürüsüz bir dünya umuduyla. Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz."